Bugün de bir tiyatroyu Danıştay’da seyrettik”
Abone olBaşbakan Erdoğan, Danıştay’ın kuruluş yıl dönümünde yaşananlara dikkat çekerek, “Çıkar cübbeni sen de siyaseti çok seviyorsan, çık siyaset m...
Başbakan Erdoğan, Danıştay’ın kuruluş yıl dönümünde yaşananlara
dikkat çekerek, “Çıkar cübbeni sen de siyaseti çok seviyorsan, çık
siyaset meydanına orada kendini ispat et” dedi. Erdoğan, yaşanan
olayı "tiyatro" olarak değerlendirdi.
AK Parti’nin Afyonkarahisar’daki kampının açılış törenine katılan
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 22. İstişare ve Değerlendirme
Toplantısı’nın hayırlı olmasını dileyerek, daha önceden Antalya ve
Kızılcahamam’da yapılan geleneksel istişare toplantısının 22.’sinin
Afyonkarahisar’da gerçekleştirildiğini belirtti.
Afyonkarahisar’ın Adnan Menderes’i bağrına bastığını söyleyerek, AK
Parti’nin tarihinde de Afyonkarahisar’ın çok ayrı bir yerde
durduğunu, AK Parti’nin kuruluş çalışmalarını Afyonkarahisar’da
gerçekleştirildiğini hatırlattı. Afyonkarahisar’ın AK Parti’nin
tohumlarının atıldığı şehir olduğunu belirten Erdoğan, “13 yıl
aradan sonra burada buluşmamız bilinçli bir tercihtir. Türkiye için
önemli bir seçimin öncesinde yine Afyonkarahisar’dayız. Kutlu bir
dönüşümün istişarelerini burada yapıyoruz. Niyet hayır, akıbet de
hayır olsun diyoruz. Afyonkarahisar’da dualarla başlattığımız
süreç, sınırlarımızı aşarak bölgemiz, dünya için dünyanın tüm
mazlumları için hayırlı bir süreç oldu. Bugün önemli bir kararın ve
kutlu bir başlangıcın arifesinde Afyonkarahisar’da yine dualar
ediyoruz. Bir kez daha niyet hayır, inşallah akıbet de hayır olsun
diyoruz. Bir kez daha Rabb’im yolumuzu açık etsin” dedi.
30 Mart seçimlerinde elde edilen başarıdan dolayı partililere
teşekkür eden Başbakan Erdoğan, “Demokrasi tarihimizin en zorlu
seçimlerinden birisini yaşadık ve zorluklara rağmen seçimden
zaferle çıkmayı başardık. 17 ve 25 Aralık tarihlerinde yapılan
operasyonlar Türkiye’ye bugünkünden çok farklı bir istikamet
çizmeyi hedefliyordu. Üzerinden zaman geçtikçe bazı gerçeklerin
ortaya çıktığını, Türkiye’nin bu operasyonlarda ne büyük bir
tehdide maruz kaldığını, ne büyük bir badireyi atlattığını hepimiz
göreceğiz, tarih bunları kaydedecek. Bu operasyonlar başarıya
ulaşsaydı başta şahsım olmak üzere, bakan arkadaşlarım, partimizin
bazı yöneticileri, hatta gazeteciler ve iş adamları Yassıada
benzeri mahkemelerde yargılanıyor olacaktı. Bütün planlar bu
doğrultuda yapılmıştı. Şahsımın dönemin başbakanı olarak anıldığı
iddianameler bile hazırlanmıştı, bunlar elimize geçti. Seçilmiş
hükümet bir yargı darbesi ile görevden uzaklaştırılacak, CHP’nin
MHP’nin AK Parti’ye sızmış tuzlukların katılımıyla yeni bir
koalisyon hükümeti kurulacaktı, bunlar hazırlandı. MHP’nin merhum
Alparslan Türkeş’in kemiklerini sızlatacak şekilde, hainlere vagon
olması işte böyle bir beklentinin neticesiydi. Aramıza sızmış
tuzlukların en zor zamanda çekip gitmeleri işte böyle bir
beklentinin sonucuydu. Rabb’im bunlara fırsat tanımadı. Millet bu
açık darbe girişimine imkan vermedi. Merhum Menderes 27 Mayıs 1960
sabahı, otomobili Eskişehir’den yola çıkmış, yolda derdest
edilmiştir. Kendisine Afyonkarahisar’a gitmesi önerisinde
bulunmuşlardı ama o kabul etmemişti. Derler ki, ‘Eğer merhum
Menderes o gün Afyonkarahisar’a gelseydi, Afyonlular Menderes’e
sahip çıkar, darbecilere teslim etmezlerdi.’ 27 Mayıs’ta
darbecilerin gözlerini ne kadar kan bürüdüğünü göremeyen, tahmin
edemeyen aziz millet, bu sefer aynı hataya düşmedi. Hükümetine,
partisine, iradesine sahip çıktı. Partisini darbe heveslilerine
teslim etmedi” diye konuştu.
