Bülent Arınç dizilerdeki içkiye çattı!
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bülent Arınç, son zamanlarda dizilerde alkol tüketiminin arttığına dikkat çekti.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, son zamanlarda
dizilerde alkol tüketiminin arttığına dikkat çekti.
“Her akşam yayınlanan dizilerde sigaranın yerine bol bol alkol şişeleri aldı. Kapı açar açmaz insanın şişeye sarılması, merhaba dedikten sonra elindeki kadehle içki sunması hangi toplumun değerlerini gösteriyor veya neyi bize anlatmak istiyor” dedi.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) 19. Kuruluş yıldönümü
dolayısıyla tören düzenlendi. RTÜK’te düzenlenen törene, Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç, RTÜK Başkanı Davut Dursun ve çok sayıda
davetli katıldı. Törende bir konuşma yapan Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç, RTÜK Başkanı Davut Dursun’un açılış konuşmasında
törenin yapılacağı salonun küçük olması dolayısıyla katılımcılardan
özür dilemesine değindi. Kuruluş yıldönümlerinin kurumların kendi
salonlarında, kendi binalarında kutlamasının önemini vurgulayan
Arınç, “Yer darda olsa, bazı sıkıntılar şikayetlerde olsa bence
daha samimi, daha olağan” dedi.
LÜKS OTELLERDE TOPLANTI ÇOK SAMİMİ
Kendi içlerinde kuruluş yıldönümü kutladıklarını, çalışanların
tamamın burada olduğunu ifade eden Arınç, lüks otellerde veya buna
benzer yerlerde bir kuruluş yıldönümü kutlamak, zoraki misafirlerle
bir toplantı yapmak yerine böyle toplantıları çok samimi bulduğunu
kaydetti. Toplantı salonun darlığı nedeniyle ayakta kalan bir
kişiyi kendi yerine oturmasını isteyen Arınç, salonda yanında
boşluk bulunan bir kişiyi ayakta kalanları davet etmediği için
kızdı. Arınç, yanında boşluk bununa kişiye dönerek, “Niye yanınıza
almıyorsunuz arkadaşınızı, kim için tuttunuz orayı. Şapkanız için
mi?” diye sordu.
ARTIK HERKES HD YAYIN İZLİYOR
RTÜK’ün önemli ve Anayasal bir kuruluş olduğunu ifade eden Arınç,
RTÜK’ün 20 yıldan buyana zaman zaman tökezlediğini, zaman zaman
durağanlaştı dönemlerin olduğunu belirtti. 2 yıl önce çıkarılan
yasanın RTÜK’te bir dönüm noktası oluğunu kaydeden Arınç, bu
yasanın çıkmaması durumunda RTÜK’ün bugün geldiği noktaya
gelemeyeceğini vurguladı. Arınç, “Hala biz boş şeylerle uğraşan
veya kendi görevini ihmal eden bir kurum halinde duracaktık. Ama
iki yıldan bu yana kanunun gösterdiği her aşamayı başarıyla
tamamladı. Ama iki yıldan buyana kanun gösterdiği her aşamayı
başarıyla tamamladı. Düzenlemelerin hepsi yapıldı. İhalelerin hepsi
yapıldı. Artık böylesine bir çanak rezaletinden koparak herkesin
rahatlıkla HD yayınları izleyebileceği, her yüksek çözünürlüklü
ekran kalitesinde televizyon izleyeceği bir noktaya adım adım
geldik. Son iki yıldan buyana üstün bir gayretle arkadaşlarımızın
yaptığı çalışmaları takdir ediyorum” diye konuştu.
Özellikle son haftalarda kablolu uydu ortamlarında yayın yapan
kuruluşlara lisansları verilmekle birlikte karasal ortamda yayın
yapan kuruluşlara lisanslarını veremediklerini belirten Arınç,
Türkiye’de bu aksaklık yaşanırken, Avrupa ülkelerinin karasal,
sayısal yayıncılığa geçiş yaptığının altını çizdi.
