Bülent Arınç'tan Kılıçdaroğlu itirafı
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğe gelişiyle AK Parti'de nelerin yaşandığını ilk kez samimi sözlerle açıkladı:
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kemal Kılıçdaroğlu’nun
liderliğe gelişiyle CHP’nin hız kazanarak, çekim merkezi haline
geldiğinin AKP’de de hissedildiğini belirtti.
Kılıçdaroğlu’nun anayasa paketi konusunda “hayır”
kampanyası başlatmasını “Baykal çizgisinde kaldı”
diye değerlendiren Arınç, mensubu olduğu AKP dahil tüm siyasi
partilere referandumda kararı halka bırakan bir tavır izlemeleri
çağrısında bulundu.
Liderlerin referandumu güven oylamasına dönüştürmesinin AKP’ye
üçüncü dönem iktidarını getireceğini ileri süren Arınç,
“hayır” kampanyası yapacak CHP ile MHP genel
başkanlarının sonuç ortaya çıktığında liderliklerinin tartışmaya
açılabileceği uyarısında bulundu. Arınç, “Hayırda hayır
vardır’ sözleriyle bir kampanya yürütmek mümkün değil”
dedi.
Arınç, kendisine suikast girişimi iddialarıyla başlatılan
soruşturmanın yedi aydır tamamlanmamış olmasından kendisinin de
rahatsız olduğunu “Ben de Genelkurmay Başkanımız kadar
merak içindeyim. Soruşturma sonuca ulaşsa çok iyi olur”
sözleriyle dile getirdi.
Terörle mücadelede hükümetin başarılı olduğunu savunan Arınç, Kuzey
Irak’taki bölgesel Kürt yönetiminin lideri Mesut Barzani’nin de
Türkiye’nin taleplerine karşı “olumlu jestler içinde
olduğunu” açıkladı.
Cumhuriyet Gazetesi'nden Utku Çakırözer'in gündemdeki konulara
ilişkin sorularını yanıtlayan Arınç şu mesajları verdi:
‘Liderler kararı halka bırakmalı’
- Referandum sürecini nasıl
değerlendiriyorsunuz?
- Halkımızın rahat olacağını düşünüyorum. Bu paketin yaklaşık 20
maddesi memurlar, engelliler ve değişik toplum kesimlerine hitap
ediyor. Ben siyasi partilerin “evet” ya da “hayır” demesi yönünde
alacağı kararların halk kesimlerini çok fazla bağlamayacağını, 45
milyon seçmenin paketin içindekiler konusunda kendi irade ve
vicdani kanaatleriyle karar vereceklerini düşünüyorum.
- AKP’nin ‘evet’ çağrısı da mı bağlamayacak
seçmeni?
- Şüphesiz bağlamayacak. Bu bir seçim değil. Bir iktidar
değişikliği yok. Biz pakette ileri düzenlemeler olduğunu
düşünüyoruz, “evet” taraftarıyız. Ancak AK
Parti’nin “evet”ine bakarak partililerimizin yüzde
yüz “evet” oyu kullanması nasıl beklenemeyecekse;
CHP, MHP ve BDP’lilerin de liderlerinin “hayır”
çağrısına rağmen yüzde yüz “hayır”
kullanacaklarına inanmıyorum. Hâlâ referandumda yüzde 60
“evet” çıkacağını düşünüyorum.
CHP, MHP, BDP tabanlarının da en az yüzde 20-25’inin farklı oy
kullanacağını düşünüyorum. Aslında tüm liderler şunu yapabilirdi.
“Biz ‘evet’ denmesini istiyoruz şu sebepten, ‘hayır’
denmesini istiyoruz ama şu sebepten” deyip ondan sonra “karar
sizin” diyerek halkın demokratik tercihine
bırakılabilirdi. Bunu vatanın bölünmesi, parçalanması, yargının
siyasallaşması gibi görülmesi bence yanlış.
Güven oylamasına çevirirlerse kaybederler
- Muhalefet bu referandumu aleyhinizde güven oylamasına
dönüştürecektir..
- Biz öyle görmüyoruz ama eğer onlar bunu yaparlarsa kaybederler. O
durumda bütün “evet” oyları AK Parti tarafında yer
alır. Genel seçimdeki oyumuz olan yüzde 47 çıta kabul edilirse,
evetlerin fazla çıktığı bir oylama, üçüncü dönem iktidarımızın
habercisi olur. Bütün “hayır” oyları ise hayır
cephesinin sayılacak ve her birine buradan çok az pay düşecektir.
Kendi tabanlarıyla çelişen parti liderleri güçlerini de tartışmaya
açmış olur. Ben Kılıçdaroğlu olacağım, “hayır
kullanın” diyeceğim ve CHP tabanının yüzde 20’si evet
kullanacak. Bu çelişki parti içinde derin yara açar. Ya da Bahçeli
olacağım “hayır kullanın” diyeceğim, MHP tabanı
yüzde 30 evet kullanacak. Bu MHP Genel Başkanlığı’nı da tartışmaya
açar. Selahattin Demirtaş için de öyle. Bu, partilerin kendi
tabanlarına bile etki edemediğini gösteren bir ayraç haline gelirse
liderler kaybeder. Kendimizi çok bağlayıcı hareket edersek bundan
çok zarar görürüz.