GENÇLERE SESLENDİ
Gençlerin 17 ve 27 Aralık’ta Türkiye’nin nasıl bir uçurumun
kenarından döndüğünü bilmesi gerektiğini söyleyen Erdoğan, “27
Mayıs Darbesi olduğunda hepimiz çocuk yaşlardaydık, o günleri çok
hatırlamıyoruz ama şahsım dahi birçoğumuz 12 Eylül ve 28 Şubat’ı
tüm sıcaklığı ile yaşadık. Bizler darbenin ne olduğunu biliyoruz.
Bizler darbenin ne olduğunu biliyoruz. Demokrasiye yönelik
müdahalelerin ülkeye ne ağır bedeller ödettiğini, millete ne büyük
acılar yaşattığını biliyoruz. Bugün burada Türkiye’nin tüm
gençlerini, özellikle 30 yaş grubu altı gençlere bunu hatırlatmak
istiyorum, 17 ve 25 Aralık operasyonlarının aslında ne olduğunu,
eğer başarılı olsaydı nelere yol açacağını özellikle anlatmak
istiyorum. AK Partili olsun olmasın, Türkiye genelindeki tüm
gençlerimizin buraya dikkatlerini çekiyorum. Sağlam kaynaklardan 27
Mayıs müdahalesini, 12 Eylül müdahalesini, öncesini ve sonrasını
sağlam kaynaklardan araştırsınlar. 28 Şubat’ı yakınlarından
dinlesinler. Gençlerimiz yaşanan önceki darbeleri araştırırlarsa,
Türkiye’nin 17 ve 25 Aralık’ta nasıl bir uçurumun kenarından
döndüğünü göreceklerdir. Bu darbeci zihniyet o kadar tembel, o
kadar uyuşuk ki, darbe planlarken dahi yenilik yapma zahmetine
girişmez. 27 Mayıs’ın darbe planları ne ise, 12 Eylül’ün 28
Şubat’ın, diğer darbe girişimlerinin, 17 ve 25 Aralık darbe
girişimlerinin planları da bire bir aynıdır” şeklinde konuştu.
“DARBELERİ SADECE ASKERLER YAPMAZ”
Darbeleri sadece askerin yapmadığını ifade eden Erdoğan,
”Yaşadığımız her darbe ve darbe girişiminde silahlı güçlerin rolü
asgari düzeyde kalmıştır. Demokrasimize yönelik müdahaleleri
silahlı güçlerden daha ziyade, bazı yargı mensupları yapmışlardır,
bazı sermaye çevreleri, bazı medya kuruluşları bu güne kadar ki her
müdahale de ve girişiminde bunlar başrol oynamıştır. Sokağa
dökülen, tahrik edilen, eline silah verilen gençler piyon olarak
kullanılmıştır. CHP her darbe girişiminde perde arkasında darbe
mimarlığı görevini üstelenmiştir. Hepsinde istisnasız vardır.
Partimizin kapatılma operasyonunun arkasında yine CHP vardır. O
dönemin genel başkanı, ‘Ankara’da da demek ki dürüst savcılar
varmış’ şeklinde açıklamaları olmuştur. Uluslararası malum çevreler
ajanları vasıtasıyla, iplerini ellerinde tuttukları kuklalar
vasıtasıyla demokrasiye yönelik müdahaleye destek vermişlerdir”
açıklamasında bulundu.
