Bülent Arınç açıkladı! Neden aday olmadı?
Abone olAK Partili Bülent Arınç, AK Parti kongresinde neden aday olmadığına açıklık getirdi.
Bülent Arınç, aktif siyaseti bırakmasının nedenini,
"Partilerin yenilenmeye ihtiyacı var. Ben kadere inanırım,
bu iş bitti" sözleriyle açıklayan Arınç, "AK
Parti'nin kuruluşunda 'biz'dik, şimdi 'ben' olduk" dedi.
Arınç, "Koalisyonun kurulamamasında sorumlu kim" sorusuna
ise "Onu söyleyemem. Söylersem başka yerlere gider"
şeklinde yanıt verdi.
AK Parti 5. Olağan Büyük Kongresi, yarın Ankara Spor Salonu'nda gerçekleştirilecek. Kongre öncesinde Habertürk TV'de Veyis Ateşin konuğu, Ak Parti kurucularından ve Meclis Başkanlığı, Başbakan Yardımcılığı, MKYK üyeliği gibi görevlerde bulunan Bülent Arınç kongre öncesinde AK Parti kariyeri ve AK Parti'nin geleceği hakkında sorulan sorulara Habertürk ekranlarında yanıtladı.
İşte Arınç’ın açıklamalarından satırbaşları:
"PARTİLERİN YENİLENMEYE İHTİYACI VAR"
Birçok tweet, mesaj aldım. Siz AK Parti’nin vicdanısınız, siz
olmazsanız parti güç kaybeder mesajları geldi. Bunların hepsine
teşekkür ediyorum. 3 konuya dikkat ediyorum. 3 dönem kuralı faydalı
bir kural olarak düşünüyorum. Böyle bir kurala da ihtiyaç olabilir.
95’te girdim parlamentoya ve 5 dönem yaptım.
Partilerin yenilenmeye ihtiyacı var. Ben gençlik kollarından
geldim. Tayyip Bey de gençlik kollarından geldi. Gençlik
kollarından gelince arkadan gelenleri de düşünmek lazım. ‘Adam
kalksa da sıra bize gelse. Biz de en az onun kadar başarılı
olabiliriz’ diye söylemeseler de içinden geçirdiklerini
düşünüyorum. Ben ve benim gibiler artık bir kenara çekilmezlerse bu
doğru olmaz.
"FİTNE, TROLLER, DEDİKODULAR..."
Pek çok görev yaptık. Başbakan Yardımcısı, Meclis Başkanı denmesi
bana bir şey katmıyor. Makamlarından değer almamalı insanlar. Bugün
tüm sıfatlarımdan sıyrılsam “Bülent Arınç ne demiş’ diye
düşünebilirler. Evet bunların dışında başka sebepler de olabilir.
Ama bunları konuşmanın bir faydası yok. Tüm siyasi hayatım boyunca,
her sözümün, hareketimin AK Parti’ye faydalı olmasını isterim.
Farklı anlaşılmalar, dedikodular, fitneler olabilir. Çok gördüm
geçirdim. Başka partilerde bulunmadım. Tek çizgide yer aldım.
Bu fitne günümüzde çok fazla kaynıyor. Trollerden bahsedebilirim.
Hergün dedikodu üretenlerden bahsedebilirim. Bu fitne ve zararlar
liderime zarar vermeye gelmişse, Erbakan’ın bize öğrettiği gibi
kenara çekilmektir. Biz çok şükür kendisini feda edebilecek dünya
adıma bir beklentisi olmayan bir insan olarak kalmak isteriz. Fitne
bir gün biter, yanılmış olanlar yanılmış olarak kalır. Dedikodu,
gıybet, yanlış anlaşılmalar çok kötü bir şey. Susmamız bir kenara
çekilmemiz ve dua etmemiz lazım.
Neden böyle oldu sorusu?
"BİZ' RUHU 'BEN'E DÖNDÜ"
Bilemem. AK Parti’nin kuruluşunda pek çok arkadaşımızla beraber
çalıştık, çok toplantılar yaptık. O zaman birlikte ve kolkolaydık .
Zulüm görüyorduk, mağduriyet vardı, gerici görülüyorduk.
Partilerimiz kapatılmıştı. Çok acılar ve güzel günler de
yaşadık.
