Bulaç güldü diva çıldırdı
Abone olBülent Ersoy ile Zaman yazarı Ali Bulaç fena kapıştı. Ali Bulaç gülünce Ersoy çileden çıktı... "Neden gülüyorsun" diye bağıran diva çok sert tepki verdi.
CNNTURK'te Reha Muhtar'ın sunduğu 'Çok Farklı'
programında, Bülent Ersoy küplere bindi... Ekranda Zaman gazetesi
yazarı Ali Bulaç ile kapıştı. "Beni kim yarattı? Ruhumu kim üfledi"
diyerek Bulaç'a ahretlik sorular yönelten Ersoy, çok sinirliydi.
Tartışma konusu ise Ersoy'un cinsiyet seçimiydi... İşte
yaşananlar...
CNNTURK'teki programda Zaman Gazetesi yazarı Ali Bulaç "Ben
Bülent Ersoy'un annesinin şöyle dediğini hatırlıyorum; 'Benim oğlum
bir erkekti ve eğilimleri de erkekçeydi. Onu basın bu hale
getirdi.' Yani o kadar çok teşvik edilmiş ki 'Sen kadınsın, sen
kızsın, senin kızlık duyguların çok daha
önde" dedi.
Bu söleri duyan Bülent Ersoy, Ali Bulaç'a çok sert tepki verdi.
Bulaç'ı sorularıyla sıkıştıran Ersoy, bu konuyu mahkemeye
götüreceğini ifade etti. Bülent Ersoy şöyle konuştu:
İSPATA DAVET EDİYORUM
"Aslında çok gerginim ama kendimi frenlemeye mecbur
hissediyorum. Annemle ilgili bir yorum yapılmış. Annem bir şeyler
söylemişmiş güya. Benim çocuğum şöyle oldu da böyle oldu da böyle
olmuşmuş. Benim annem, olmayan bir şeyi söylemez. Bunu hiç
bir anne telaffuz etmez. Ben Ali Bulaç Bey'i bunu ispata davet
ediyorum. Bunu söylediği gibi ispat etmekle yükümlüdür ve
bu ispatı kendilerinden hakikaten istirham ediyorum.
Allah'a şükür ki anneciğim hayatta, böyle bir şeyi asla söylemez,
söylediyse de bunun kayıtlarını, neye istinaden söylendiğini
kanuni haklarımı koruyacağım durumlarda ortamlarda
kendisi bunu ispat etmelidir, edecek. Çünkü kanuni haklarını
kullanacağım."
BÖYLE BİRŞEY YOKSA ASLOLAN BEYANIDIR
Ersoy'un bu sözlerinden sonra Ali Bulaç, "Ben ne Bülent
Hanım'a ne de muhterem annesine herhangi bir isnatta bulunmak
istemedim. Veyahut da küçük düşürücü bir şeyler de
söylemeyi amaçlamadım, hakaret de etmedim.
Benim aklımda, çok geçmiş zamanda Bülent Hanım yeni yeni sahneye
çıkarken, kamuoyunun dikkatini çekerken basında böyle bir şey
okuduğumu hatırlıyorum. Ben bunu araştıracağım tabi,
inşallah bulacağım. Böyle bir şey yoksa aslolan beyandır. Ben onu
düzeltiyorum... Benim de kastım zaten hakaret etmek değil.
Sadece şu çerçevede söyledim; medya ve basın kültürel olarak
insanları bu yönde etkiliyor... Yine de hukuki hakkını kullanmak
isterse seve seve mahkemeye gideriz, ne yapalım?" diye konuştu.
NEDEN GÜLÜYORSUNUZ?
Zaman Gazetesi Yazarı Ali Bulaç'ın bu sözlerinin
ardından yüksek sesle gülmesi Bülent Ersoy'un tepkisine neden
oldu.
Ersoy, "Burada niye güldünüz, neden güldüğünüz? Bu
gülünecek bir mevzu değil. Son derece önemli bir konudur.
Bilmediğiniz, duymadığınız, gerçekliği ispat edilmemiş bir
konuyu gayet güzel aktarabiliyorsunuz Sayın Bulaç?
Bunu neye istinaden emin olmadan söyleyebiliyorsunuz? Düşünün ki
ben Sayın Muhtar'a ulaşamadım, kendimi ifade edemedim, o zaman ne
olacak? Dinleyiciler ne diyecek? 'Bülent Ersoy'un annesi bunu
söylemiş' diyecekler.
Her seferinde, gelmişim kaç yaşına, bu yaşta hala daha bir şeyleri
ispat etmekle mi ömrümü geçiştireceğim.... Benim anneciğim
asla böyle saçma sapan konuşmaz... Ne şekilde dünyaya geldiğimi,
nasıl geldiğimi anneciğim bilir... Ben bunu ifade
edemeseydim herkes diyecekti ki 'Ne konuşuyorsunuz, zaten anası
bile böyle söylemiş'. Benim annem böyle bir şey söylemez, çünkü
anneciğim benim ne olduğumu çok iyi biliyor, bu bir kere külliyen
yanlış" açıklamasını yaptı.