İHALELERDEN 900 MİLYON TL GELİR
Türkiye’nin bu yasal eksiklik sebebiyle bu konuda maalesef geride
kaldığını belirten Arınç, “Yeni kanunumuz Avrupa Birliği
müktesebatına uygun olarak hazırlanınca bizde kendimizi beli
süreleri koyduk ve bu süreler içerisinde yapacağımız çalışmaları da
belirmiş olduk. 61112 sayılı kanunla yeni teknolojilerin
kullanılmasına olanak sağlayacak yasal çerçeveleri oluşturarak
iletişim ve yayıncılık sektöründeki son gelişmeleri kapsayacak
şekilde sayısal yayıncılık ve HD televizyon yayıncılığı gibi yeni
yayın teknolojilerin uygulanmasına imkan verecek düzenlemeleri
hayata geçirdik” dedi.
Ulusal-karasal-sayısal televizyon yayın sıralama ihalesinin
yapıldığını hatırlatan Arınç, ihalede şuan itibariyle 900 milyon TL
civarında devletin bir gelir elde ettiğini söyledi.
Karasal yayıncılıkta 1999 yılında buyana devam eden fiili durumun
sona erdirildiğini ve lisanslı döneme geçiş döneminde adımların
atıldığının altını çizen Arınç, “Artık ihaleyi kazanıp lisansını
alan kuruluşlar için hiç kimse ülkenin milli kaynağı olan
frekansları bedava kullandığı iddiasında bulunamayacak. Kuruluşlar
ihale sonucunda oluşan sıraya göre yerlerini seçmiş olacaklar”
şeklinde konuştu.
DEVLET 19 YILDIR GELİR ELDE EDEMİYORDU
İhaleyle devletin 19 yıldır gelir elde edemediği kanal ve
frekanslardan ilk kez bu dönem 1 milyar TL’lik bir gelir elde
edileceğini sözlerine ekleyen Arınç, atıl durumdaki bir kaynağı
ekonomiye kazandırıldığını ifade etti. İhalelerin sona ermesinin
ardından en kısa sürede çalışmaların tamamlanacağının altını çizen
Arınç, “Fiziki olanaklarla birlikte görsel medyada içeriğinde artık
geliştirilmesi gerekiyor. Bu konuda ciddi çalışmalar yaptık.
Özellikle çocukların televizyondan gereğince uzak kalabilmeleri
için tedbirler aldık. Yapılan pek çok araştırmalar var. Ama Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığından, RTÜK’ün kendi yaptığı
araştırmalara kadar televizyon yayınlarının çocuklar üzerindeki
olumlu olumsuz etkilerini çok iyi biliyoruz. Akıllı semboller,
hatırlatmalar ve diğer çalışmaları rağmen televizyon faydalarıyla
birlikte ortaya çıkan zararları istediğimiz seviyeye indire bilmiş
değiliz” şeklinde konuştu.
YETİŞKİNLERİN DE UYARILMASI GEREKİYOR
Çocuklara hatırlatmalar yapılsa da televizyonun sadece çocukları
değil, gençleri, aileleri yönlendiren ve değiştiren bir etkiye
sahip olduğunun altını çizen Arınç, günde 3 saatten fazla izlenen
televizyonun sadece çocukların değil herkesin en iyi arkadaşı hale
geldiğini vurguladı. Sadece çocuklar için değil yetişkinler içinde
belli uyarıların yapılmasının faydalı olacağını düşündüğünü
kaydeden Arınç, “Çocuklarımıza, eşimize, komşularımıza televizyon
kadar vakit ayırmıyorsak, çocuklarımızdan önce bizlerin bu
hatırlatmalara ihtiyacı var diye düşünüyorum” dedi.
GÖRSEL MEDYA SİGARANIN BIRAKILMASI KONUSUNDA ÇOK İYİ İŞ
BAŞARDI
Televizyonların bazı kötü alışkanlık olarak bazı ürünlerin
pazarlana bildiği ve teşvik edildiği bir platform olduğunu belirten
Arınç, bu sürecin iyi işletilmesi durumunda televizyonun toplum da
çok faydalı sonuçları da ortaya çıkartabileceğini vurguladı.
Televizyonlarda sigara zararlarının anlatılmasının ve
kullanılmasının azaltılması konusunda görsel medyada ilgili
kurumların çok iyi bir iş başardığını ifade eden Arınç, ekranlardan
sigara kullanımına son verilmesinin ve eski filmlerde sigara
içenlerin üzerinin kapatılmasının çok büyük etkilerinin olduğunu
belirtti.
