Bülent Uygun: Comolli fiyasko işler yaptı
Abone olKatar Ligi ekiplerinden Al Rayyan ile sezon sonuna kadar anlaşma sağlayan Bülent Uygun, Fenerbahçe'deki kötü gidişatın bir numaralı sorumlusu olarak Comolli'yi gösterdi.
Katar Ligi ekiplerinden Al Rayyan ile sezon sonuna kadar anlaşma
sağlayan tecrübeli teknik adam Bülent Uygun, yeni görevine
başlamadan hemen önce Demirören Haber Ajansı'na (DHA) önemli
açıklamalarda bulundu. Uygun, "Başarılı olacaksam, Şampiyonlar Ligi
kupası kaldıracaksam, hayal ettiklerimi başarabileceksem, ben orada
olmayı tercih eden bir yapıdayımdır. İnşallah bir gün biz de
Fenerbahçe'nin başında bunları başaracaksak olmak isteriz. Ama bu
düşüncelerim için çalışıyor araştırıyorum kendimi geliştiriyorum "
dedi.
"SPOR ELÇİSİ GİBİ GÖREV YAPMAK ONUR VERİCİ"
Katar'ın Al Rayyan Kulübü'yle sezon sonuna kadar anlaşma sağlayan
Uygun, yeniden Katar'da görev almasıyla ilgili olarak, "Katar'a
gitmek, ülkemizi orada temsil etmek ve orada bir spor elçisi gibi
görev yapmak bizim adımıza onur verici. Bu 3'üncü gidişim ve her
iki seferde de mükemmel derecede bir sezon geçmişti. Bu sefer daha
da başka bir planlamayla gidiyoruz. İnşallah şampiyonluk
yaşayacağımız bir planlama olacak. Evladımızı da götürmek
istiyoruz. Önce ailece gidemeyeceğiz ama sonrasında ailece orada
olacağız. İki hafta sonra bir devre arası var, ondan sonra ailemi
de alıp gideceğim. Çünkü Katar, görülmesi ve yaşanması güzel bir
ülke. Aynı zamanda bizi bizden de fazla seven bir ülke. Bunu her
ortamında fazlasıyla gördük. 2022 Dünya Kupası'nda, Müslümanların
ilk defa organize edeceği bir dünya kupasını, ne kadar mükemmel
yapılacağı da görülecek. İnşallah biz Türk Milli Takımı olarak da
orada olabiliriz. Tüm benliğimizle futbol adına da bir elmanın iki
yarısı, seyircilerimizle de beraber, kardeşçe ülkede o sportif
güzelliği inşallah birlikte yaşarız" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'DE DE FAZLASIYLA DEĞER GÖRDÜM"
Gittiği her yerde büyük bir sevgiyle karşılandığını ve bu yüzden
çok mutlu olduğunu dile getiren Uygun, "Türkiye'de de fazlasıyla
değer gördüm. Sağ olsunlar ben nereye gidersem gideyim,
Diyarbakır'dan tutun da, Edirne'ye kadar her yerde hem geçmişte
futbolculuk zamanımızda yaptıklarımız milli takımda, hem
Fenerbahçe'den sonra attığımız gollerde verdiğimiz asker selamımız,
gerekse de teknik direktörlükte yaptığımız genel anlamda başarılar
ve sonrasında bize yapılanların hainler tarafından iftiradan dolayı
da, 7'den 70'e herkes bizi fazlasıyla seviyor. Bu yüzden de herkese
teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.
"BURAK KLAS SANTRFOR, CENK CEZA SAHASI
GOLCÜSÜ"
Süper Lig'de yer alan golcüler arasında Burak Yılmaz'ı çok
beğendiğini vurgulayan Uygun, Cenk Tosun ile ilgili olarak da
şunları söyledi:
"Türkiye'deki gol krallarına baktığımızda, bana kalırsa Burak
Yılmaz'ın, bizim ekolün içinde komplike olarak gerekse de oyun
tarzı ve stili olarak bugün zaten en klas santrforlardan biri
olduğunu çok rahatlıkla söyleyebilirim. Onun dışında, Cenk Tosun'un
6 yaşındayken ben saçını okşamışım. Bu yüzden de bu kadar iyi bir
futbol yapısına büründü. Ona bu şekilde takılıyorum arada bir.