ALİ BULAÇ'A AHRETLİK SORULAR...
"RUHU ÜFLEYEN KİMDİR? BENİ KİM YARATTI..."
HABERİN DEVAMINDA...
ALİ BULAÇ'A AHRETLİK SORULAR
Ersoy, daha sonra Ali Bulaç'a bazı sorular yöneltti. "Hak Teâlâ'nın izni olmaksızın dünyada bir yaprak dahi kımıldar mı?" diye soran Ersoy, Bulaç'ın bir anlık beklemesi üzerine "Bu kadar niye düşünüyorsunuz?" diyerek sert çıktı. Ali Bulaç, "Soruyu anlamaya çalışıyorum?" dediğinde de "Neyi anlamaya çalışıyorsunuz? Allahu Teâlâ'nın izni olmadan bir yaprak dahi kımıldar mı?" diyerek sorusunu yöneltti. Dini bilgileri doğrultusunda bu konuda 3 görüş olduğunu anlatan Bulaç'a Ersoy, "Bunun 3 görüşü falan yok. Doğru bir tanedir" diyerek yine tepki verdi.
Gazeteci Ali Bulaç'a bu konuda bir kaç soru daha yönelten Bülent Ersoy, son olarak "Ruhu üfleyen kimdir? Beni kim yarattı?" diye sordu ve şöyle konuştu:
BANA SORULDU MU DÜNYAYA GELİRKEN!
"Benim ruhumu kim üfledi? Allah üfledi ve Rahman'ın
nefesidir diyorsunuz. O zaman demek ki o nefes beni de üfledi
dünyaya gelmedi, o dedi ve ben oldum. O zaman biz şimdi, tövbe Haşa
o zaman Allah'ı mı sorumlu tutacağız? Veya niye beni Reha Muhtar
veya Leman Sam gibi dünyaya getirmedin Ya Rabbi mi diyeceğiz? Böyle
bir hakkımız var mı?
Çünkü dünyaya gelmemizi bile bize sormuyorlar
ki! Böyle bir hakkımız yok. Dünyaya gelişimizde bize 'Sen
dünyaya ne şartlarda geleceksin veya gelmek istiyor musun?' diye
bana soran oldu mu? Hayır. Burada Allah'ı sorguluyorsunuz.
Lütfen, daha dikkatli olmanız gerekli diye düşünüyorum.
Ben Allah'ı çok seviyorum. Allah'ın bütün kural ve kaidelerine de
riayet ederek yaşıyorum.
İNSANLAR BEYNİYLE DÜŞÜNÜR
BELDEN AŞAĞISIYLA DEĞİL!
Türkiye Cumhuriyeti hudutlarında yetişmiş en büyük iki isim var, siz ister kabul edersiniz, ister etmezsiniz. Biri Zeki Müren, biri Bülent Ersoy. Bu konuda hiç mütevazi olamayacağım. Ve bu ödülde bana cinsiyetim için verilmedi, tamamiyle bilgi birikimim ve sanatsal kariyerim için verildi. Sanatın cinsiyeti, dili, dini, ırkı olmaz ve insanlar beyinleriyle düşünürler, belden aşağılarıyla da değil. 21. yüzyıldayız, bu şekilde bağnaz düşünceler kimseyi bir yere götürmez. Sizin gibiler, isteseniz de istemeseniz de Zeki Müren, bir olgu, ben bir olguyum. Allah bana ne kadar ömür verdiyse bu hudutlar dahilinde yaşayacğım ve sanatımı icra edeceğim. Onun için birbirimizi sevsek de sevmesek de içimize sindirmek mecburiyetindeyiz.
GÜNAY ADINA ÜZÜLDÜM!
Bülent Ersoy, daha sonra, Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'ın sözlerine de yanıt verdi. Bakan Günay'ın daha sonra yaptığı açıklamada kimseyi kırmak, üzmek istemediği sözlerine "Üzmek istememek ayrı, üzmek ayrı. Ben buna hiç üzülmem, ancak neye üzülürüm. Türkiye Cumhuriyeti devletinin Kültür Bakanlığı kendisine tevdi edilmiş olan bir bakanın ne yazık ki böylesine eğer haddimi aşmaz isem bu sözcüğü söylemeye mecburum, talihsiz açıklamayı yapışı bence hiç şık olmadı. T.C. devleti gibi Atatürkçü bir ülkede Kültür ve Turizm bakanlığı döneminde bulunan sayın bakan beyefendi şunu bilmelidir, herşeyden önce insan insandır. Artı insan yaradanın yarattığıdır... Ben Allahım'a elimi açarım, Allah'ımdan isterim, günah işlemişsem ondan af dilerim...Araya kimseyi sokmam...Hele ki bir Kültür Bakanı'nın böylesine talihsiz konuşmalar yapışı bence kültürel seviyesini gösteriyor" diye konuştu.
Televizyon Gazetesi