AKŞAM YAYINLANAN DİZİLERDE SİGARININ YERİNE BOL BOL
ALKOL ŞİŞELERİ ALDI
Sigara konusunda gösterilen hassasiyetin alkol ve benzeri ürünler
konusunda ne yazık ki gösterilmediğinin altını çizen Arınç, alkolün
sigara gibi gençlere ve insanlara zararı olan bir ürün olduğunu
söyledi. Arınç, “Buna rağmen her akşam yayınlanan dizilerde
sigarının yerine bol bol alkol şişeleri aldı. Alkol reklamı yasak
olmasına rağmen dizilerin çoğunda alkol buzlanamadığı için sıradan
tüketilen bir içecek haline geldi. Son haftalarda yayınlanan bir
ankete göre vatandaşlarımız yüzde 80’in üzerinde bir oranla alkol
içmiyorum demesine rağmen özellikle dizilerimizde alkol sanki
ailenin ve evin bir parçasıymış gibi gösteriliyor. Dizilerimizde
aile sofralarında alkolün sıradanlaştırılması, sigaranın
zararlarının anlattığımız bir ortam başka bir zararlı ürün sorununu
da oluşmasına yol açıyor” dedi.
BU ÜRÜNLERİN TÜKETİMİNE YÖNELİK TEŞVİK YAPILMASINI DOĞRU
BULMUYORUM
Vatandaşların hür iradeleriyle hangi içeceği içmek istiyorsa
içebileceklerini ancak sağlığa ve topluma zararlı bir içeceğin ürün
ismi vermeden aleni olarak özendirilmesinin toplumda bu ürünlerin
tüketimine yönelik teşvik yapılmasının doğru olmadığı belirten
Arınç, bu konuda RTÜK’ün bir yasaklama veya cezalandırma işleminden
ziyade görsel medyanın bu konuda daha hassal olmasını diledi.
Benzeri konularda bazı sivil toplum örgütlerinin televizyon
programının aile değerlerine ve çocuk gelişimlerine uygun
olmadığını düşünenlerin şikayetlerinin programın ana sponsoruna
ilete biletecekleri bir platform oluşturulmasına yönelik
çalışmaları anlamlı ve doğru bulduğunu kaydeden Arınç, RTÜK’ün ceza
verdiğin de ve vermediğinde de eleştirilen bir kurum oludunu
vurguladı.
KAPIYI AÇAR AÇMAZ İNSANIN ŞİŞEYE
SARILIYORLAR
Sigara kapalı mekanlarda içilmesinin yasaklanmış olmasının
Türkiye’yi örnek bir ülke haline getirdiğinin altını çizen Arınç,
kendisinin yaptığı her yurt dışına yaptığı ziyarette bundan övgüyle
bahsedildiğini kaydetti. Anayasa’nın ailenin korunması ve gençliğin
korunması diye iki maddesinin bulunduğunu hatırlatan Arınç,
konuşmasına şöyle devam etti:
“Sigara bir uyuşturucu değil, kötü bir alışkanlık. Ama vücuda da
zararları var. Kamu spotlarında öksüren, artık hayatının son
demlerine gelmiş insanların hüzün veren hikayelerini de dinliyoruz.
Ama şüphesiz alkolde bunlardan bir tanesi. Kapıyı açar açmaz
insanın şişeye sarılması, merhaba dedikten sonra elindeki kadehle
içki sunması hangi toplumun değerlerini gösteriyor veya neyi bize
anlatmak istiyor. Toplumda ilgiyle takip edilen diziler var. Bu
dizilerin arka planında başka unsurların yattığını da biliyorum.
Mesela şöyle, çok meşhur birisinin adeta o dizilerde insanın nefes
almadan seyrettiği birilerinin sık sık alkole, kadehe elini
sürmesi, şişeyle arkadaş olması acaba o karakterin, o dizide
yaptığı rolle mi ilgilidir, yoksa gizli sponsorlarının cebine
doldurdukları parayla bizim reklamımızı yap demeyle mi ilgilidir.
Bu sözümü yazın lütfen isim vererek söylemiyorum. Ama bu tipler
herkesin malumudur. Biz bu tiplerle mücadele etmiyoruz. Onların
vermek istedikleri mesajın topluma neye mal olacağını bildiğimiz
için bir şeyler göstermeye çalışıyoruz. Evet herkesi alkolik
yapmaya, alkol tüketimini arttırmaya yönelik öylesine güçlü,
cepleri dolgun, çekleri gayet kıymetli birileri vardır ki sırf bazı
dizilerde reklam unsuru olsun rol model diye birilerine özel roller
verilmiş olabilir. Bunu bir kenarda düşünmemiz lazım. Kimdir bunlar
derseniz kulaklarınıza üfleyeceğim birkaç tane isim olabilir. Ama
bu dizilere birazda bu gözlerle bakmamız lazım.”
