Ünlü şarkıcı Bülent Ersoy’la bir konsere katılmak üzere Ağustos sonu KKTC’ye giden ve sahte PCR’la yakalanarak hapse atılan 21 kişilik orkestranın şefi Onur Özelçağlayan’ın cezaevinde yapılan COVID-19 testi pozitif çıktı. Orkestranın avukatı Adnan Ulunay, Onur Özelçağlayan ve bir sanatçı arkadaşının cezaevindeki testlerinin pozitif çıktığını, ancak semptom göstermeyerek hastalığı ayakta atlattıklarını açıkladı. Hürriyet'te yer alan habere göre, farklı koğuşlarda kalan orkestranın bir kısmı temaslı olmaları nedeniyle izolasyon altında tutuluyor. Avukat Ulunay, müvekkillerinin hastanede tedavi görmeleri talebiyle başvuruda bulunacağını söyledi.Lefkoşa’daki cezaevinde beşi gardiyan dokuz kişi hastalığa yakalandı. Yerel medya haberlerine göre, cezaevinde bir gardiyanın testinin pozitif çıkması sonucu genel kontrol yapıldı. Beş gardiyanın yanı sıra dört hükümlüde de virüs saptanması üzerine, avukatlar dahil yüz yüze görüşler yasaklandı. Virüsün kaynağı ise araştırılıyor.Bülent Ersoy’un orkestrası, 28 Ağustos’ta çift aşının yanı sıra test de istenen KKTC’ye girişte, otelin temin ettiği sahte PCR testleriyle yakalandı.Elektronik kelepçe takıldı Polis gözetiminde sahneye çıkan ve ardından yargılanan orkestra üyeleri, pazartesi günü yapılan son duruşmalarında birer ay ceza alırken, şef Onur Özelçağlayan 1.5 ay hapis cezasına çarptırıldı.Bülent Ersoy: Ekibim için servetimi ortaya dökeceğim Bülent Ersoy yargı sürecinde, orkestrayı kurtarmak için tüm servetini harcayacağını söylemişti. Orkestra üyeleri, son duruşma çıkışı Ersoy’a sözünü tutmadığı yönünde sitem ederek, KKTC yargısını da kelepçe takıldığı için eleştirdi. KKTC yasalarına göre, yargılanan her zanlı duruşmalara kelepçeli çıkartılıyor. Yetkililer, orkestraya farklı bir muamele yapılmadığına ve yasaların uygulandığına dikkat çekti.Ersoy, üzüntüsünü şu sözlerle dile getirdi: “Ben yaptığım yardımları kimseye söylemedim. Bunca zamandır ne kadar sıkıntı yaşadım kim biliyor? Manen ve maddi olarak ne çektim kim biliyor? Ekibimi elimden aldılar. Maddi kaybım var. Onun yeri dolar ama manen ne yapacağız? O çocukların kaybını kim ödeyecek.Kim o günlerini geri verecek. Kanunlar çerçevesinde boynumuz kıldan ince... Arkadaşlarımın haklarını sonuna kadar savundum ve elimden gelen her şeyi yaptım. O çocukları kelepçeli gördüm ya, servetimi ortaya dökeceğim ve bu işin sonuna kadar gideceğim. Otele dava açıyorum. Maddi-manevi ne gerekiyorsa yapacağım. Ben ancak maddi olarak olanaklarımı kullandım. Manevi olarak hepsinin yanında oldum. Daha ne yapayım? Kendimi yakmamı mı istiyorlar? Günah keçisi ben miyim? Hapisten kimseyi almak elinden gelmedi ne yazık ki. 70 yaşında kadınım, üzüntüden tansiyonum çıktı. Avukatıma gidiyorum, ne gerekiyorsa yapacağım.” Yapımcı Polat Yağcı da sosyal medyadan isyan etti: “Pandemi boyunca bir konser bile veremeyen, evlerine ekmek götüremeyen bu emekçilerin en büyük suçu ekmek parası kazanmak için sanatlarını icra etmeye Kıbrıs’a gitmeleridir. Kıbrıs’a konser vermek için giden 21 müzisyenin eline tutuşturulan sahte PCR raporu düzenleyen ‘KKTC vatandaşı’ otel yöneticileridir.”Olay nasıl gerçekleşti? Bülent Ersoy ve koruması, hafta içinde KKTC’ye geldi. 