Cenk'e; senin bu kadar büyük bir topçu olacağını bilseydim seninle
daha fazla ilgilenirdim diyorum. Cenk, gerçekten iyi bir ceza
sahası santrforu. Onu ben biraz da Tanju'ya benzetiyorum. Onun
stilinde olan bir futbolcu. Forvet anlamında dünyada da büyük bir
sıkıntı var. Böyle olunca da, bu durum Türkiye'ye de yansıyor.
Bütün takımlarımızda neredeyse gol atma sıkıntısı yaşanıyor. Ama
aslında futbolun takım oyunu olduğu bilinerek, bu şekilde bir
sistemin ürünü olan futbolcular yetiştirmemiz gerekiyor. Bizde de
maalesef, dünyada yetişiyorsa bile, bizde tam anlamıyla
yetişemiyor. Eskiden sayardık; Aykut Kocaman, Hakan Şükür, Hami
Mandıralı, Saffet Sancaklı ve hatta orta saha olarak benim gol
kralı olduğum bir ortamda birçok gol kralı rahatlıkla
çıkartabiliyorduk. Rekabet üst seviyedeydi. Şimdiyse forvet
sıkıntısını hem milli takımda, hem de kulüp takımlarında fazlasıyla
hissediyoruz."
"ALEX VE HAGİ BİRÇOK OYUNCUYA ÖRNEK OLDU"
Futbolda sık sık tartışılan yerli ve yabancı futbolcu
kısıtlamasıyla ilgili de tecrübeli teknik adam, "Öncelikle şunu iyi
bilmemiz gerekiyor, ben yaklaşık 15 yıldan bu yana Türk sporcusuna
güveni, Türk sporcusu için yapılması gerekenleri bir proje bazında
hep anlatıyorum. Anlatıyorum ki, Türk sporu bunu hayata geçirsin.
Düne kadar da, kendim söyleyip kendim dinliyordum. Beni herkes
eleştiriyordu. Şimdiyse yabancı sayısının ne kadar yanlış olduğunu,
milyonlarca genci bulunan Türkiye'nin kendi gençlerine değer
vermediği ortaya çıkmış durumda. Rekabet için öncelikle eğitimini
iyi vermeniz gerekiyor. Futbol Federasyonu kendi eğitmenleri
tarafından sizin bütün antrenörlerinize eğitim vermeli. Onlar da
veriliyor bilgi olarak fakat parası olana. Parası olmayan eğitim
alamıyor. Ve altyapı hocalarının da hemen hemen hepsi, parası
olmadığı için o eğitim bilgilerini kendisi alamıyor. Bu sefer de
kendi gençlerimi doğru eğitim planlamasıyla, doğru antrenman ya da
doğru sistemle yetiştiremiyoruz ve böyle olunca da problemler
çıkıyor. Bakın, altyapılarda sular akmıyor, altyapılarda sahalar
yok, altyapılarda bilgili hoca yok, altyapıların kendi arasında
rekabet edebileceğini bırakın, oynayabilecek deplasman tarzındaki
bir gelirleri yok. Bunun gibi birçok eksiğiyle yaşayan bir
altyapıdan siz yabancılarla yarışacak futbolcu yetişsin
isteğindesiniz. Aksine, yabancılar bizim aramıza girip o yarışta
bize kaliteyi katmalılar. Yani bir Hagi, bir Alex gibi futbolcular
bizi eğitmeli. Hagi'yi örnek alın, kimleri yetiştirdi?
Galatasaray'daki futbolcuları. Ne kazandırdı? UEFA Kupası'nı
kazandırdı. Alex ne kazandırdı? Şampiyonlar Ligi'nde Çeyrek Final,
Yarı Final kazandırdı. Ve birçok futbolcuya da örnek oldular. Bana
böyle yabancılar lazım. Ama İstiklal Marşı'nı okuyacak bir tane
futbolcunun olmadığı, hepsinin yabancı olduğu bir futbol ortamında,
altyapıdaki eğitimsizlik de hat safhadayken, Türklerin mücadele
etmesini bekliyoruz. Bir kere kafadan yanlış bir strateji. Onun da
zararını şu an Türk futbolu çekiyor zaten. Milli Takım'a
baktığınızda, futbolcu bulmakta inanılmaz derecede bir zorluk
içindeyiz. Burada yapılması gereken tabii ki yabancı futbolcuları
oynatmak, onlara o imkanı sağlamak ama bizim futbolcularımızın da
altyapı eğitimlerini iyi tamamlayarak, o geçiş sürecini iyi analiz
edip hayata geçirmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu.