OKULLARDAKİ ÖĞRENCİLER DİZİLERDEKİ GİBİ GİYİNMEYE
ÇALIŞIYORLAR
Bu konuda kanuni bir düzenlemeye ihtiyaç olmadığını ve doğruda
bulmadığını dile getiren Arınç, bu konuda duyarlığın her konuda
hissettirilmesini söyledi. Mutlaka yasaklayıcı bir tedbir
gerekiyorsa kendisinin bunu şahsen TBMM’de toplumsal talep olduğu
takdirde gerçekleştirmeyi vazife olarak bildiğini belirten Arınç,
özellikle gençler üzerinde özendirici bir takım yayınlar ve
dizilerin olabileceği konusunu vurguladı. Televizyonda yayınlanan
okul dizilerine dikkat çeken Arınç, “Bu okul dizilerindeki
öğrenciler öğrenci midir? Erkeğiyle, kızıyla bunların kıyafetleri
bir öğrenci kıyafeti midir? Konuştukları bir öğrenci dili midir?
Öğrenciyle öğretmen arasındaki ilişkiler Türkiye’de bildiğimiz
nitelikte midir? Hangi çekememezlik, hangi entrika, hangi saç baş,
hangi sevgiyi paylaşamamak, hangi birbirini şişleyecek noktada
birbirlerine arkadaş beğenmek, bu dizilerde verilmek istenen nedir
Allah aşkına. Gençliği heyecanını, gençliğin aşkını böylesine kötü
rol modellerle ortaya koyma çabalarında ben şahsen bir kötülük
hissediyorum. Sadece bu dizileri yapmak üzere kurulmuş kanallar
olduğunu biliyorum. Çocuklarımız afedersiniz kravatlarını
göbeğinden bağlamaya çalışıyorsa, kedi kuyruğu gibi bir kravatı bir
tarafına bağlamış durumdaysa bizim dönemlerimiz Osman Yüksel
Serdengeçti Antalya Milletvekili o hatırıma geliyor. Kravat
bağlamazdı da kravat bağlamak mecburi diyence göbeğine bağlamıştı.
Bizim bu dizilerdeki gençlerimizin de boynun kravata benzer bir şey
var ama göbeğine doğru sarkmış ne idüğü belirsiz bir şey. Bu
öğrencinin kravat takması gerekiyorsa böylemi takacak. Kızlarımızın
eteklerinden kıyafetlerinden bir öğrenci kıyafeti olduğunu
anlayabilecek miyiz? Ama emin olun bu dizileri izleyenlerin hepsi
okullarında bu şekilde giyinmeye çalışıyor. Aynı kelimeleri
kullanmaya gayret ediyorlar.
SEVGİNİN YERİNİ GÜNÜ BİRLİK HEYECANLA TATMİN ETMEYE
ÇALIŞIYORLAR
Sevginin, aşkın yerini günü birlik heyecanlarla ve heveslerle
tatmin etmeye çalışıyorlar. Ben okulların dizilerinde nitelik ve
nicelikten fevkalade üzgünüm. Bu kadar kalitesiz olmamalı.
Dolayısıyla buradan televizyon yöneticileri bu konuya başka bir
gözle bakın” diye konuştu.
Konuşmasında Çözüm Süreci’nin de ekranlara yansımanı değerlendiren
Arınç, televizyonların haber ve yorumlarıyla destek verdiği sürecin
planlandığı gibi devam ettiğini söyledi. Yapılan bütün çalışmanın
ortaya çıkan her gelişmesinin arkasında insanların yer aldığını
dikkat çeken Arınç, kurumların başarıların ve başarısızlıkların
arkasında en temel unsurun insan olduğunu vurguladı.
Yapılan konuşmaların ardından Arınç, emekliye ayrılan RTÜK
çalışanlarına plaket verdi. Plaket takdim törenin ardından RTÜK’ün
19. Kuruluş yıldönümü dolayısıyla pasta kesildi.