“HÜSEYİN NAİL KÜBALI MERHUM MENDERES’E KARŞI 8 SAAT TANIKLIK
YAPTI”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik eleştirilerde
bulunan Başbakan Erdoğan, “Önceki hafta şimdi hayatta olmayan bir
anayasa profesörünün ismini andı, Hüseyin Nail Kübalı. CHP Genel
Müdürünün tarihten böyle bir ismi örnek vermesi, böyle bir isme
sahip çıkması, aslında çok açık bir itiraftır, CHP’nin bulunduğu
konumu çok açık bir şekilde ortaya koymaktır. Bu itiraf 17 ve 25
Aralık operasyonlarının 27 Mayıs benzeri bir darbe girişiminin
itirafıdır. 28 Şubat’ta rol oynayan zatta aynı değimiydi. Şahsımla
ilgili operasyonları yapanlar yine aynı kişiler. İsimlerini vermek
taltif olur. 27 Mayıs 1960 müdahalesi öncesinde belli medya
kuruluşları, köşe yazarları, gazeteciler, sermaye çevreleri, belli
dernekler ve özellikle bir kısım yargı camiası, darbe ortamının
oluşması ve darbe gerekçelerinin olgunlaşması için çirkin
eylemlerin içine girdiler. CHP Genel Müdürünün bahsettiği isim,
Hüseyin Nail Kübalı, İstanbul Üniversitesi’nde anayasa profesörü
olarak 27 Mayıs darbesinin hukuki zeminin oluşması için gayret sarf
edenlerden birisidir. Merhum Menderes’e karşı 8 saat tanıklık
yaptı, 1960 Anayasası’nı hazırlayan ekibin içinde yer aldı. Bu
şahıs hem 27 Mayıs öncesinde hem sonrasında bir hukuk adamına
yakışmayacak şekilde demokrasinin askıya alınması, siyasetin
çiğnenmesi, halkın seçtiği Başbakanın asılması için rolünü iyi
oynadı, vazifesini iyi yaptı. Hüseyin Nail Kübalı’dan üniversite
yıllarında ders almış olan, istisnaya ayrıldı, onun istikametinde
gidenlerden olmadı, Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu bir
hatırasını nakletti. CHP Genel Müdürünün öve öve bitiremediği bu
zat, Burhan hocam şuanda yanımızda, merhum Menderes ve iki bakanını
kast ederek, ‘Çocuk biz onları katlettik’ itirafında bulunuyor. Kim
bu adam? Hüseyin Nail Kübalı. Bu adam aslında kendisi idam zanlısı.
Bunları şimdi buradan yargılamak gerekirken CHP’nin genel müdürü
öve öve bitiremiyor. Aynı izde yürüyorlar da onun için. CHP Genel
Müdürünün övgü ile söz ettiği, örnek bir hukuk adamı olarak
gösterdiği zat hem demokrasinin hem de Menderes ve iki bakanın
katillerinden olan, bunu da itiraf etmiş olan bir zattır.
Yassıada’da mahkemeleri devam ederken, İmralı’da darağaçları
kuruluyordu. Karar verilmişti, Yassıada Mahkemeleri tiyatrodan
başka bir şey değildi aslında. Celal Bayar’ı idam edebilmek için
yasa değiştirilmiş, 65 yaş üstünde olanların da idam edilebileceği
hükmü getirilmişti. Hukuk adalet olmaktan çıkarılmış, cinayetin
aracı yapılmıştı” ifadelerini kullandı.
