Bülent Arınç ateş püskürdü
Abone olTunceli'de türbanlı folklor gösterisiyle ilgili haberlere Arınç açtı ağzını yumdu gözünü.
Başkanı Bülent Arınç, Tunceli ziyaretinin ardından basında yer
alan haberlere tepki göstererek, "Bu tür haberlerle,
asparagaslarla, saçmalıklarla, beni, bir başkasını, Tunceli halkını
küçültmeye kalkmak, buradan rejim sorunu çıkarmak, buradan laiklik
tehlikesine işaret etmek, kargaları bile güldürecek basitlikte bir
olaydır" dedi.
TBMM Başkanı Arınç, Rusya Federasyon Konseyi Başkanı Sergey
Mironov'un resmi davetlisi olarak Rusya Federasyonu'na gitti.
Arınç, Rusya'ya hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda
gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün Meclis'in olağanüstü
toplanabileceğine ilişkin yaptığı açıklamanın hatırlatılması
üzerine Arınç, bu konuda Gül ile herhangi bir görüşmesi olmadığını
belirterek, "Ancak şartlar gerektirdiği takdirde Meclis'in nasıl
olağanüstü toplantıya çağrılacağı bellidir" dedi. Hükümetin ya da
belli sayıda milletvekilinin talepte bulunması halinde bunu
değerlendirmenin TBMM Başkanlığı'nın görevleri içinde olduğunu
vurgulayan Arınç, "Şu anda böyle bir ihtiyaç görünmüyor. İleride
doğarsa onunda yasal prosedürü bellidir" diye konuştu.
Arınç, "Tunceli ziyaretinizde folklorcu kızlara 'türban'
takıldığına yönelik haberler sizinle ilişkilendiriliyor. Bunu nasıl
değerlendiriyorsunuz?" sorusuna ise, "Büyük bir şaşkınlık ve üzüntü
içindeyim" karşılığını verdi. Tunceli'yi ziyaret eden tek TBMM
başkanının kendisi olduğunu ifade eden Arınç, Tunceli'de halkın ve
devletin katkılarıyla Engelliler İçin Rehabilitasyon Merkezi
yapıldığını hatırlattı. Tunceli'ye gidip halkla kucaklaşmayı
kendisine görev edindiğini belirten Arınç, Tunceli'de büyük sevgi
gösterileriyle karşılandığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Herkes sadece sevinç içindeydi. Çünkü biz TBMM ile halkımız
kucaklaşmasını, bütünleşmesini orada gördük. Alevi-Sünni diye
ayırmadan, Türk-Kürt diye ayırmadan, bin yıldır bu topraklar
üzerinde birbirlerine kardeş olmuş insanların gözyaşı dökerek bu
birlikteliğin coşkusunu yaşadığını gördük. Orada iki folklor
gösterisi yapıldı. Küçücük kızlar, kimisi 10 yaşında, kimisi 12
yaşında çocuklar. Çiçekler verdiler, onları öpüp kokladım. Daha
sonra bir başka folklor gösterisi yapıldı. Orada yetişkin
kızlarımız vardı. Onların da başı açıktı. Biz bunları ne düşündük
ne de bunda fevkaladelik gördük."
"Böyle bir haber, haber olabilir mi? Böyle bir haberin değeri
olabilir mi? Olamaz" diyen Arınç, Tunceli'ye gitmeden önce de
'Arınç Tunceli'ye gelecek diye PKK eylem yapacak' şeklindeki
haberlerin gazetelerde yer aldığını ancak, Tunceli'deki sivil-asker
yetkililerin kendisini arayarak böyle bir şeyin olmadığını ifade
ettiklerini söyledi. Yapılan bir ankette, güvenilir kurumlar
sıralamasında medyanın en son sıralarda yer aldığına işaret eden
Arınç, şöyle devam etti:
"Medyayı bu hale düşürmesinler. Bu tür haberlerle, asparagaslarla,
saçmalıklarla, beni, bir başkasını, Tunceli halkını küçültmeye
kalkmak, buradan rejim sorunu çıkarmak, buradan laiklik tehlikesine
işaret etmek kargaları bile güldürecek basitlikte bir olaydır.
Folklorcular ne zaman başlarını açarlar, açarlar mı kapatırlar mı,
bu kimi ilgilendirir Allah aşkına? Küçücük, minnacık yavruların
kendi özel giysileri içerisinde folklor gösterisi yapmasından rejim
için bir tehlike çıkarmak acaba sadece bu kişinin mi aklına geldi?
Ya bu haberi çok önemseyerek, bir iki cümle söyleyen bir iki
siyasetçiye ne demeli? Türkiye'nin gündemi bu değil. Hele hele
bundan rejim adına bir şey çıkarmaya kalkmak, Türkiye'nin rejimi
böyle saçmalıklarla yıkılacak, örselenecek bir güçsüzlükte
değil."
Arınç, Türkiye'de her şey kendisini yenilerken, medyanın da
kendisini yenilemesini gerektiğini savunarak, "Bu tür haberler
Tunceli'ye büyük bir kötülüktür. Tunceli halkı vatanına, devletine,
askerine, Meclisi'ne bütün kurumlara bağlıdır. Tunceli'yi böylesine
haberlerle adeta tepki çeken bir il olarak göstermeyi, izole etmeyi
kimse kendisine hedef olarak almasın. Bu felaket haberlerinden,
paranoyaya dönüşmüş başörtüsü haberlerinden bıktık artık. Sorumlu
bir basın istiyoruz. Her önüne geleni istediği gibi eleştiren,
yalan haberle insanları suçlayarak çuvaldız batıran bir basının
iğneyi kendisine batırması lazım" şeklinde konuştu.