21 kişilik orkestrası ise, Lefkoşa Ercan havaalanına indi. KKTC’ye gelişlerde çift aşılılar da dahil tüm yolculardan son 72 saatte alınmış negatif PCR testi isteniyor. Yetkililerin Ercan havaalanında yaptıkları kontrolde orkestranın PCR testleri sahte çıktı. Orkestranın havaalanında yapılan ikinci testleri temiz çıkınca, polis kontrolünde konsere çıkmalarına müsaade edildi.Konserin ardından orkestra geceyi polis kontrolünde geçirdi ve ardından Lefkoşa Kaza Mahkemesi’ne çıkartıldı. Mahkeme, sahte PCR ile gelen ekibi kişi başı 10’ar bin lira nakit teminat ve haftada 2 gün KKTC polisine ispatı vücut yapma şartıyla serbest bıraktı. Orkestra, polise beyan şartı nedeniyle dava sonuçlanana kadar KKTC’de kalacak.KKTC’de ‘kilitli kalan’ 21 kişilik orkestra şu isimlerden oluşuyor: Anıl Yıldız, Mert Elmas, Adnan Yavuzer, Kadir Göksu, Şükrü Büyükçınar, Evren Şenyaylar, Onur Yılgar, Abdulsamet Çelikel, Ahmet İzgi, Kemal Okyay, Mehmet Yiğit, Birsel Şirin, Bülent Zoroğlu, Uğurcan Sesler, Salik Kemancı, Onur Özelçağlayan, Coşkun Küçükkığılcım, Berk Özçam, Suat Diril, Türker Dinletir ve Salih Sakarya.Bülent Ersoy kimdir? Bülent Ersoy (9 Haziran 1952, İstanbul), Türk sanat müziği şarkıcısı. Sanatçı "Diva" lâkabıyla bilinir. 9 Haziran 1952 tarihinde, İstanbul'da doğdu.Sanat hayatına özel müzik dersleri alarak başladı. Çok küçük yaşlardan itibaren müzikle ilgilenmeye başlayan Bülent Ersoy, İstanbul Konservatuvarına 2 ay devam etmiştir. Hocası Süheylâ Altmışdört Bülent Ersoy'un konservatuvara 2 ay devam ettiğini ve sonra bıraktığını açıkladı.Eğitimi süresince Melahat Pars ve Rıdvan Aytan gibi üstadlardan özel dersler almıştır.Konservatuvardan mezun olduğunda, aldığı akademik terbiye vasıtasıyla müzikal tecrübelerini geliştirme fırsatı bulmuş ve sahneye ilk adımını 1970 yılında Fıstıkağacı, Üsküdar'da, bugün Oya Düğün Salonu olarak bilinen, dönemin ilk aile gazinolarından birisi olan Özlem Aile Gazinosu'nda attı. Sunar Konser Bürosu-Fikret Torun tarafından düzenlenen ses yarışmasına katılarak bu yarışmada birinciliği kazanarak ve 1000 lira para ödülü almıştır. Akabinde bu gazinoda üç ay kadar assolist olarak çalışmış, 1971 yılında ilk 45'liği Lüzûm Kalmadı-Neye Yarar Gelişin, Saner Plak'tan çıktı. Sanatçı bu 45'liğinde söz ve müziği Muzaffer Özpınar'a ait "Lüzûm Kalmadı" ve "Neye Yarar Gelişin" adlı eserleri seslendirmiştir.Ağustos 1980'de İzmir Fuarı'nda seyircilerden gelen tezahürat sonrası göğüslerini açınca İzmir Cumhuriyet Savcılığı, hakkında soruşturma açtı. Eylül 1980'de Kordon'daki evinde bir hâkime hakaret edince tutuklanarak Buca Cezaevi'nde tutuklu kaldı. 12 Eylül darbesi sonrası Haziran 1981'de diğer travesti ve transseksüel sanatçılarla birlikte sahne yasağı aldı. 8 yıl süren sahne yasağı 8 Ocak 1988 tarihinde kaldırıldı.14 Nisan 1981'de Londra'da geçirdiği cinsiyet değiştirme ameliyatıyla kadın oldu[8], ancak Türkiye cinsiyet değişikliğini tanımıyordu. 