"TIRNAKLARIMIZLA KAZIYARAK BİR YERLERE
GELEBİLİYORUZ"
Fenerbahçe'de Cocu haricinde, Süper Lig'de önemli ekiplerin başında
Türk hocaların bulunması ve başarılı olmasının hatırlatılması
üzerine Uygun, "Bu durum Türk hocaların spontane gelişecek
sorunları ne kadar iyi çözebileceğinin bir göstergesidir. Tüm
kulüplerimiz borç batağında, sistem yok, scout ekipleri yok yanlış
takım mühendislikleri yüzünden de takımlar zor süreçlerden geçiyor.
Bugün Cocu, kendi takımını ki kadro yapısı itibarıyla da istediği
adamları almasına rağmen oynattığı futbola baktığınızda sistemin
iyi olmadığını, rakibin iyi analiz edilmediğini, stratejinin doğru
verilmediğini, sahadaki maçın gidişatına göre doğru hamleler
yapmadığını hep beraber görüyoruz. Bu bir gerçek. Türk
antrenörlerinin zekası, para bulmak, takım içindeki sorunları
çözmek, olabilecek transferleri ayarlamak takım içindeki entropi
ortadan kaldırmak, çünkü yurt dışındaki scout sistemi bizde yok,
takım mühendisliğini yapmak ve kendi oyun felsefesini, sistemini
bir an önce antrenmanlarla takımına kabul ettirmek ve sonucunda
sahaya çıkıp başarıyı elde etmekle yükümlü. Ama yabancı hocalar
bunların hiçbirini yapamadı yapamaz. Şimdiye kadar gelenlerin
arasında bakalım, Lucescu'yu bunun dışında bırakabiliriz. O dönem,
100'üncü yılda takım planlaması mükemmeldi, yönetimle iyi
anlaşıyordu. Ve Lucescu o süreci, kendisinin doğrultusunda istediği
gibi götürdü. Hem Beşiktaş'ta, hem de Galatasaray'da. Ama onun
dışında bütün genel başarılarda Türk hocalar var. Ve buna rağmen
maalesef biz Türk hocalara güvenemiyoruz ve onlar için yapılması
gerekenleri de yapmıyoruz. Biz kendi tırnaklarımızla kazıyarak bir
yerlere gelebiliyoruz, onlara ise güzel bir pastayı sunuyoruz, bu
pastayı dilimlemelerini bekliyoruz. Şampiyonluk pastasını...
Bırakın o pastayı dilimlemeyi, var olan pastayı da bertaraf ederek
o camiada telafisi zor yaralar açarak, tazminatlarını da alarak
geri dönüyorlar" şeklinde konuştu.
"BAŞAKŞEHİR İÇİN O SENE BU SENE"
Bülent Uygun, Medipol Başakşehir'in takım planlaması mükemmel bu
sezon şampiyonluk iddiası içindeki en önemli takım olduğunu ifade
ederek, "Başakşehir için o sene bu sene olarak düşünüyorum. Ya bu
sene başarırlar, ya da bundan sonraki süreçte tekrardan bir
yapılanmayla ki doğru bir yönetim anlayışı var orada, hocanın tarzı
ve zaten antrenman bilgisine de söylenecek bir şey yok tekrar
başarmaya çalışacaklar. Ama o senenin bu sene olduğunu düşünüyorum.
Sonraki süreçlerde tekrar bir planlamaya gitmek zorundalar" diye
konuştu.
"BU DURUMUN NEDENİ COMOLLİ VE COCU'DUR"
Şampiyonluk yarışında Fenerbahçe'nin tekrardan geri dönebileceğini
dile getiren Uygun, kulübün bugünkü durumda olmasını sportif
direktör Comolli'nin transferlerine ve teknik direktör Cocu'nun
taktiksel yetersizliğine bağlarken, "Fatih Terim geldiğinde
Galatasaray camiası çok zor bir durumdaydı ve o süredeki özellikle
söylemleri ve taktik bilgisiyle şampiyonluğu kendi lehine
çevirebildi. Beşiktaş ise Şampiyonlar Ligi'nde destan yazmasına
rağmen, Avrupa'dan döndükleri 2-3 gün sonra deplasmanda oynadığı
maçlarda kaybettiği puanlarla bir nevi şampiyonluğu elinden
alındı.