“SİYASETİ ÇOK SEVİYORSAN ÇIK SİYASET MEYDANINA ORADA KENDİNİ İSPAT
ET”
Danıştay’ın kuruluş yıl dönümünde yaşananlara dikkat çeken ve yarın
bu konuda geniş bir açıklama yapacağını söyleyen Erdoğan, “Bunlar
bu tür ne yazık ki hukuk mensubu. Anayasa profesörüymüş, ne olursan
ol. Eğer sen bunu sindirememişsin, sen doğru dürüst konuşmuyorsan,
bütün ifadelerini dürüst olmayan ifadeler üzerine inşa ediyorsan
senden bir şey olmaz, istediğin kadar profesör ol. Bunlarda saygı
denilen bir şey yok, bir yere davetlisiniz, yasal olarak konuşma
hakkınız yok ve Danıştay’ın Başkanı 25 dakika konuşuyor, bu
beyefendi orada 1 saat konuşma yapıyor ve Danıştay’ın kuruluş yıl
dönümünde baştan aşağıya siyasi konuşma yapmak suretiyle kendine
göre bir tatmin. Çıkar cübbeni sen de siyaseti çok seviyorsan, çık
siyaset meydanına, orada kendini ispat et. Orada Cumhurbaşkanı,
Başbakanı, Genelkurmay Başkanı orada, bir kısım da şakşakçılar var
malum, onlar da alkışlıyor, onlarla tatmin oluyor. Artık tahammül
tahammül tahammül, el insaf orada 1 saat konuşacaksın, bu millet
seni dinlemeye mecbur mu? Van ile ilgili tamamen yalan bir ifade
kullanıyor, biz Van’da kiracılara ev vermedik, bir defa konuyu iyi
öğren. Biz Van’da 18 bin konut yaptık. Bunların içinde öncelikli
olan ev sahiplerine konutlarını vermektir. Biz ev sahiplerinin
konutlarını verdik, artan konutlarımızı kiracı olanlara kura ile
sattık. Bunun dışında orada kiracılardan konut sahibi olmak isteyen
olursa TOKİ orada konut yapmaya devam edecektir. Bunlar orada konut
sahibi değildi. Sen nasıl hukukçusun? Bunu nakledişi farklı. Biz
kimseyi açıkta bırakmadık. Oraya depremden bugüne kadar 5 katrilyon
destek verdik. Bundan zerre kadar bahsetmiyorsun, orada kalkıp
hükümetimizi utanmadan yargılamaya yöneliyorsun. Sen nasıl yargı
mensubusun? Gitmiş konteyneri gezmiş, o konteynerlerin oraya
gelmesi bile önemli bir adımdır. Anayasa profesörleri, hukuk
hocaları, hakimler, savcılar, yüksek mahkeme üyeleri hem 27 Mayıs
Darbesi’nin oluşumunu hazırlamış hem de milletin seçtiği hükümeti
tiyatrovari bir mahkemede yargılayıp Başbakanı idam etmişlerdir.
Bugün de bir tiyatroyu biz Danıştay’da seyrettik” dedi.
“YARGI İÇİNDEKİ ZİHNİYET HÜKÜMETİMİZİ İTİBARSIZ HALE GETİRMEK
İSTEDİ”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Yargı içinde 27 Mayıs’ın ruhunu ve
misyonunu taşıyan bir zihniyet, merhum Menderes’e yaptığını bize de
yapmak, siyasetin alanını daraltmak partimizi ve hükümetimizi
itibarsız hale getirtmek istedi” dedi.
27 Mayıs hukukunun en önemli vazifelerinden birisinin de dönemin
hükümetini itibarsız hale getirmek olduğunu belirten Başbakan
Erdoğan, “Ne dediler, ‘bebek davası’, ne dediler ‘köpek davası’,
‘cımbız davası’ dediler. Merhum Menderes’i hırsızlık, yolsuzlukla
itham ettiler. Aynen bugünkü başlıklar. Kendisi ile ilgili son
derece mahrem sırları ifşa ettiler. Çok ağır iftiralar attılar. O
hakimler, savcılar mahkeme salonunda, ‘Menderes’in kasasından
çıktı’ diyerek özellikle sizlerden teeddüp ediyorum ama söylemek
zorundayım, iç çamaşırları sallayacak kadar alçaldılar,
kepazeleştiler. Hukukun izzetini şerefini ayaklar altına aldılar.
Geçmişte yaşadığımız darbede bütün sorumluluk darbeyi yapanlara,
subaylara yüklenirken bu hukukçular bu hukuk zihniyeti bugün bile
devam eden bu zihniyet hiç sorgulanmadı. 27 Mayıs’ın hukuku ayaklar
altına alan o sözde hukukçularına bakın, sonradan hepsinin terfi
ettirildiklerini, 10 yıllar boyunca sözüm ona mahkemelerde adalet
dağıttıklarını görürsünüz” diye konuştu.
