Bülent Arınç Erdoğan'a sitem etti
Abone olBaşbakan Yardımcısı ve Hükümet sözcüsü Arınç, canlı yayında "dava arkadaşım" dediği Başbakan Erdoğan'a üstü kapalı olarak sitem etti.
İNTERNETHABER - ÖZEL
İÇERİK
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet sözcüsü Bülent Arınç, Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da katıldığı ve TRT Türk'te yayınlanan programda "dava arkadaşım" dediği Başbakan Erdoğan'a üstü kapalı olarak sitem etti.
Öğrenci evleri tartışması tam gaz devam ediyor. Zaman gazetesinin Başbakan Erdoğan'ın öğrenci evleri ile ilgili sözlerini yayınlamasının üzerine Bülent Arınç, "bu asparagas bir haberdir" diyerek yalanlamıştı. Ancak aradan 12 saat geçtikten sonra grup toplantısında Başbakan Erdoğan sözlerinin arkasında durduğunu açıkladı.
Hükümet sözcüsü Arınç ile Başbakan'ın birbiri ile çelişen sözleri hükümeti eleştiren çevreler tarafından kullanılmıştı.
"DAVA ARKADAŞIM" DEDİ SİTEM
ETTİ
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet sözcüsü Arınç, Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da katıldığı ve TRT Türk'te yayınlanan programda "dava arkadaşım" dediği Başbakan Erdoğan'a üstü kapalı olarak sitem etti: "Başbakan'a seslenmek isterim ki, Başbakan ile Hükümet Sözcüsü arasındaki çelişkinin izah edilmesi Başbakan'dan beklenmektedir" dedi.
Avrupa Konseyi tarafından Sırbistan'da düzenlenen "Medya ve Bilgi Toplumundan Sorumlu Bakanlar Konferansı"na katılmak için Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da bulunan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Belgrad Kalesinde, TRT Türk Kanal Koordinatörü Nasuhi Güngör'ün konuğu oldu.
Bülent Arınç "Başbakan'ımızın çocuklarımızın üzerinden söylemek istedikleri doğru ve katılıyorum. Ama onun 'gerekirse yasal düzenleme yaparız' demesi, ardından gayretkeş bir valimizin bu sözlerin üzerine atlaması çok doğru bir davranış değil" dedi.
ERBAKAN HOCAMIZ RAKİBİN ŞAHADETİ EN GÜÇLÜ ŞAHADETTİR DİYORDU
Ben grup toplantısının arkasından buraya geldim. Görüşlerimi de ifade etmedim. Düşüncelerimi açık biçimde ifade edeyim. Memnuniyetle söyleyeyim, ben Salı Akşamı plan bütçe komisyonunda tartışmalarımız oldu. Bütün muhalefet milletvekilleri CHP, BDP, MHP olsun konuşmalarında "biz size güveniyoruz, siz vicdan sahibisiniz" diyerek başladılar sorularına. 20 küsür senelik siyaset sürecinde bana güveniliyorsa ne mutlu. Erbakan Hocamız en güçlü şahadet rakibin şahadetidir diyordu.
Şüphesiz başbakanımız büyük bir halk kahramanı, dindar, iyi bir aile reisi, siyasette sözünün eri bir insan. Her siyasetçi açısından meseleye böyle bakmamız lazım. Birileri kürsüye çıktığı zaman "dayansın ehli kübur" cinsinden beyitler söylenenler var.
BEN TUTUNAK KATİBİ DEĞİLİM
Ben ağır ceza mahkemesinde avukatlık da yaptım, orada da güvenilir bir isimdim. O adam satılmaz, eğilip bükülmez denirdi. Ben şimdi hükümet sözcüsüyüm. Arkadaşlarıma bilgi verirken söylediğim her sözün yerini bulması lazım. Tutanak katibi değilim, özet yapıyorum. Ama söylediklerim içeride konuşulanlara doğru şekilde uymak zorundayım.
HÜKÜMETİMİ KORUMAK ZORUNDAYIM
Ben hükümet sözcüsü olarak söylediklerimle hükümetimi zor durumda bırakmamalıyım. Hükümetime yara vermemeliyim. Başbakanımı korumak zorundayım ikincisi. Satır satır onun söyledikilerini yanıtlamak zorunda değilim. O gün bir soru soruldu. Ben bulunduğum yerde, ne duymuşsam onu söyledim. Duymadıklarımdan sorumlu değilim. Bakanlar Kurulu toplantısında konuşulmadı bu elbette. Bundan dolayı üzülmem, eksiklik hissetmem, yanlış yaptığımı düşünümüyoru.