Fenerbahçe'nin yaşadığı kaos ortadaydı. Seçim süreci de vardı. Bu tabii ki fazlasıyla etkilemişti. Ama bu seneye döndüğümüzde, aslında sezon başında kime sorsanız Ali Koç gibi Türkiye'mizin ekonomisine büyük kurumsallık sistemi kurmuş bir ailenin Fenerbahçe aşığı çocuğunun ve ülkedeki 7'den 70'e herkesin takdirini kazanan, sevilen, gerçekten karizmasıyla etkili bir adamın gelmesiyle büyük bir rüzgar vardı arkada. Herkesin beklentisi artık tamamdır, şampiyon Fenerbahçe'dir, 2'nci 3'üncü kim olduğu düşüncesindeydi ama işin gerçeği öyle olmadı. Bunun da bir numaralı sorumlusu Comolli'dir. Sekiz ay, bir sene ders çalışıp da dersini yerini getirmeyen, hatta fiyasko işler yapan bir adamın, artık bu dakikadan sonra bütün suç onda olduğu için bunun sorumluluğunu kendi üzerine alıp gerekeni yapması gerekir. Böyle bir oluşum rüzgarını tersine başkası çeviremezdi. O yüzden de Comolli'yi ayrıca tebrik etmek lazım. Öyle elin cebinde sahanın ortasına gireceksin, hocaya brifing vereceksin, onlara anlatacaksın... Böyle bir şey dünya da yok. Öyle bir dünya olamaz. Sen sportif direktörsün. Dünyanın her yerinde keşfedilmemiş çocuk yaştaki yıldızları keşfedeceksin ve Türkiye'deki takım mühendisliğini doğru yapacaksın. Tabii rugbyden gelip de 3 sene önce yanlış hatırlamıyorsam Fransa'da bir takımdaydı ve oradaki başarısızlık sonrasında sana güvenen bir yapıyı bertaraf etti. Birinci suç O'nda, 2'nci suç ise tabii ki Cocu'da. Baktığınızda sistem yok, oyun taktiği yok, rakip analizleri yok. Fenerbahçe'de duran top organizasyonu da yok. Böyle bir şeyi böyle bir camia kabul edemez ve sonuçları da yansıdıkça tabii ki diğer hocaların isimleri hep gündeme gelecektir. Bu kaostan çıkar mı? Çıkmalı, bence öyle ya da böyle yeni bir sinerji olacaktır. Etkiye tepki olacaktır. Fenerbahçe'dir çünkü bu. Tekrar galibiyetle ayağa kalkacaktır. Taraftarın desteği çok büyük bir etken olacaktır" diye konuştu.
"TRABZONSPOR'U ŞAMPİYON GÖRME İMKANIMIZ
ARTTI"
Trabzonspor'un teknik direktör Ünal Karaman ile kısa zamanda büyük
başarılar yakalayacağına inandığını söyleyen Uygun, "Ünal Karaman,
Trabzon'un evladı. Orayla özdeşleşmiş, yıllarca emek vermiş, yokluk
içinde büyük bir başarı elde etmiş. Çünkü, o kadar imkanlar varken
bundan 3-4 sene önce verilen imkanlara bakarsanız, bütün ana borcun
temeli buradadır. Başkanlar, o dönem o kadar imkanlar verdi
hocalara, sonuç istenenin çok altındaydı. Hiç imkan verilmeden
Ahmet Ağaoğlu ile birlikte Ünal hocam inanılmaz bir başarı trendi
yakaladı ve bu yapılanma doğru gidiyor. Bu sene belki şampiyonluk
hayal olur ama bir sonraki sene Trabzonspor'u şampiyon görme
imkanımız artık yüksek" ifadelerini kullandı.
