Bülent Uygun celladına aşık olan esir gibi
Abone olSivasspor'da bir dönem sona erdi. Yiğidolara altın çağını yaşatan Bülent Uygun'dan duygusal veda
Sivasspor teknik direktörlüğü görevinden dün istifa eden
Bülent Uygun, Sivasspor'a ve Sivas'a gönül bağı olduğunu ancak
artık ayrılma zamanının da geldiğini belirterek, ''Celladına aşık
olan bir esirin tutkunluğu ile bağlandım bu camiaya''
dedi.
Bülent Uygun, kişisel internet sitesinde istifasıyla ilgili yaptığı
duygu yüklü açıklamasına Yunus Emre'nin 'Yaradılanı severim,
Yaradandan ötürü' dizeleriyle başlayarak ''Hep yaradılanı sevdim,
O'nun yarattığı her şey güzeldi, her şey değerliydi benim için. Bu
benim hayat felsefemdi hep'' dedi.
Artık ayrılma zamanının geldiğini, bu kaçınılmaz sonun ne zaman
yaşanılacaksa o zaman yaşayacaklarını kaydeden Uygun, duygularını
şöyle yazıya döktü:
''Belki bu kelimeler yetersiz kalacak, belki kifayet etmeyecek
duygularıma tercüman olmaya. Ancak sevdiklerimin içinde en değerli
olanı bırakacağım artık sizlere. Benden bir parça, benden bir can
alacaksınız bugün. Hepinizin oğlu, kardeşi, ağabeyi kabul ettiği
bir kimliğin şerefiyle yaşadığım bu şehirde, sizleri daha fazla
üzmemek adına görevimi bırakıyorum. Benim için bu kavga hiçbir
zaman bitmedi, bitmeyecek. Biliyorum ki hep Don Kişot'u olduğum bu
kavganın yel değirmenleri de tükenmeyecek. Ama inançlı mücadelemi
hep sürdüreceğim. Aldığım her görevin kutsal olduğunu inancımı
yitirmeyeceğim, inanın bu ayrılık bir nebze bile bu inancıma zarar
vermeyecektir.''
''SUSMAYI BİR ERDEM KABUL EDİP SABIRLA
BEKLEDİK''
Kendisiyle birlikte görev yapan tüm ekibin aynı özveri ve inançla
mücadele ettiğini, beraber çıktıkları bu yolda kimi zaman yağmura,
kimi zaman fırtınaya tutulduklarını aktaran Uygun, ''Bana zarar
vermek adına yapılan tüm çirkin saldırılara birlikte göğüs geren
bütün arkadaşlarım da inanın benimle birlikte incindiler,
kırıldılar. Ancak hepimiz, sorumluluğunu aldığımız takımımıza daha
fazla zarar vermemek adına susmayı bir erdem kabul edip sabırla
bekledik'' ifadelerini kullandı.
Mütevazi bütçelerinin ve imkanlarının elverdiği ölçüde şehre ve
insanlarına bir şeyler vermeye çalıştıklarını ifade eden Uygun,
şöyle devam etti:
''Tesisleşme adına, kurumsallaşma adına güzel şeyler ortaya
koyabilmenin mücadelesini yaptım hep. Projeler ortaya koydum.
Kazandığımızı stadyuma, tesisleşmeye, geleceğe bir şeyler bırakma
adına harcamaya çalıştık. Bugün hatırı sayılır bir kompleksimiz ve
stadımız var. Her Sivaslı göğsünü gere gere bu stat bizim, bu tesis
bizim diyebiliyor. Biliyorum çok daha iyisine layıklar. (Çok
konuşuyorsun) dediler. Doğrudur konuştum. Futbolcumu, yönetimimi,
takımımı hedef tahtası yaptırmamak için kendim hedef olmayı seçtim.
Gazetelere, televizyonlara bakın o dönemler, hiçbirinde futbolcumu,
takımımı hedef alan bir yazı, bir eleştiri göremezsiniz. Amatör bir
ruhla oynayan takımlar, hele hele süper lige yeni kaynamaya
başlamış takımlar en küçük rüzgarda dağılırlar. Futbolcu o yükü
kaldıramaz, ya ayakları yere basmaz ya da düşerse bir türlü ayağa
kalkamaz. Bunu anlayabilen anlıyordu zaten. Anlamamak için
direnenlere ne diyebilirim ki?''
''CELLADINA AŞIK OLAN BİR ESİRİN TUTKUNLUĞU İLE
BAĞLANDIM''
Bugün olmasa bile yarınlara, gelecek kuşaklara futbola adına
bırakılabilecek ne varsa onları bırakmaya çalıştığını, vizyon,
imkan ve hedefin vazgeçilmez düsturu olduğunu kaydeden Bülent
Uygun, ''Celladına aşık olan bir esirin tutkunluğu ile bağlandım bu
camiaya. Bir gün muhakkak düşüreceği giyotin bıçağının soğukluğunu,
futbolun doğasında olan bu sonu, hep boynumda hissetmeme rağmen,
sıcacık ve samimi duygularla bağlandım. Öğrettiklerimin ve hayat
ilkelerimin sonuçlarına sadık kalmaya çalıştım. Sorumlu olmak neyi
gerektiriyorsa bilin ki şu an bile onu yapıyorum'' ifadelerini
kullandı.
SİVAS'I BİR ARADA TUTABİLECEK NE VARSA HEP ORADA OLMAYA
ÇALIŞTIM''
Sivas'ı memleketi olarak gördüğünü, ilin her sorununda, her
sıkıntısında yanında olmaya gayret ettiğini kaydeden Uygun,
açıklamasını şöyle sürdürdü:
''Dikimevi kapanmasın diye ne kadar mücadele ettiğimi, kamuoyu
bilir. Sıkıntısı olanın, sıkıntısını gidermeye çalıştım. İşleri
rast gitmediği için otel çatıların da, 'Paydos hayata' demek
isteyen insanları, hayatın bir parçası yapmayı becerebildim. Cami
yaptırıyoruz derken, nedense bazı gözler bizi dindarlıkla suçladı,
ama hiçbirisi (kilise de yaptıracağız) dediğimi görmedi, duymadı.
Sivas'ı bir arada tutabilecek ne varsa ben hep orada olmaya
çalıştım. Yeri geldi Cuma'da namazımı kıldım, yeri geldi Cemevi'nde
Cem'e katıldım. Yeri geldi bir okulun gecesinde gençlerle eğlenmeyi
seçtim. Yeri geldi gençleri teröre karşı bilinçlendirme tiyatrosuna
futbolcu kardeşlerimle destek verdim. Belki çok fazla elbise
giydim. Ama bilin ki her rengi, her dokusu, her kumaşı Sivas'ın
rengiydi, Sivas'ın dokusuydu. Biliyorum Sivaslılar beni çok sevdi,
benim onları sevdiğim gibi.''
Uygun, açıklamasının sonunda görevi süresince desteklerini hiçbir
zaman esirgemeyen başta kulüp başkanı Mecnun Otyakmaz olmak üzere,
yönetim kuruluna, ekip arkadaşlarına, futbolculara ve 'gerçek
taraftarıyla tüm Sivassporlulara teşekkür ederek, ''Beni, ben gibi
seven tüm herkesten haklarını helal etmelerini diliyorum. Allah'a
emanet olunuz'' dedi.