Bülent Ecevit Kimdir?
Bülent Ecevit 28 Mayıs 1925 tarihinde İstanbul'da doğdu. Mustafa ismi dedesi Huzur-u Hümayun hocalarından Mustafa Şükrü Efendi'den kaynaklanmaktadır. "Ecevit Seceresi (Devlet Arşivi - No 1265)" belgesine göre İnebolu'da doğdu. Babası Kastamonu doğumlu Ahmet Fahri Ecevit Ankara Hukuk Fakültesi'nde adli tıp profesörüydü. (5 Mayıs 1951 tarihli Bülent Ecevit'in AÜ DTCF öğrenci kimlik cüzdanındaki nüfus cüzdan suretine göre baba adı Mehmet Fahrettin, gene 15 Ocak 1945 tarihli AÜ DTCF talebe hüviyet cüzdanındaki nüfus cüzdan suretine göre baba adı Fahrettin, öte yandan babasının 31...
Bülent Ecevit 28 Mayıs 1925 tarihinde İstanbul'da doğdu.
Mustafa ismi dedesi Huzur-u Hümayun hocalarından Mustafa Şükrü
Efendi'den kaynaklanmaktadır. "Ecevit Seceresi (Devlet Arşivi - No
1265)" belgesine göre İnebolu'da doğdu. Babası Kastamonu doğumlu
Ahmet Fahri Ecevit Ankara Hukuk Fakültesi'nde adli tıp
profesörüydü. (5 Mayıs 1951 tarihli Bülent Ecevit'in AÜ DTCF
öğrenci kimlik cüzdanındaki nüfus cüzdan suretine göre baba adı
Mehmet Fahrettin, gene 15 Ocak 1945 tarihli AÜ DTCF talebe hüviyet
cüzdanındaki nüfus cüzdan suretine göre baba adı Fahrettin, öte
yandan babasının 31 Ekim 1951 tarihli Yeni Sabah gazetesindeki ölüm
ilanında Dr. Prof. Fahri Ecevit, ayrıca kullandığı kartvizitte Pr.
Dr. Fahri Ecevit) A. Fahri Ecevit daha sonra siyasete girerek
1943-1950 yılları arasında CHP'den Kastamonu milletvekilliği yaptı.
İstanbul doğumlu olan annesi Fatma Nazlı ise
ressamdı.
Bülent Ecevit 1944 yılında Robert Kolej'den mezun oldu ve
aynı yıl içinde çalışma hayatına Basın Yayın Genel Müdürlüğü'nde
çevirmenlik yaparak başladı. 1946 yılında okul arkadaşı Rahşan
(Aral) Ecevit ile hayatını birleştirdi. Önce Ankara Hukuk Fakültesi
ve sonra da Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'ne kayıt yaptırmasına
rağmen yüksek öğrenimine devam etmedi. 1946-1950 yılları arasında
Londra Elçiliğinin Basın Ateşeliği'nde kâtip olarak çalıştı. 1950
yılında Cumhuriyet Halk Partisi'nin yayın organı olan Ulus
Gazetesi'nde çalışmaya başladı. Ulus Gazetesi Demokrat Parti
tarafından kapatılınca Yeni Ulus ve Halkçı gazetelerinde yazar ve
yazı işleri müdürü olarak görev yaptı. 1954 Ocak ayında CHP Çankaya
Ocağı'na kaydoldu. 1955 yılında ABD'nin Kuzey Karolina eyaletinin
Winston-Salem kentinde, The Journal and Sentinel'de konuk gazeteci
olarak çalıştı. 1957'de Rockefeller Foundation Fellowship Bursu ile
yeniden ABD'ye gitti, Harvard Üniversitesi'nde sekiz ay sosyal
psikoloji ve Orta Doğu tarihi üzerine incelemeler yaptı. Bu sırada
Ecevit'in sürekli "Hocam" diye bahsettiği Henry A. Kissinger
Harvard rektörü idi. Harvard'da 1957 yılında, 1950-1960 arasından
verilen antikomünizm seminerlerine sürekli Olaf Palme, Bertrand
Russell gibi kişilerle katıldı. 27 Ekim 1957 seçimlerinde CHP'den
milletvekili olarak siyasete girdi. Biri ABD'de Rumlar tarafından
olmak üzere siyasi hayatında 6-7 kere suikaste
uğradı.