1983'te Danıştay, Bülent Ersoy'un hukuken erkek olduğuna ve gazinolarda ancak erkek kıyafeti ile sahneye çıkabileceğine karar verdi. 'Pembe nüfus kağıdı' alması yıllar sonra, sahne yasağını da kaldıran dönemin başbakanı Turgut Özal'ın öncülüğünde 1988'de çıkartılan, cinsiyet değiştirmeye izin veren kanun sayesinde oldu.Bülent Ersoy yasaklı olduğu yıllarda çeşitli Avrupa ülkelerinden vatandaşlık teklifi aldı. 1989 yılında Adana'da verdiği bir konser sırasında bir seyirciden gelen "Çırpınırdı Karadeniz" adlı isteği okumadığı için kurşunlanarak bir böbreğini kaybetti. 2011 yılında Aşktan Sabıkalı çıkartan sanatçı, halen çeşitli konserler vermektedir. Popstar Alaturka adlı şarkı yarışmasında jüri üyeliği yapmıştır.Yurtiçinde ve yurtdışında yüzlerce konser veren, Avustralya'da verdiği konseri için ismini taşıyan ayrıca albüm yayınlayan Bülent Ersoy, Düşkünüm Sana, Yaşamak İstiyorum, Biz Ayrılamayız ve Ablan Kurban Olsun Sana gibi satış grafiği yüksek albümlere imza attı. 1995 tarihini taşıyan "Benim Dünya Güzellerim", "S Müzik" etiketiyle çıkan ilk albümü oldu. Selçuk Tekay'ın müzik yönetmenliğini, Özkan Turgay'ın aranjörlüğünü yaptığı albümde on şarkı seslendirdi. Yine aynı yıl makam ve usulüne uygun olarak "Alaturka 95" adında bir albüm yaparak Klasik Türk müziği'ne katkıda bulunmuştur. Muzaffer Özpınar'ın yönetmenliğini yaptığı albümde Hacı Arif Bey, Münir Nurettin Selçuk, Kemani Serkis Efendi gibi birçok müzisyenin eserlerini yeniden yorumlamıştır. Ondört eserin yeraldığı çalışmada; "Aziz İstanbul", "Dönülmez Akşamın Ufkundayız", "Nerelerde Kaldın Ey Servi Nazım" gibi klasik eserlerin yanında "Alıverin Bağlamamı Çalayım" ve "Karam" adlı iki de anonim türküye de yer vermiştir.Bülent Ersoy, bir sonraki çalışmasını 1997 yılında yayınlamış, Maazallah ismini taşıyan albüm, piyasaya sürülmeden yankı uyandırmıştır.Albümün hazırlık aşamasında Halil Karaduman ve Osman İşmen'le çalışan sanatçı, popüler şarkılardan ve anonim türkülerden oluşan bir repertuar seslendirdi. Albüme ismini veren "Maazallah" adlı şarkısının video klibi ise büyük ses getirdi. Bülent Ersoy'un bir sonraki albümü ise 2002'de çıkardığı Canımsın albümü olmuştur. 2011 yılında Aşktan Sabıkalı albümünü müzikseverlerin beğenesine sunan Bülent Ersoy, bu albümünde söz ve müziği Tarkan imzalı Bir Ben Bir Allah Biliyor parçasını Tarkan ile birlikte seslendirdi.Otuz yıla yaklaşan sanat yaşamında pek çok ilke imza atan Bülent Ersoy, dünyaca ünlü yıldızların sahne aldığı salonlarda konserler vermiştir.[kaynak belirtilmeli] 1980 yılında London Palladium'da ve 1983 yılında Madison Square Garden'da sahne alan ilk Türk sanatçısı olmuştur. 30 Mart 1997'te ise Ümmü Gülsüm'den sonra, etnik müzik sazlarıyla Olympia müzikholünde sahne alan ilk Türk sanatçı olmuştur. Bülent Ersoy ayrıca Ajda Pekkan ve Dario Moreno'dan sonra Olympia'da konser veren ilk Türk sanatçısı olmuş, sahnede elli kişiden oluşan orkestrasıyla dört saat süren bir program sunmuştur.