Bugün Ahmet, Nedim... Yarın kim?
Abone olErgenekon operasyonu kapsamında gözaltına alınan gazeteciler basın mesnuplarını sokağa döktü.
Nergis
DEMİRKAYA
İNTERNETHABER
ANKARA- Ergenekon operasyonu kapsamında çok sayıda gazetecinin
gözaltına alınması basın dünyasını ayağa kaldırdı. Gözaltılara
tepki gösteren gazeteciler yıllardan sonra ilk kez sokağa
çıktı.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın "ABD'den daha
özgür basınımız var" sözlerine tutuklu ve yargılanan
gazeteci sayısını pankart yaparak yanıt veren basın
mensupları, "Bugün Nedim, Ahmet... Yarın Kim?"
diye sordu.
Ankara'daki eyleme katılan Can Dündar, "Daha ilk
meslektaşımız alındığında bu tepkiyi gösterebilseydik bu
meslektaşlarımız belki alınmayacaktı" serzenişinde
bulundu.
Gözaltına alınan gazetecilerin hepsine kefil olan Bekir Coşkun
"Ben demokrasiye ihanet ederim, topluma ülkeye zarar
verebilirim ama onların böyle bir şey yapacaklarına asla
inanmam" tepkisi gösterdi.
Sorunun Ahmet, Nedim, Soner sorunu olmadığını
söyleyen Hürriyet gazetesinden Faruk Bildirici ise basın
özgürlüğü adına duyduğu kaygıyı paylaştı.
BUGÜN AHMET, NEDİM... YARIN KİM?
Gazetecilerin ilk protesto eylemi saat 12.00'de İstanbul Taksim
meydanında gerçekleşti. Özgür basın için yürüyen gazeteciler
"Gazeteciysen boyun eğmeyeceksin. Boyun eğeceksen,
gazeteciyim demeyeceksin" ve "Bugün Ahmet, Nedim.
Yarın kim?" yazılı pankartlar taşıdı.
ANKARA'DA ADRES ADALET BAKANLIĞI
Başkent Ankara'daki eylemde ise gazeteciler Adalet Bakanlığı'na
yürümek üzere Kızılay'da toplandı. CHP'li milletvekilleri Hakkı
Süha Okay, Mustafa Özyürek, Tekin Bingöl, Yılmaz Ateş, Atilla Kart,
BDP Milletvekili Hasip Kaplan'ın da destek verdiği yürüyüşte çok
sayıda sendika, oda yöneticisi de yer aldı.
Gazeteciler Can Dündar, Faruk Bildirici, Şükrü Küçükşahin, Erdal
Sağlam, Murat Çelik, Hande Fırat, Bekirz Coşkun, Erhan Karadağ,
Özlem Çelik, Utku Çakırözer gibi çok sayıda yazar ve yönetici
Kızılay'dan Adalet Bakanlığı'na yürüdü.
BAKAN ATALAY'A ÖZGÜR BASIN GÖNDERMESİ
Ağzına siyah bant kapatan gazeteciler İçişleri Bakanı Beşir
Atalay'a gönderme yapan bir pankart taşıdı. Pankartta,
"İleri demokrasiyle gurur duyuyoruz. ABD'den daha ileri
demokrasimiz var. Tutuklu gazeteci sayısı 61, yargılanan gazeteci
sayısı 2 bin, hakkında soruşturma açılan gazeteci sayısı 4
bin" vurgusu dikkat çekti.
Gazeteciler yürüyüşte, "Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek", "Özgür
Basın Susturulamaz", "Özgür Basın Özgür Türkiye", "Mürit değil
gazeteciyiz" sloganları attı. Gazetecilerin uzun yıllardır ilk kez
biraraya geldiği eylem Adalet Bakanlığı önünde yapılan basın
açıklaması ile son buldu.
Eylemin ardından katılımcı gazetecilere "Neden
burdasınız" sorusunu yönelttik. NTV'den Can Dündar,
Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Bekir Coşkun ve Hürriyet Gazetesi Okur
Temsilcisi Faruk Bildirici'nin yanıtları şöyle oldu:
CAN DÜNDAR: GEÇ BİLE KALDIK
Çok vakit kaybettik. Daha ilk meslektaşımız alındığında tepkimizi
bu şekilde gür gösterseydik meslektaşlarımız belki alınmayacaktı.
Ama şunu görüyoruz. Biz sustukça daha fazla üstümüze geleceklar.
Sustukça daha çok susturulacağız. Onun için bugün susma sustukça
sıra sana gelecek sloganının medya açısından sembolik örneklerinden
birini yaşıyoruz. O nedenle ben buradayım. Gazeteciler susmama
kararlılıklarını dile getirdi. Ben de onlardan biriyim. Sesimiz
çıktığınca konuşmaya, kalemimiz yettiğince yazmaya devam
edeceğiz.
BEKİR COŞKUN: BEN YAPARIM ONLAR YAPMAZ
Bu dayanışmayı göstermemiz gerek. İçimiz yanıyor, rüyallarımız
kaçıyor. Bu çocukların bir çoğu benim kardeşim gibi. Çoğunu
yakından tanırım. Onlara milyon defa kefil olurum. Ben yaparım. Ben
demokrasiye ihanet ederim, topluma ülkeye zarar verebilirim ama
onların böyle bir şey yapacaklarına asla inanmam.
Bir de yanlış yere yürüdük. Toplandık Adalet Bakanlığı,
Başbakanlığa geldik. Hacı Bayram'a yürümemiz gerekirdi. Orada kör
imam varmış...
FARUK BİLDİRİCİ: BU DALGA HEPİMİZİ ALTINA
ALACAK
Ben burdayım çünkü gazeteciyim ve mesleğim adına kaygı duyuyorum.
Mesele Ahmet, Soner, Nedim meselesi olmaktan çıktı. Basın özgürlüğü
meselesi haline geldi artık. Çünkü bu dalga öyle büyüyorki hepimizi
altına alacak. Bu iktidar yandaş medya üretti. Hakim olduğu bir
medya üretti, onunla da yetinmedi geri kalan medyayı da bu şekilde
susturmaya çalışıyor. Daha yeni dalgalarla karşılaşmamak o
dalgaların altında ezilmemek için burdayız.