Geçtiğimiz gün Kıbrıs'ta sahne alan Bülent Ersoy, yılbaşı öncesi verdiği son röportajda herkesi hayrete düşürecek açıklamalara imza attı. Türk müziğinin Divası, Kuruluş Osman dizisini takip ettiğini ve Burak Özçivit'i çok beğendiğini söylemeden de geçemedi. İşte Bülent Ersoy'un çok konuşulacak o açıklamaları... Pırlanta kaplı saat aldım: ''2019 benim için çok iyi geçti. Çok çalışıyorum, tercih edilmek çok önemli. 50 yıldır zirvedeyim. Bu liderlik vasfımdan kaynaklanıyor. Benim için para önemli değil, ben bu yaştan sonra parayı ne yapayım mezara mı götüreceğim. O yüzden kazandığım parayla bol bol alışveriş yapıyorum. Bana kimse hediye almadığı için ben de kendime pırlanta kaplı çok güzel bir saat aldım.''Aldığı saatin bedelini açıklamak istemeyen Bülent Ersoy, “Şu kadarını söyleyeyim bu saati kolay kolay kimse alamaz. Hele bana hediye olarak böyle pahalı birşey alabilecek kimse yok Türkiye'de. Yakında herkes görecek ne aldığımı” diye konuştu. Yılbaşında Sapanca'da sahne alacağı otele Paris'ten aşçı, İspanya'dan ıstakoz, Rusya'dan siyah havyar getirten Bülent Ersoy, isteklerinin abartı olduğu dile getirilince sinirlendi.Diva, “Özel aşçı çağırdım bana böcek pişirecek. O istediğim ıstakoz ve havyar yılbaşına özel, o kadarına hakkım var” dedi. Doğuştan zengin olduğunu söyleyen Diva, “Ailem de çok varlıklıydı ama benim yer sofrasında kuru fasulye, pilav ve kuru soğanı kırarak da yemişliğim var” diye konuştu.Dünya yıldızlarının da bu tarz abartılı istekleri olduğu hatırlatılınca “Onların ne farkı var, onlar da 9 ay 10 günlük” diyerek kahkaha attı.2020 yılından aşk beklediğini dile getiren Bülent Ersoy, “Aşk, olursa olur olmasa da sıkıntı yok. Ben sarışın erkek sevmem” dedi.Kuruluş Osman dizisinin başrol oyuncusu Burak Özçivit’i çok beğendiğini ve diziyi takip ettiğini dile getiren Diva, “Burak Özçivit’in eşi de çocuğu da çok güzel” diye konuştu. Peki, Bülent Ersoy kimdir? 9 Haziran 1952 tarihinde, İstanbul’da doğdu. Sanat hayatına özel müzik dersleri alarak başladı. Çok küçük yaşlardan itibaren müzikle ilgilenmeye başlayan Bülent Ersoy, İstanbul Konservatuvarına 2 ay devam etmiştir. Hocası Süheylâ Altmışdört Bülent Ersoy’un konservatuvara 2 ay devam ettiğini ve sonra bıraktığını açıkladı. Eğitimi süresince Melahat Pars ve Rıdvan Aytan gibi üstadlardan özel dersler almıştır. Konservatuvardan mezun olduğunda, aldığı akademik terbiye vasıtasıyla müzikal tecrübelerini geliştirme fırsatı bulmuş ve sahneye ilk adımını 1970 yılında Fıstıkağacı, Üsküdar’da, bugün Oya Düğün Salonu olarak bilinen, dönemin ilk aile gazinolarından birisi olan Özlem Aile Gazinosu’nda attı. Sunar Konser Bürosu-Fikret Torun tarafından düzenlenen ses yarışmasına katılarak bu yarışmada birinciliği kazanarak ve 1000 lira para ödülü almıştır. Akabinde bu gazinoda üç ay kadar assolist olarak çalışmış, 1971 yılında ilk 45’liği Lüzûm Kalmadı-Neye Yarar Gelişin, Saner Plak’tan çıktı. Sanatçı bu 45’liğinde söz ve müziği Muzaffer Özpınar’a ait “Lüzûm Kalmadı” ve “Neye Yarar Gelişin” adlı eserleri seslendirmiştir.1974’te Maksim Gazinosu’nda sahneye çıkmıştır. Çıkardığı klasik uzun çalar “Tuti-i Mucizeyi Guyem Ne Dersem Lâf Değil” adlı plakla rekor satış elde etti. Maksim Gazinosu’nun sahibi Fahrettin Aslan, Bülent Ersoy’u assolist olarak çıkarmaya karar verdi. Ancak gerçek soy ismi Erkoç olan sanatçının soyadı Müjdat Gezen tarafından Ersoy olarak değiştirilmiştir. Bülent Ersoy, Müzeyyen Senar’ın temsilcisi olarak başladığı sanat hayatında, akademik sanat kariyerinin de yüksek olması ve aldığı eğitiminde getirileriyle olağanüstü bir yorumcu ve büyük bir tavrın sancaktarı oldu. “Baharı Bekleyen Kumrular Gibi”, “Dert Çekmeye Gidiyorum” gibi her okuduğu şarkıyla grafiği sürekli yukarı tırmandı. O yıllarda TRT için birçok Klasik Türk müziği şarkısı seslendirmiştir. Yetmişli yıllarda; o dönemdeki müzik piyasasında pop, arabesk ve fantezi gibi ticari şarkılar revaçta olmasına karşın bir albümünede ismini verdiği Itrî’nin “Tut-î Mucize-I Gûyan”ı gibi eserlerden oluşan koyu klasik bir uzunçalar yaptı. Bu ilk uzunçalar çalışması müzik piyasasında satış rekoru kırdı.Ağustos 1980’de İzmir Fuarı’nda seyircilerden gelen tezahürat sonrası göğüslerini açınca İzmir Cumhuriyet Savcılığı, hakkında soruşturma açtı. Eylül 1980’de Kordon’daki evinde bir hakime hakaret edince tutuklanarak Buca Cezaevi’nde tutuklu kaldı. 12 Eylül darbesi sonrası Haziran 1981’de diğer travesti ve transseksüel sanatçılarla birlikte sahne yasağı aldı. 8 yıl süren sahne yasağı 8 Ocak 1988 tarihinde kaldırıldı. 14 Nisan 1981’de Londra’da geçirdiği cinsiyet değiştirme ameliyatıyla kadın oldu, ancak Türkiye cinsiyet değişikliğini tanımıyordu. 1983’te Danıştay, Bülent Ersoy’un hukuken erkek olduğuna ve gazinolarda ancak erkek kıyafeti ile sahneye çıkabileceğine karar verdi. ‘Pembe nüfus kağıdı’ alması yıllar sonra, sahne yasağını da kaldıran dönemin başbakanı Turgut Özal’ın öncülüğünde 1988’de çıkartılan, cinsiyet değiştirmeye izin veren kanun sayesinde oldu.Bülent Ersoy yasaklı olduğu yıllarda çeşitli Avrupa ülkelerinden vatandaşlık teklifi aldı. 1989 yılında Adana’da verdiği bir konser sırasında bir seyirciden gelen “Çırpınırdı Karadeniz” adlı isteği okumadığı için kurşunlanarak bir böbreğini kaybetti. 2011 yılında Aşktan Sabıkalı çıkartan sanatçı, halen çeşitli konserler vermektedir. Popstar Alaturka adlı şarkı yarışmasında jüri üyeliği yapmıştır.