"ŞENOL HOCAMA SÖYLENECEK LAF YOK"
Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş'e çok fazla haksızlık
yapıldığına değinen Uygun, Süper Lig'in şampiyonluk yarışı ile
ilgili olarak, "Şenol hocama söylenecek laf yok. Şenol hocama ben
bu ülkede haksızlık yapıldığını düşünüyorum. 1'incisi dünya
3'üncüsü oldu. Hocamın elbisesinden bilmem nesine kadar eleştirdik
ki bizim ülkede de tweet atmayı bilen ukalalık anlamında çok fazla
insanlar var. Halbuki az sayıda kişiyi çok fazla kale alıyor ve
maalesef herkes ona haksızlık yaptı. O ise kalktı o dönem
içerisinde Beşiktaş'a geldi. 2 senelik şampiyonlukta büyük emeği
var. Fikret Orman ile doğru bir takım mühendisliği var. Bu senenin
de geçen sezon Şampiyonlar Ligi'ndeki başarıyı o ligdeki yaşadığı
kaos etkiledi. Ama bu sene ki kadro yapısına rağmen, eksiğe rağmen
şu anda çok başarılı ve şampiyonluğun da en büyük adaylarından bir
tanesi. Galatasaray'ın forvetsizliği şampiyonluk yarışına büyük
etki edecektir. Bunla birlikte Abdullah Avcı'nın stratejisi
şampiyonluk için etkili olacaktır diye düşünüyorum" dedi.
"BEKLENTİM BUNUN DAHA 10 KAT ÜSTÜNDE"
Fenerbahçe'nin ligdeki kötü performansına rağmen yine de
şampiyonlukta iddialı olacağını belirten Uygun, "Aslında kadro
yapısı itibariyle şampiyonluk ihtimali yani eldeki kadroya
baktığınızda, bu kadronun şampiyonlukta 1'incilikte 2'nciliklerin
arasında dönmesi gereken yerde olması gerekirken, maalesef saydığım
nedenlerden dolayı, geri durumda. Buradaki etkenler tabii ki fazla.
Oradaki yanlış tercihler, yanlış mevkilerde yanlış adamı
oynatmaları birer etken. Halen birçok oyuncu da kendi yerini çözmüş
değil. Futbolcuyla konuşsan bundan önceki verimli olduğun yer
neresi diye sorsan zaten onu da öğrenirdi hoca. Ama maalesef onu
bile bilmeden yanlış stratejiler belirleyip maalesef oyun anlayışı
sahaya yansımıyor. Kötü bir oyun mantalitesi var. Ne kadar istekli,
arzulu olsa da benim beklentim bunun daha 10 kat üstünde ve
yapabilecekleri potansiyelleri olduğunu rahatlıkla görebilirsin "
şeklinde konuştu.
"BİR GÜN FENERBAHÇE'NİN BAŞINDA OLMAK
İSTERİM"
Fenerbahçe'de gol kralı olmuş ve başarılar elde etmiş biri olarak
teknik direktörlük de yapmak istediğine değinen Uygun, "Nasıl
Bülent Korkmaz Galatasaray'da teknik direktör olmak istiyorsa,
Ertuğrul Sağlam da Beşiktaş'ta, Hami Mandıralı da Trabzon'da, ben
de Bülent Uygun olarak Fenerbahçe'de gol kralı olmuş,
şampiyonluklar yaşamış biri olarak istiyorum. Fenerbahçe'ye yapılan
bir kumpasın, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yapılan kumpasın ayak
oyunlarında bize de aynı kumpası alet ederek bizi de suçlamaya
kalktıkları bir ortamda yaşadıklarımız ortadayken, Anadolu
takımlarını düşme potasından alıp en çok puan toplama başarısı
gösteren biri olarak hak edenlerden biri de ben oluyorum doğal
olarak. Çünkü Fenerbahçe'den yetişmiş olacaksınız, Anadolu'da olmaz
denilen Sivasspor ile UEFA'dan en alttan alıp Şampiyonlar Ligi'ne
kadar götüreceksiniz, Eskişehirspor'u alttan 2'nci sıradan
alacaksınız, 7'nciliğe kadar çıkaracaksınız, Gaziantepspor düştü
denecek, son 12 maç gideceksiniz 8 galibiyet alarak kümede
bırakacaksınız. Döneceksiniz Elazığspor'u şampiyon yapacaksınız ve
ondan sonra Katar gibi yurt dışından bir teklif alacaksınız, Umm
Salal takımının hiç galibiyeti yokken 11'inci haftada siz
alacaksınız ve 8 hafta galip gelip ligi 5'inci bitireceksiniz. Hem
de hiç bir transfer yapmadan bunları başaracaksın,
Al Gharafa'ya gideceksiniz Asya kupalarına götüreceksiniz. Teknik direktör olarak demek ki bir şeyleri başardığınızın göstergesi bu. Dolayısıyla biz orayı yaptığımız başarılarla elde etmek isteriz. Ben şuna dua ederim, bir gün Fenerbahçe'nin başına geleceksem Allah bana Şampiyonlar Ligi kupasını kaldırmamı nasip ettiğim gün gelmemi nasip etsin. Çünkü ille de ben bir yere geleyim diye, ille de ben bir yerde bulunayım diye isteyen bir tip değilimdir. Başarılı olacaksam hayal ettiklerimi başarabileceksem, ben orada olmayı tercih eden bir yapıdayımdır. İnşallah bir gün biz de Fenerbahçe'nin başında olmak isteriz. Ama bu düşüncelerim yerine gelecekse olsun" açıklamasını yaptı.