Bitlis sigarası, Meclis sigarası içer, eniştesi İsmail Hakkı
Okday'ın hediyesi Erika marka daktilosuyla yazardı. Bu 70 yıllık
daktiloyu, ODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi'ne armağan
etmiştir.
1973 seçimlerinde CHP'nin seçim kampanyasında, yaşlı bir
kadının "Karaoğlan nirede ha evlatlar, Karaoğlan'ı görmek istiyom."
şeklindeki sorusundan sonra Karaoğlan adı CHP'liler tarafından
benimsenmiş ve ilerleyen yıllarda da Türkiye'de Bülent Ecevit için
kullanılmaya başlanmıştır.Seçim propagandalarında "Umudumuz
Karaoğlan" sloganı söylenmeye başlamıştır. Dönemin Adalet Partisi
lideri Süleyman Demirel, en büyük rakibi olan Bülent Ecevit'i,
darbeyle devrilen Şilili sosyalist devlet adamı Salvador Allende'ye
benzetip atıfta bulunmak için "Allende-Büllende" tabirini
kullanmıştır.Ecevit, başbakanlık dönemlerinde yapılan Kıbrıs Barış
Harekâtı sonrasında "Kıbrıs Fatihi", Abdullah Öcalan'ın yakalanışı
sonrasında da "Kenya Fatihi" olarak anılmıştır.
İlerleyen yaşıyla birlikte sağlığı bozuldu. Doktorlarının
karşı çıkmasına rağmen Danıştay'a düzenlenen saldırıda ölen Yücel
Özbilgin'in 19 Mayıs 2006'daki cenazesine katılan
Ecevithttp://www.sabah.com.tr/talu.html, törenin ardından
rahatsızlandı.Aynı gece fenalaştı ve beyin kanaması geçirdi. Uzun
süre yoğun bakımda kaldı. Bu sırada kendisi için tutulan ziyaretçi
yazıları Kaldırım Defteri adıyla anılıyor. Bülent Ecevit, bitkisel
hayata girdikten 172 gün sonra 5 Kasım 2006 pazar günü Türkiye
saatiyle saat 22:40'da (20:40 [UTC]) Gülhane Askerî Tıp
Akademisi'nde dolaşım ve solunum yetmezliği sonucu vefat
etti.
Ecevit'in devlet mezarlığına gömülebilmesi için, ölümünün hemen
ardından 9 Kasım'da yapılan bir kanun değişikliğiyle bu
mezarlıklara başbakanların da gömülmesi sağlandı. 11 Kasım 2006'da
yapılan cenaze törenine o zamana dek eşi nadir görülen bir
kalabalık katıldı. Yurdun dört bir yanından ve başta KKTC olmak
üzere pek çok ülkeden insan Ecevit'e son borçlarını ödemek ve onu
sonsuzluğa uğurlamak için başkente akın etti. Cenaze törenine beş
cumhurbaşkanı ve siyasetçiler de katıldı. Kocatepe Camii'nde
kılınan cenaze namazının ardından Devlet Mezarlığı'na doğru yola
çıkan Ecevit'in naaşına halk gözyaşları ve çiçeklerle eşlik etti.
Bu uzun yol boyunca eşi Rahşan Ecevit bir an olsun cenaze
arabasının arkasından ayrılmadı.11 Kasım 2006 günü Devlet
Mezarlığı'na defnedilen Ecevit için anıt mezar yapılması
gündemdedir.