Aday listeleri belli oldu. İstanbul 1. Sıra 1. Bölge Recep Tayyip
Erdoğan yazıyor. Yargıtay kendi kararlarını çiğneyerek Tayyip
Bey’in kurucu olamayacağını ve milletvekili olamayacağını açıkladı
ve adaylığını iptal etti. O gün dünya başımıza yıkıldı bizim.
Tayyip Bey de ‘davamız yürüyor’ diye bir açıklama yapıyor. Karşımda
Anavatan’dan CHP’den temsilciler var. Çok sevinçliler. 3’ü birden
atıldı, Erdoğan Başbakan olamayacak. Söyleyin bakalım Arınç sizin
adayınız kim olacak? Çok zor bir durum. Adamlar ateşin üzerine
benzin döküyor. Alacakları cevaptan da çok eminler. Acınacağımızı
bekliyorlar. DYP’liye cevap vereceğim ama size de bir sorum var.
Doğru Yol iktidara geldi ve Çiller seçilemedi. Sizin adayınız kim?
Verin cevaplarınızı dedim. Veremediler. O zaman bizdik. Şimdi
üzülüyorum ki ‘ben’e döndük. O ‘biz’ ruhu şimdi neye dönüşmüştür
bunun görülmesi lazım.
"BEN KADERE İNANIRIM, BU İŞ BİTTİ"
Ben Abdüllatif Şener değilim Erkan Mumcu değilim. Tayyip Erdoğan,
Abdullah Gül ve Bülent Arınç olarak anıldık. Lider devam ediyor
Cumhurbaşkanlığı noktasında. Partinin başında çok güçlü bir Genel
Başkan var. Dışardayız AK Partiliyiz, bağlı kalacağız. Onun
başarısı için 24 saat çalışacağız. Her zaman göreve hazırız. Sayın
Başbakan beni davet etti. Kararınız nedir dedi? Gerekçeleriyle
anlattım. Milletvekili olmamı ve MKYK’da görev almamı istedi. Ben
de kararıma saygı duyun dedim. 18’ine kadar süre var dedi.
Sonrasında bana bu fırsatı tanıdı. Ona da çok teşekkür ediyorum. Bu
iş bitti. Bunda hayır olacaktır. Ben kadere inanırım.
"TUVALETLERİ TEMİZLEDİK, SANTRAL BAŞINDA
ÇALIŞTIK"
2007 seçimlerinden sonra 3’ümüz bir araya geldik. Abdullah Bey’i
aday göstereceğiz. Meclis Başkanlığı konuşulacak. Ben kendimi
hazırladım. 5 sene zor ve yorucu geçti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül
olursa eşinin başı örtülü. Abdullah Gül olursa eşinin başı örtülü.
Tayyip Erdoğan olursa eşinin başı örtülü. Ben bu dönemde
olmayacağım dedim, teşekkür ettiler. Siyasette olması gerekenleri
birisinin düşünmesi lazım. Ben şimdi siyasette olması gerekeni
yapıyorum. Bana güvenen ve inanan insanlar müsterih olsunlar.
Tuvaletleri temizledik, santral başında çalıştık.
2019’a kadar ne olur bilemem. Ümitsizlik anlamında söylemiyorum.
Ama Türkiye çok dinamik bir sürece girdi. ‘Dinamik’i olumlu anlamda
söylemiyorum. Ben hep koalisyon tercihinden yana oldum. Seçim benim
tercihim değildi. Başbakan da bunu çok iyi götürdü ama kurulamadı.
Bir tek örnek vereyim: Kocaeli’nden bir milletvekili arkadaş geldi.
'Niye hükümet kurmadınız' diye sormuşlar. O da açıklamış ‘Bizimle
hükümet kurmadılar’ demiş. Ak Partili vatandaşın cevabı, 'Bizi
aldatmayın' olmuş. 'Siz 40 günde bir hükümet kuramadınız' demiş.
Biz hükümet kurabilir miydik? Kurabilirdik. Sonuçta kurulmadı.
Yuvarlana yuvarlana bir seçime gidiyoruz.
Seçimden sonra Kılıçdaroğlu’nun ve parti görevlilerinin
açıklamalarını takip ediyorum. Bir sorumlulukları var. Ben sonuca
bakıyorum.
KOALİSYONUN KURULMAMASINDA SORUMLU KİM?
Onu söyleyemem. Söylersem başka yerlere gider. Yarın inşallah çok
güzel bir kongre olacak.