"SİNAN ENGİN DOĞRU ÖRNEK"
Sportif direktörlük yapısının doğru yapıldığı zaman başarılı
olunacağını söyleyen Uygun, "Doğru adamı getirirseniz çok güzel
oluyor. Bakın Sinan Engin'i getirmişti Beşiktaş. Mükemmel gitti,
şampiyonluklar geldi. Sonra Sinan ağabey başkandan ayrıldı. Ben de
Sivasspor'da sportif direktördüm. Kayyumdaki bir takımı aldık ve
Mecnun Otyakmaz başkan ile sistemi kurduk, kurumsallığı kurduk,
tesis yaptık, stat yaptık, borçlarını bitirdik, şu anda kulübün
Türkiye kulüpleri arasında borcu olmayan kulüpleri sayıyorum, 4
tane kulüp çıkarsa çıkacaktır; Sivasspor, Gençlerbirliği, Gazişehir
Gaziantep ve Başakşehir. Geriye kalan herkesin borcu var. Demek ki
siz sportif direktör olarak doğru yönetirseniz, doğru planlarsanız
ve doğru sistemi kurarsanız bu işi bu ülkede başarırsınız. Şimdi
ben dünyadaki bütün futbolcuları takip edeceğim, onlarla birlikte
yemek yiyeceğim, alacağım bütçeye göre, onun stratejisi benim
hedeflerime, takımın ufkuna göre transfer yapacağım. Sportif
direktör budur. Sportif direktör takım içerisinde olan durumları
çözendir. Takımın birlikteliğini sağlayacak organizasyonu yapandır.
Sadece oturduğun yerden birileri kamp oteli ayarlasın ya da
transfer zamanı bir menajer gelsin videodan izleyeyim bunu transfer
edeyim, mantığı değildir. Hatta şu anki durumdaki hiç değildir.
Dolayısıyla şu anda o sportif direktörlüğü kurmak, aynı zamanda
scout sistemini kurup sizin takımınızın oyun sistemine oyun
mantalitenize göre kadro yapılarını takım mühendisliği
doğrultusunda yerleştirerek uygulamaktır. İşte bugün maalesef bazı
takımlarda olmadığı gibi, biz bunu zamanında iyi yaparak bunu ne
kadar başarılı olacağını fazlasıyla gösterdik diye düşünüyorum"
şeklinde konuştu.
"MİLLİ TAKIM FENA GİTMİYOR"
A Milli Futbol Takımı'nda yapılan gençleştirme projesi ile ilgili
olarak da Uygun şunları söyledi:
"Yeri geldi Lucescu hocamızı eleştirdik ve eleştiriyoruz da. Galatasaray ve Beşiktaş camiasında yaptıkları ortada. Bizim baş tacımız ama milli takım anlamında baktığımızda gidemediğimiz bir süreç var. Şimdi tekrar bir gençleştirme operasyonu yaptık. Bu operasyonun getirisinin çabuk olmasını bekleyen sabırsız milletiz. Bugün yapalım dediğiniz ertesi gün olacak bir iş değil. Genel anlamda Türk futbolunda zaten yetiştirme problemimiz var. Bu durumlar arasında Lucescu hocamızın işi çok zor. Her alınacak başarısızlıkta kapının arkasında Aykut Kocaman ile Şenol Güneş bekliyor. Artık yönetim hangisini tercih eder, onu da bilmiyorum. Bir de böyle bir etken var. Böyle bir ortamda milli takımımızın gençleştirilmesinin ne kadar iyi gittiğini söyleyecek olursak, evet fena gitmiyor gözüküyor. En azından son 1-2 maçta bunu fazlasıyla gördük. Ama bana göre bundan daha iyi olması lazım. Daha araştırmacı ve daha birleştirici bir yeni yapının oluşturulması lazım diye düşünüyorum."