Başbakanımız grup toplantısında "böyle şeyler duyuyoruz, bekar genç kızlar ve erkeklerin birarada oturması mahsurlu" dedi. Bu sözler ile benim söylediklerim tezat teşkil etti.
BEN YANLIŞ YAPMADIM AMA...
Ben yanlış yapmadım, ama farklı bir şey söyledi ve benim açıklamalarım ile kendi sözleri arasında bir fark ortaya çıkardı. Ben tevil edemem bunları ama başka pek çok insan "Başbakan'ın beni hiçe saydığını" ileri sürdü. Başbakan'ın sözlerinden ben sorumlu değilim. Kendi düşünür. Bu sözleriyle toplumda sosyal bir yaraya parmak bastığını düşünebilir. Ama aradan 12 saat bile geçmeden çelişki içinde bir şey yaşandı. Bunu ifade etmem lazım. Bu çelişkiye dikkat çeken pek çok isim bizi eleştirdi. Bazı eleştiriler haklıdır, saygı duyuyorum, ama bazıları bizi haksızca vuran, hazır imkan buldum vurayım diye bir şey var.
BEN SADECE BAKAN DEĞİLİM ÇOK ŞEYİ
TEMSİL EDİYORUM
Birlikteliğimizin bazen zor günler geçirdiğini biliyorum,
bazen münakaşa ettiğimiz oluyor. Biz dava arkadaşıyız. Kader
birliği yapıyoruz. Hükümetteki sorumluluğum sadece bakan olduğum
anlamına gelmez. Futbol sadece futbol değildir diye bir kitap var.
Ben de sadece bakan değilim. Meclis başkanlığı yapmışım, demokrasi
yolunda gençliğimi, ailemi, siyasi hayatımı feda etmişim, ben çok
şeyi temsil ediyorum. Ben sadece bakan değilim, benim bir özgül
ağırlığım var, benim yıpranmamam lazım. Bunlar ekran önünde
tartışılmamalı. Ben çok şeyi temsil ediyorum. Kırmızı plaka
meraklısı biri değilim. Dolayısıyla herkesin bana böyle baktığı bir
noktada benim yıpranmama lazım. Benim hiçe sayılmamam lazım. Sayın
Başbakan buna dikkat eder... En azından bu bir kul hakkıdır. Kul
hakkı noktasında da onun ne kadar dirayetli olduğuna ben inanırım.
Özel hayatında bunu ne kadar önemsediğini ben hatırlarım.Ama zaman
zaman hepimiz hata yapabiliyoruz. Size teşekkür ederim, bunu
açıklama fırsatı verdiniz bana.
BAŞBAKAN TOPLUMDA YANLIŞ ANLAŞILMAYA
YOL AÇTI
Bir bakan yanlış yapabilir. işinde davranışında yanlış yapabilir.
Bunun tartışılacağı yer ekranlar değildir. Hesabını verir ya da
vermez. Bu hesap vermek bir yargı demek değildir. Biz siyasi hesap
veririz. Başbakan gereğini yap der, bakan bana müsade der. Böyle
bir noktaya gelmemek lazım.
Dünkü açıklamalarınız yanlıştı demeden, ima bile etmeden; konuşması başbakan'ın hakkıdır. Ama bana karşı davranışı toplumda yanlış anlaşılmıştır. Buna izin vermemesini benim beklemem de benim hakkımdır.
BENİM SAÇIMI BEYAZLATAN, BELİMİ BÜKEN NE BİLİYOR MUSUNUZ?
Benim saçlarımı beyazlatan, belimi büken ne biliyor musunuz? Başbakan'ı 24 saat takip ederim ben. Onun da böyle bir görevi olmalı, Hükümet Sözcüsünü açmaza düşürmemektir. Buradaki konuşmasıyla biz eleştirilerin odağında olduk. Ben itibarımın, kişiliğimin yıpratılmasını istemem. Birilerinin kum torbası haline getirilmek istemem.