“27 Mayıs’ın kurduğu Anayasa’ya yerleştirdiği yüksek mahkemelerin
on yıllar boyunca siyasetin ve demokrasinin üzerinde sallandığını
görürsünüz. 27 Mayıs’taki hukuk zihniyetinin, hukukun yüz karası
olan o çarpık zihniyetin 10 yıllar boyunca yaşadığını pusuda
beklediğini fırsat kolladığını görürsünüz” ifadelerini kullanan
Başbakan Erdoğan, 17 ve 25 Aralık’ta bu hukuk zihniyetinin pusudan
çıkışına şahit olduklarını belirtti. Erdoğan, “Yargı içinde 27
Mayıs’ın ruhunu ve misyonunu taşıyan bir zihniyet, merhum
Menderes’e yaptığını bize de yapmak, siyasetin alanını daraltmak
partimizi ve hükümetimizi itibarsız hale getirtmek istedi. Yargı
içindeki bu zihniyetin paralel maskesi takıyor olması, 27 Mayıs
ruhunu taşımıyor olması anlamına gerekmez. Bu paralel örgütün
geçmişine bakın. 12 Eylül’ün darbeci generallerine methiyeler
düzdüğünü 28 Şubat’ın darbecilerine payanda olduğunu görürsünüz.
Pensilvanya’daki zat 12 Eylül’ün darbeci generallerinin Hızır gibi
yetiştiğini cennetlik olduğunu söylüyordu. Pensilvanya’daki zat. Ne
zamandan beri cennetten yer parselleyip dağıtmaya başladın ya? 28
Şubat’ta dönemin hükümetine, ‘Beceremediniz artık bırakın’ diyor
darbecilere ödül dağıtıyordu. İşte 17 ve 25 Aralık darbe
girişimlerinde de Pensilvanya’daki zat ve örgütü darbeyi uzaktan
izlemek darbeye uzaktan methiyeler düzmek yerine bizzat darbenin
aracı oldu. Bizzat bu girişimin maşası oldular. Hani son zamanlarda
yine duyduk, dinledik, ‘Teknik nakavt’ diyor ya, ‘Hakim de avukat
da kiralayacaksın’ diyor. Hale bak. Biz konuşmuyoruz kendisi
konuşuyor. İşte o kiraladığı, adeta haşhaşla uyuşturur gibi
uyuşturulan elemanlarıyla tarihin en çirkin en ahlaka dışı en edep
dışı darbe girişiminde bu örgüt taşerondur. Burada bir şeyi
söylemem lazım. Bir darbe girişimi olmasına rağmen yolsuzluk
iddiaları bu işin kılıfı, bu işin sosu olmasına rağmen iddiaların
da üzerini örtmüyoruz, peşini elbette bırakmıyoruz. Bunu kesinlikle
bilin. Bu akşamdan sabaha tabii ki değil, bunu bilmemiz lazım.
Dedim ya adım adım takip. Biz bunların inlerine kadar gireceğiz. Bu
ifadeler onları o kadar rahatsız etti ki bundan da dava açtılar.
Zaten bundan dolayı dava açılıyorsa demek ki tam istikamet
üzereyiz. Biz ak olarak başladık, Allah’ın izniyle alnımız ak
şekilde millete ve vatana hizmetkarlığımızı sürdüreceğiz. Hiçbir
iddia cevapsız kalmayacak. Hiçbir süreç sonuçsuz kalmayacak.
Tertemiz hayat çizgimizin üzerinde hiçbir lekeye müsamaha
göstermeyeceğiz” şeklinde konuştu.
Meclis’te oluşturulan Soruşturma Komisyonu’na değinen Erdoğan,
“Milletimizin tatmin olacağı şekilde bu soruşturma komisyonunu
çalıştıracak ak ile karanın ortaya çıkmasını bizzat biz temin
edeceğiz. Muhalefetin çirkin tavırlarına, hakaretlerine,
tahriklerine rağmen sabırla ve tahammülle görüşmeleri
neticelendiren her milletvekili arkadaşıma bu vesileyle teşekkür
ediyorum. Soruşturma Komisyonu’nun iddiaların açılığa kavuşması
noktasında hayırlara vesile olmasını diliyorum” ifadelerini
kullandı.
(İHA)