"YÖNETİCİLER HARCAMADAN SORUMLU OLSUNLAR"
Yerli futbolcuların dövizle yapılan sözleşmelerinin Türk Lirası'na
dönüştürülmesinin istenmesiyle ilgili de Bülent Uygun, "Öncelikle
futbolcuların TL ya da euro alması önemli değil, ya da dolar
alması. Eskiden bu işi özellikle çıkartmalarının sebebi yabancı
oyuncu sayısını çıkarmalarının sebebi, yabancılar az alsın dediler.
Şimdi herhangi bir yabancıya 1 milyon euro veriyorsun, Türk
futbolcusuna 2-3 TL verdiğin halde o iki katı fazlasını almış
oluyor. Bir kere otomatikman her şey alt üst oldu. Burada yapılması
gereken şu; diyorum ki yıllardan beri, hakemlerin
profesyonelleşmesi lazım. Onların işte maaşları olmalı primleri
olmalı dedik. Bugün itibariyle 1-2 senedir bu işe geçtiler. Sene
2005. Şu anda 2018'deyiz. Bakın ne zaman söylemişim. Döndüm dedim
ki; Herkesin spor yapan futbolcuların sigortası olsun, emekli hayat
sigortası olsun, vergileri kesilsin. Her futbolcu ve teknik
direktör vergimizi kendimiz verelim, verdiğimiz vergilerden de bu
sistemi kuralım. Ona göre bir yapıda kulüpler borç batağından
kurtulsun. Yöneticiler genel kurullarında aldıkları borçlanmayı,
gelir gidere göre üzerine yaptıkları her harcamadan sorumlu
olsunlar. Paraları harcamak için yöneticilere de bu sorumluluğu
yüklememiz lazım. İşte antrenörlerin alt yapı hocalarının maaşı
federasyon tarafından verilmeli gibi birçok proje var. Ama bunların
arasındaki en önemli şey yabancı ve TL dolar bazındaki ayarlamayı
öncelikle vergilendirme sisteminde ve kendi ülkemizde Türk bazında
paraları ödeyip o futbolcuyu o şekilde transfer edip kendisine
denmeli ki bizim böyle bir sistemimiz var kur bazımızı
sabitliyoruz. Sana bu kur bazından vereceğiz. Ama dolar olarak
vereceğiz. Yabancı oyuncular yine dolar olarak isteyecek gene euro
isteyecek. Türk futbolcusuna Türk parası olarak vererek bu sistemi
devam ettirebilirsin. Ama o sistemin içerisindeki bu vergileme
sistemiyle birlikte hem devlet olarak doğru bir şekilde planlamaya
alırsın, hem de yabancı oyuncu sayısındaki düşüşü arttırıp onlardan
gelen gelirleri de alt yapılarda muhakkak ki kullanmanı sağlarsın.
Bu da dolar ile Türk parası arasındaki dengeyi sağlamış olursun"
dedi.
"BÖYLE BİR ŞEYİN OLDUĞUNA DA İHTİMAL VERMEK
İSTEMİYORUM"
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un bazı antrenörlerin görevi kötüye
kullandığıyla ilgili açıklamalarına ilişkin ise Uygun, "Bir kulübün
size teslim ettiği şeyler bir nevi namusunuzdur, şerefinizdir,
onurunuzdur. Size o kulüp ne destek verdiyse, o kulüpteki bütün
yaptığınız çalışmalar o kulübü ilgilendiren bilgilerdir. Sizden
sonra gelen hocaya da o bilgileri bırakmak zorundasınız. Hatta
sizden daha başarılı olsun diye gerekse o bütün verileri her
şeyiyle paylaşmanız gerekir. Sizin kendinize ait antrenman
metotlarınızı da kendiniz alabilirsiniz. Bunda hiçbir sıkıntı yok.