DOST, KARDEŞ OLARAK BAŞBAKANIMIZA SESLENİYORUM
Başbakanımıza dost, kardeş olarak seslenmek isterim, ikimizin sözleri arasındaki çelişkiyi düzeltmesi, Başbakan ile Hükümet Sözcüsü arasındaki çelişkinin izah edilmesi Başbakan'dan beklenmektedir. Bence de çok doğru olan düşüncelerini Başbakan açıklamalı. Eğer kendi içimizde konuştuk ve değerlendirdiysek ben hükümet sözcüsü olarak çıkar çok güzel bir şekide açıklarım.
Başbakan'ımızın çocuklarımızın üzerinden söylemek istedikleri bu. ama onun gerekirse yasal düzenleme yaparız demesi, ardından gayretkeş bir valimizin bu sözlerin üzerine atlaması çok doğru bir davranış değil.
11 SENEDİR ÖZEL HAYATA HİÇ MÜDAHALE
ETMEDİK
Bize siyasetçinin özel hayatı olmaz derlerdi. Bunu söyleyenlerin
özel hayata müdahale ediliyor demesi ne kadar yanlışsa, özel
hayatın mahrem kalması da o kadar önemli. 11 senedir hiç bir
şekilde özel hayata saygısızlık ya da müdahale anlamına gelecek
birşeye izin vermedik. Bizi neyle suçlarlar, içki satışındaki
düzenleme için suçlarlar; dindar nesil istiyoruz dedik diye
suçlarlar. Alkole erişimi sınırlamak Belgrad'da da, Londra'da da,
Münih'te de vardır. Ben bunu size bir saat anlatabilirim. Biz şu an
AB üyesi pek çok ülkeden daha iyi yakaladık AB
normlarını.
EV SAHİBİ ANLAŞMIŞ, KİRAYA VERMİŞ,
YAPACAK BİR ŞEY YOK
Ben yedek subaylığımı Kırıkkale'de yaptım. Bazı asteğmenler bazı
yanlış şeyler yapmış, bekara ev verilmeyecek denmiş. Bizi
tanıyanlar bilenler ev verdi. Oturduk. Ev sahibi kiraya vermişse,
gelende tutmuşsa buna yapılacak bir şey yok. Şimdi böyle bir şey
yok. İyi veya kötü, doğru veya yanlış bu noktadan geriye dönüş
olmaz. Biz çok ileri bir yere geldik. Bundan muhafazakar anlayış
zarar görmüş olabilir. Zina fiili suç olmaktan çıkartıldı. Ne zaman
Işılay Hanım bakan olduğu zaman. O da çok mazbut bir insandır. Ama
ne yapalım ki Anayasa Mahkemesi Zina'yı yasadan çıkardı. Şimdi de
böyle devam ediyor. Şimdi zina suç olsun diyene de saygı duyarım,
sistem böyle devam etsin diyene de itiraz etmem. Yeni bir tartışma
noktasını toplumun içine koymak, alt yapısı olmadan böyle bir şeyi
yapmak başbakan olarak ileriye dönük bir vaat olabilir ama bir
bakanlar kurulu üyesi olarak böyle bir şeyden haberdar
değilim.
BUNDAN SONRA BAŞBAKAN İZİN
VERİRSE...
30 büyükşehirde ne kadar çok alırsak önümüzdeki mahalli seçimlerde
AK Parti o kadar güçlü olacak. 3 dönem engeli var bizim
düzenlememizde. Ben ne vekillik ne belediye başkanlığı istemiyorum
dedim daha önce. Başkası birşey demiyor, ona da saygı duyarım.
Anadolu'da insanlar siz giderseniz ne olacak bu parti diyor ben
daha güçlüleri gelecek merak etmeyin diyorum. Çok sevgi, saygı
duyduğum insanlar bu kararı nasıl verirsiniz diyor. Eğer sayın
başbakan izin verir, bu kararıma saygı gösterirse ben hiç aday
değilim. Manisa'dan aday olmuştum. Burada siyasete başladım ve
burada bitireceğim dedim. Listeler ilan edildi, çok haklı çok
yerinde gerekçeler söyledi Sayın Başbakan Bursa'dan milletvekili
olduk. Eşyanın da tabiatın da bir sınırı var. Benim 19 yaşında
başladığım siyaseti sürekli sürdüreceğim diye bir şeyim yok. Meclis
Başkanlığı'na veda ettiğim gün 2007'de siyaseti de bırakayım
istedim. Ama bu milletin içinden, benim inancıma, davama layık
birini Cumhurbaşkanı seçtiremedim. Bundan sonra kimse bana güvenip
siyasete yön vermeye çalışmasın.