Bülent Arınç'tan Ekrem Dumanlı açıklaması
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 14 Aralık operasyonu sonrası Ekrem Dumanlı ve Hidayet karaca'nın tutuklanması talebine ilişkin çok kritik bir açıklama yaptı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 14
Aralık operasyonu sonrası Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca'nın
tutuklanması talebine ilişkin açıklamasında 'Tutuksuz
yargılanmaları gerektiğini' söyledi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, '14 Aralık' operasyonu kapsamında
gözaltına alınan ve mahkemeye sevk edilen kişilerin tutuksuz
yargılanmaları gerektiğini söyledi.
Arınç, Hür Dava Partisi Başkanı (HÜDA-PAR) Zekeriya
Yapıcıoğlu ile yaptığı görüşme sonrasında basın mensuplarının
sorularını yanıtladı. Bülent Arınç, kendisine yöneltilen 'çözüm
süreci' ve '14 Aralık operasyonu' sorularına önemli cevaplar
verdi.
"TUTUKSUZ
YARGILANMALILAR"
Başbakan Yardımcısı Arınç, 14 Aralık operasyonuna ilişkin,
gözaltına alınan Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca için, isim
vermeden de olsa, bir hukukçu gözüyle 'Tutuksuz yargılanmalarının
daha doğru olacağı'nı, dizi çekmek ya da kitap yazmak gibi
olaylarda tutuksuz yargılama yapılması gerektiğini, bunun kendi
şahsi kanaati olduğunu, bu fikri belirtirken de herhangi bir eski
ilişki ya da bağlantının etkisinde olmadığını dile
getirdi.
İşte Arınç'ın o açıklamaları:
Arınç, bir gazetecinin, "14 Aralık operasyonu
sorguları gece yarısı tamamlanmasına rağmen henüz mahkemeye sevk
olmadı? Hukukçusunuz, terör suçlaması için bu suç delilleri sizce
yeterli mi?" sorusuna önce 'Sizler gördünüz mü delilleri,
ben görmedim" diye cevap verdi. Başka bir gazetecinin 'Avukatlar
açıkladı' ifadesinin ardından 'Avukatların açıklaması yanlı
olabilir' diyerek şöyle devam etti:
"AVUKATLARIN AÇIKLAMASI YANLI
OLABİLİR"
Avukatların açıklaması yanlı olabilir ben suç delillerini görmedim.
Bizler ilkeli siyaset yapmayı tercih eden insanlarız. Bu kişilerin
neyle suçlandığı konusunda kısmen bilgimiz var. Bu bilgiler bize
Bakanlar Kurulundan sonra geldi : Tahşiyeciler diye bir grup
çıkmış, Risale-i Nur'u farklı yorumlamışlar. Bulundukları yerde bir
arama yapılmıs bazı silah ve el bombaları tespit edilmiş, parmak
izlerinin kendilerine değil polislere ait olduğu yönünde iddialar
var.
"HANGİ DELİLLER VE BELGELER VAR
BİLMİYORUM..."
Hangi deliller ve belgeler var bilmiyorum, bilmeme de gerek yok.
Hemen hemen 6 yıldır Türkiye'de bu tür davalar var.Emekli ya da
muvazzaf askerler, gazeteci ya da başka meslekten insanlar
tutuklandılar. 5 yılı aşkın tutuklu kalanlar oldu. Kim ne derse
desin, ben avukatım ve siyasi davalarla ceza davalarını çok
üstlendim...
Benim söylediğim geçmişten beri aynı. O da, tutuklamanın istisnai olduğudur. Bir insanı bir gün bile şahsi hürriyetinden uzak tutmak doğru değildir. Şimdi burada ellerindeki delil nedir bilmiyorum, ne kadar ciddidir bilmiyorum, ne kadar ağırdır bilmiyorum ama konuşulanlara bakarsak tutuklamanın istisnai olması lazım. Yani tutuksuz yargılanmalarının ben şahsen daha doğru olacağını düşünüyorum. Tutuksuz yargılanmaların Türkiye'nin adaleti bakımından veya halkın vicdanını tatmin etme bakımından daha uygun olacağını şahsi olarak ifade edebilirim.''
