Bülent Arınç sözlerinin arkasında
Abone olTBMM Başkanı Bülent Arınç, dış politika konusunda yaptığı değerlendirmelerin arkasında olduğunu bir kez daha savundu. Arınç'a göre sözler çıkarlarla çatışmıyor.
TBMM Başkanı Bülent Arınç, dış politika konusunda yaptığı
değerlendirmelerin, Türkiye'nin milli çıkarlarını zedeleyebilecek
hiçbir anlam içermediğini ve Türkiye'nin bu konuda bir bütünlük
içinde olduğunu belirterek, "Sözlerimin Dışişleri Bakanı'nı zor
durumda bırakması ve onun bana karşılık vermesi ya da Sayın
Başbakan'ın benim bu sözlerime karşı durması hiç aklımızın ucundan
geçmez" dedi. Lüksemburg'a yaptığı resmi ziyaretin ikinci gününde
gazetecilerin sorularını yanıtlayan Arınç, parlamenter diplomasinin
Türkiye'nin bugün dış politikada elde ettiği başarıda önemli
katkısının bulunduğunu ifade ederek, "Bu konuda hükümet ne kadar
başarılıysa bu ülkenin Meclisi de o kadar başarılıdır ve bu başarı
milletvekillerine ve onların asil sahibi olan millete aittir" diye
konuştu. Dış politikada hiçbir zaman hayalperest olunmaması
gerektiğini ve ebedi dostluk ve düşmanlığın olamıyacağını ifade
eden Arınç, şöyle dedi: "Her zaman hamasi nutuklarla yol alamazsın.
Bazen durur, bazen oturur, bazen koşarsın. Dolayısıyla milliyetçi
söylemlerle, aynı zamanda ülke yararına olabilecek bir dinamizmin
ve akılcılığın beraberinde taşınması gerekir. Türkiye'nin
sorunlarının sloganlarla çözülmesi mümkün değildir. Eğer
sloganlarla çözülseydi bugün kucağımızda nur topu gibi sorunlar
olmazdı. Sadece sloganlarla ve hayallere kapılarak statik birtakım
konuşmalarla çözüm aramak bence beyhudedir. Çok dinamik olmak ve
Türkiye lehine avantajlar sağlamak mecburiyetindeyiz." TBMM Başkanı
Arınç, "Casus Belli" ile ilgili açıklama yapmasının kendi görevi ve
hakkı olduğunu belirtti. Arınç, bu noktada dikkat edeceği tek şeyin
konuşma ve davranışlarında milli çıkarlara uygunluk olduğunu
söyledi. Milliyetçi bir kişi olduğunu ifade eden Arınç, ama
milliyetçiliğin hamasi duygularla konuşulması bir yana rasyonel ve
akılcılık olduğunu kaydetti. Arınç, "2002 seçimlerinden sonra
öylesine dinamik bir dış politika izlendi ki, Türkiye'nin farkında
olmayan tüm dünya şimdi farkına vardı" dedi. Arınç, dış politika
ile ilgili yaptığı açıklamaların ardından gerek Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan gerekse Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile arasında
bir görüş ayrılığı yaşanıp yaşanmadığına ilişkin soruyu da şöyle
yanıtladı: "Parlamenter diplomasi yürütürken bizim dikkat
edeceğimiz en önemli husus, hareket ve davranışlarımızın ortak bir
görüş oluşturması ve birbiriyle çelişmemesi. Ben bu konuda
düşüncelerimi açıklarken, konuşurken hükümetin bu konudaki tavrına
aykırı, onunla çelişen bir durumda olmayı hiçbir zaman düşünmem.
Hatta Genelkurmay Başkanlığı, silahlı kuvvetlerin buna benzer,
bununla doğrudan ilgili konulardaki kesin kabullerine de karşı
olmak istemem. Sözlerimin sayın Dışişleri Bakanını zor durumda
bırakması veya onun bana bir karşılık vermesi, sayın Başbakan'ın
davranışları ile çelişmesi veya onun benim sözlerime karşı durması
doğrusu hiç aklımın ucundan geçmez. Ben de onları eylemlerim ve
davranışlarımla zor durumda bırakmayı aklıma getirmem. Dolayısıyla
bu tür yakıştırmalar bizim iyi niyetli, ülkenin çıkarlarına uygun
hareket etmemizi engellemeye yetmeyecektir. Bazı siyasi parti
temsilcilerinin çok da tutarsız olarak, hatta bir araştırma
zahmetine de katlanmadan gelişigüzel bazı cümlelerle bu konuda
ortaya attıkları görüşleri sadece tebessüm ederek
seyrediyorum."