Türkiye değişti, değişiyor!
APO'ya "sayın" demek suç olmaktan
çıktı.
Meclis'te Kürtçe yemin etti diye, 10 yıl hapis
yattı Leyla Zana...
TRT 6 var şimdi, 24 saat Kürtçe yayın yapıyor.
Hapisteki evlatlarıyla Kürtçe konuşamıyordu analar, düğün
derneklerde Kürtçe türkü yasaktı. Geç alınmış bir karar ama, Kürtçe
savunma hakkı da geliyor şimdi!
Ağız değiştirse de, "Kürt sorunu"nun
varlığını,ülke idaresini elinde bulunduran Recep Tayyip Erdoğan
kabul etti... Tasvip edilecek bir davranış değil,
BDP'liler teröristlerle kuçaklaşıyor artık!
***
Türkiye değişti, değişiyor!
Türkiye'de "hak" demek de suçtu bir zamanlar.
"Hak"tan "şeriat istiyor" manası çıkaran
yargıçlar oldu bu ülkede.
"Hak" dedi diye haksız yere yıllarca hakim
karşısına çıktı Bülent Arınç.
Suçlu bulundu, cezaevinin kapısından,Yargıtay'ın
kararıyla döndü.
Takipler yapıldı, kayıtlar tutuldu...
Yalan yanlış kayıtlar...
***
141-142 ve 163'ün hüküm sürdüğü yıllar.
Bülent Arınç,Akhisar'da konuşuyor.
Ahali slogan atıyor:
"Hilal Başak iktidar
olacak!"
Refah'ın sloganı!
"Hilal Başak"ı "Bilal Paşa" olarak kayıt
altına aldı Kenan Evren'in askerleri.
Yakasına yapıştılar Bülent Arınç'ın:
"Kim bu Bilal Paşa?"
Kenan Evren'e rağmen, "Bilal Paşa" ha!
Az daha mahkum ediliyordu Arınç...
"Bilal Paşa"nın "Hilal Başak" olduğu anlaşılınca
kurtuldu!
İktidarına kafa tutan "Bilal Paşa"nın "Hilal
Başak" olduğunu öğrenince, Kenan Evren de rahatlamıştı, Bülent
Arınç da...
***
Bugün de aynı haksızlıklar yapılıyor!
Yalan yanlış kayıtlar yüzünden, nice masum
siyasetçi, gazeteci, asker, işadamı hapiste
tutuluyor.
Basın bildirisi okumaktan 8.5 yıl hapisle
cezalandırılan siyasetçiler, bugün Arınç ve arkadaşlarının geçmişte
uğradığı haksızlığı yaşıyor bugün.
Cezaevleri dolup taştı!
Ne suç işlediğini bilmeden dört duvar arasında
ölenler oldu.
Hastalıklarla boğuşan mahkumlar...
İki büklüm olduğu halde, cezaevinde can verenler
var.
Say say bitmez...
***
Türkiye değişti, değişiyor!
Bu değişime rağmen, zalimlerin ettiği
zulmün arkası gelmiyor!
Dün de böyleydi...
Bugün de...
Korkarım yarın da böyle olacak!
Neden biliyor musunuz?
Geçmişten ders almıyoruz!
Çabuk unutuyoruz!
Hal böyle olunca, nasıl başladıysa öyle
gidiyor...
İnternet Medyası
Yasası'nda işlem tamam
2005'ten bu yana "sorunlu"
olduğumuzu haykırıp durdum ve "sorumlu gazetecilik" yapmak
istediğimizi söyledim her platformda.
Bülent Arınç, "İstanbul'da söz verip, Ankara'da sözünü unutan
politikacılar"dan olmadığı için, sesimizi duydu ve yılan hikayesine
dönen İnternet Medyası Yasası'nı Bakanlar Kurulu'na kadar
getirdi.
Bizlerin birer "sorumlu gazeteci" olması, birilerine battı. Hemen
harekete geçtiler, Antalya-Ankara-İstanbul arasında mekik
dokudular. Bu yasanın çıkmasına mani olacak ne varsa yaptılar.
Güçlüydüler!
Gazeteleri vardı, 20 kişiydiler...
Direndiler, direttiler!
Ve kısmen muaffak oldular...
Ancak, karşılarında kararlı bir Bülent Arınç
vardı!
"Gelene ağam, gidene paşam" demeyen bir siyasetçi vardı
karşılarında.
"Peki" dedi, onların da görüşlerini aldı, itirazlarını
dinledi...
Baktı ki, yapılan talepler hikaye...
Bir kez daha düğmeye bastı...
Bolu'da son müjdesini verdi Bülent Arınç...
Hem Basın İlan Kurumu ilanlarını müjdeledi, hem de İnternet
Medyası Yasası'nı....
Yasamız bir kez daha Bakanlar Kurulu'nda görüşülecek. Bizimle
ilgili görüşü hiç değişmeyen, bizi anlayan, bizlerin "sorumlu"
olmasını isteyen Bülent Arınç, kararını vermiş bile.
Bugün yarın!
Çoğu gitti, azı kaldı!
İnternet Medyası Yasası'nda işlem tamam..
Meclis'ten de geçti mi, bizler de diğer meslektaşlarımız
gibi, gazetecilik yapabileceğiz.
Hadi gözümüz aydın...
Bolu'da Gazelle Otel'de kendisine teşekkür ettim...
Binlerce teşekkürler
Bülent Bey...
Yolunuz açık olsun!