"TUTUKLAMA İSTİSNAİDİR, TUTUKSUZ
YARGILANMAK ESASTIR"
Hepimiz hak arama konusunda görevlerimiz oldu. Çok ceza davası
üstlendim. Benim söylediğim şudur: Tutuklama istisnaidir, tutuksuz
yargılanmak asıldır.
"KİTAP YAZMAK, DİZİ ÇEKMEK GİBİ OLAYLARDA
TUTUKSUZ YARGILAMAK GEREKİR"
Cürmü meşru tarihinde ağır bir suç işlenmesi halinde (Rahmetli
Yasin Börü olayında olduğu gibi) tutuklamazsanız insanlığa ve
hukuka karşı suç işlemiş olursunuz. Ancak bunun dışında; kitap ya
da dizi yapmak gibi olaylarda tutuksuz yargılanmalıdır.
"BİR İNSANI BİR GÜN BİLE HÜRRİYETİNDEN
UZAKTA TUTMAK DOĞRU DEĞİLDİR"
Bir insanı bir gün bile şahsi hürriyetinden uzakta tutmak doğru
değildir, Deliller nedir bilmiyorum, tutuklamanın istisnai olması
lazım. Tutuksuz yargılanmalarının daha doğru olduğunu düşünüyorum.
Tutuksuz yargılanmanın esas olması lazım.
"HDP ZORAKİ
TERCİHTİR"
Bülent Arınç’a, çözüm süreci, HDP heyetinin Çarşamba günü İmralı’ya
gittiği yönündeki iddilar, bir diğer Başbakan Yardımcısı Yalçın
Akdoğan’ın nihai çözümün seçimden önce gerçekleşeceği yönündeki
açıklamaları soruldu.
"Akdoğan’ın sözleri için, "Güzel bir temenni, Başbakan
Yardımcısı arkadaşımla birbirimizin sözlerini yorumlamayız. Takip
edelim" diyen Arınç’a, HDP’nin, sürecin başka kurumlarla
yürütülmeye çalışıldığı ve böylelikle kendilerinin saf dışı
bırakılmak istendiği yönünde eleştirisi olduğu belirtildi. Arınç
ise şöyle yanıtladı:
"KÜRT HALKININ TEK TEMSİLCİSİ HDP
DEĞİLDİR"
"Böye bir eleştiri duymadım ama yapıyorlarsa isabetli yolda
olduğumuzu gösterir. Kürt halkının tek temsilcisi HDP değildir.
Kürt kardeşlerimiz siyasi tercihlerini farklı şekilde ortaya
koyarlar. Birinci tercih AK Parti, ikinci tercih HDP olabilir. Eğer
onların tehdit ve baskıları olmasa, diğer siyasi yapılar da Kürt
kardeşlerimizin tercihi olacaktır.
"HDP, BDP VE DBP MATRUŞKA
GİBİLER"
HDP, BDP ve DBP, matruşka gibiler. Bunlar Kürt kardeşlerimizin
tercihleri değil, zoraki tercihleridir. Bir kısmı tercih edebilir
ama çoğunlukla böyle değildir.
"BİZ BÜTÜN MEŞRU LEGAL PARTİLERİ
DİKKATE ALMAK ZORUNDAYIZ"
Biz bütün meşru, legal partileri dikkate almak zorundayız. Dün
Kemal Burkay beyfendiye nasıl gittiysem bugün de Hüda-Par’a öyle
geldim. Bu partiler siyasetin dilini kullanıyorlar ama HDP silahla,
şiddetle arasına mesafe koyamamış bir partidir. HDP’yi ve
milletvekillerini, siyasi güç olarak çözüm sürecinin içerisinde
önemli bir noktaya oturtmak istiyoruz ama onlar şiddeti, silahlı
kavgayı reddetmediği sürece bu farklı olacaktır.
"ONLARA DÜŞEN GÖREV İMRALI'YA
GİTMEK"
Onlara düşen görev, sadece İmralı’ya gitmek, talimatı kurye olarak
Kandil’e götürmek ve oradan gelecek lafları burada birkaç kişiyi
aktarmaktan ibaret olmamalı. Herkes işini iyi yapacak ve çözüm için
elini taşın altına sokacak..."