Bugün wyscout programıyla çıkardığınız bütün analizleri ortadan
kaldırıyorsanız ve o takımın datalarını siliyorsanız, buna
söylenecek kelime bulamıyorum. Yani böyle bir şeyin olduğuna da
ihtimal vermek istemiyorum açıkçası, inanmak istemiyorum daha
doğrusu" ifadelerini kullandı.
"AVRUPA'YA SEVE SEVE GİDERİM"
Hedeflerinin uyuşması halinde Avrupa'da da görev alabileceğini
vurgulayan Uygun, "Hedeflerim arzularım, hayallerimi biliyorsunuz.
Sivasspor'un başındayken söylemiştim. 5 yıl içerisinde Anadolu'dan
bir takım şampiyon olacak. Çünkü o yapılanmayı o Anadolu coşkusunu
Sivasspor taraftarı, Sivasspor camiasıyla göstermiştik ve akabinde
de Bursaspor bunu başarmıştı. Türkiye'de birçok takım da bunu
başarabilecek potansiyele sahip. Ben de o projeyi o yönetim
anlayışını, o yöneticileri bir arada gördüğümde yani aynı havayı
soluduğumda o zaman, o takımla anlaşmayı tercih ederim. Çünkü bir
hoca yönetimiyle birleşip de taraftar ve camiasını topladığı andan
itibaren başarı gelecek, yoksa diğer anlamda bir başarının gelmesi
çok zor. 1-2 takımdan teklifler geldi. Kendilerini düşünmüyorum.
Çünkü benim hayallerime hedeflerime uymuyor. O yüzden kabul
etmedim. Önümüzdeki süreçte gelir mi? Evet gelir, çünkü hayal
ettiğim birçok süreç var bunu başarma adına yapabileceğimiz
inandığım camialar var taraftar bazında. Olduğunda tabii ki
çalışacağım. Katar'daki süreç çok başarılı geçtiği için her
seferinde bir hoca ayrılığında ismimizin gündeme gelmesi çok
önemli. Çünkü hiç galibiyeti olmayan ve hiç transfer yapmadan
takımı alıp 5'inciye kadar çıkartınca sizin değeriniz fazlasıyla
oluyor. Avrupa'da böyle bir başarı için bir takımdan gelirse teklif
seve seve gitmek isterim. Ama maalesef biz de menajerler çantacı
olduğu için kulüpleri dolandırdıkları için arkadaşlar buradaki
kulüpleri camiaları nasıl dolandırayım diye hayal ettikleri için,
buradan hocaları alıp da yurt dışında bir yere futbolcuyu veya
teknik direktörü satma derdinde değiller. Senin sivrilen yetenekli
çocuklarını yabancılar gelip bulup hangi menajerlerinse onlarla
beraber yurt dışına götürüyor. Ya da bir futbolcuyu oraya
pazarlayabilecek menajerlik yok. Biz kendi başarımızla yapar mıyız?
Belki zamanla bu işte olabilir. İnşallah zamanla bize de nasip olur
biz de yaparız. Ben kitap yazdım biliyorsunuz antrenman bilimi ile
ilgili çok değerli birbirinden profesör hocalarımın katkısıyla
yazıldı ve o yazılan kitapla birlikte, 15 Temmuz Şehitleri ve
Gazilerimizin çocuklarına bağışlandı bütün gelirleri. Bunun tabii
ki iyi tarafı şu, herkes insanlar olarak Türklerin neler
yapabileceğini, ne kadar değerli profesörlere sahip olduğumuzu ve
bununla birlikte bizim Türk futbolunda yaratılması gereken futbol
ekolünün ortaya çıkarılması, kendi içerisindeki yeteneğin
çıkarılması için yeni bir planlamanın şart olduğu bir ortamda
kitabımın da çok katkı yapacağı düşüncesindeyim. İnşallah benim
adıma, Türk futbolu adına çok güzel geri dönüşümler aldığım gibi
katkılarını da ilerleyen yıllarda görürüz" ifadelerini
kullandı.