‘Klik’ iddiaları maksatlı, gerçek değil. Partiyi içerden zarara
uğratmak isteyenler kurulduğumuz günden bu yana vardı. Parti içinde
‘şucular’ ‘bucular’ bize yakışmaz.
Zor sorular soruyorsun ama benden cevap alacağını bildiğin için.
Seninle program yapmamızdan işkillenenler de olabilir. Seninle
program yapacağımızı çok önceden belirledik. Dürüst cevaplar
verelim. Cumhurbaşkanımız bizim ilk kurucumuz. Siyasette ve
belediye başkanlığında başarılı olmuş. Lider olmak kolay değil, bu
biraz Allah vergisi biraz da çalışarak olacak şeyler. Tayyip Bey’de
bunların hepsi var. Onda bir liderlik mayası, kumaşı var.
Ben geçenlerde bunu arkadaşıma da söyledim. Lider ileriyi
planlayabilir, kahramanlık yapabilir ama unutmayalım ki o da bir
insan. Beşer olarak da zaafları olabilir. Karşımızdaki insanı yarı
tanrı haline getirmenin manası yok. Abdullah Gül ile ilgili yazılan
kitabı okuyanlar bana geldi. Sen birisinde, birilerinin Atatürk’te
aradığı gibi, hiçbir kusuru yoktu, aslandı, yiğitti noktasına
gelemezsiniz. Kaprisleri olacaktır, vefadan uzak hareketleri
olacaktır. Acıktığınız zaman hanıma çıkışıyorsunuz. İnsani
hareketlerimizi terk edemeyiz. İnsanlara da beşer olarak zaaflarını
kabul etmek lazım. Benim 100 tane zaafım vardır, Erdoğan’ın 10 tane
vardır. Sizin 500 tane vardır, diğerinin 300 tane vardır.
Herkesi olduğu gibi kabul etmemiz lazım. Recep Tayyip Erdoğan
bizim bir kaderimizdir. Kadere kızılmaz. Ben de kadere rıza
gösteriyorum.
Davutoğlu’na çok güveniyorum. Günde 45 dakika uyuyabilecek bir
çalışma yapıyor. Küçük hesap yapanlara ‘yapmayın’ diyorum. Bu adam
herkesten daha temiz. Dava ve tarih bilincine sahip. Tayyip
Bey’deki hasletlerin çoğunu Davutoğlu’nda görüyorum.
Kriz yok. Ama herkesle herkes arasında tartışma çıkabilir. Bakan
olduğum dönemde Erdoğan’la çok tartıştığım, onu çok kızdırdığım
oldu. Onun da benim de çok kırıldığımız oldu. Çok kötü bir
ayrılıktan sonra davet etti kucaklaştık, yolumuza devam ettik.
BÖYLE KIYTIRIK DAVETLERLE BU İŞ OLMAZ
Abdullah Bey’i herhangi biri gibi çağıramazsınız. Miting malzemesi
yapamazsınız. Biz dolgu malzemesi değiliz. Tam içinde olmadığımız
bir şeye dekor gibi bakanlar olursa kızar ve üzülürüz. Birilerinin
değeri bu olabilir. Dışardan gelenlere bile bizden daha fazla değer
verilmiştir. İlk Başbakanımız, ilk Cumhurbaşkanımıza ‘sen de gel de
şurada görün’ demek çok yanlış bir harekettir. AK Parti’de senin
mutlaka hizmet etmen, şu görevleri yapman lazım demeleri lazım. Şu
mitinge katıl, şurada kendini göster bu olmaz. Cumhurbaşkanlığı
yapmış bir insana sen gel bakalım da sonrasında bir şeyler
düşünürüz diyemezsiniz, derseniz yanlış olur. Teklifi bana yapılmış
kabul ediyorum. Böyle kıytırık davetlerle bu iş olmaz. Gül mesajını
gönderecek, okunur mu okunmaz mı bilemiyorum.
GÜL PARTİ KURAR MI?
Gül bir parti kurmaz. AK Parti’yi kurduk AK Parti’deyiz. Birileri
bizi imtihan etmesin. Biz hangi çizgiden geliyoruz. Eskiden
‘fırıldak kubi’ler vardır. Biz öyle değiliz. Bizim partimizin en
kötüsü diğer partilerin en iyisinden daha iyidir. Bizi sıkıştırmaya
kalkanlar olursa bizim öyle bir niyetimiz yok. İkide bir de böyle
sorular gelmesin. Şu kadar boyu olan adamlar dedikodu
üretiyorlar.