Buğday üretiminden sevindirici haber
Abone olTürkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, bu yıl buğdayda hem Türkiye’de hem de dünyada iyi bir rekolteye ulaşıla...
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi
Bayraktar, bu yıl buğdayda hem Türkiye’de hem de dünyada iyi bir
rekolteye ulaşılacağının tahmin edildiğini belirtti.
Bayraktar, Türkiye’de hasadın henüz tamamlanmadığı buğday konusunda
yaptığı açıklamada, Türkiye’nin dünya nüfusunun yüzde 1,1’ini
barındırdığını, buna karşılık dünya buğday üretiminin yüzde
3,15’ini gerçekleştirdiğini, dünya nüfusundaki oranının neredeyse 3
katı buğday ürettiğini belirtti.
Buğdayın Türkiye’de Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki küçük bir şerit
dışında, başta İç Anadolu Bölgesi olmak üzere hemen her yörede
üretildiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Türkiye’de ekili-dikili tarım alanlarının yaklaşık üçte birinde de
sadece buğday üretilmektedir. Ülkemizde buğday ekim alanları 2000
yılından sonra azalmaya başlamış ve buğday ekim alanları 9,4 milyon
hektardan 8,1 milyon hektara gerilemiştir. Üretim alanları düştüğü
halde verimin artması nedeniyle üretim miktarında bir düşme
olmamıştır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre
ülkemizde 2013 yılında 81 milyon dekar alanda 21 milyon 950 bin ton
buğday üretimi tahmin edilmektedir. Tüketim, işlenmiş ürün dış
satımı, tohumluk kullanım oranı ve yem hammaddesi kullanımına göre
değişmekle birlikte yaklaşık 18,5 milyon ton olarak
belirlenmektedir.
Türkiye, buğdayda kendine yeterli sayılabilecek ülkelerden biri
olmasına rağmen, aynı kalite ve standartta buğdayın düzenli ve
istenilen miktarda yurt içinden temin edilememesinden dolayı bazı
yıllarda ithalata başvurmaktadır. Ülkemiz, buğday yanında önemli
miktarlarda un, makarna, bulgur ve diğer buğday mamulleri ihraç
eden bir ülkedir. Özellikle un ihracatında dünyada ilk ikide yer
almaktadır.”
“ÜRETİMDE ÇİN BİRİNCİ, HİNDİSTAN İKİNCİ”
Buğday ürününden elde edilen un, ekmek, makarna, nişasta ve
bulgurun insan beslenmesinde önemli bir yeri olduğunu vurgulayan
Bayraktar, şunları kaydetti:
“Bundan dolayı buğday stratejik bir üründür. Dünyada ve ülkemizde
özellikle buğday üretiminde herhangi bir nedenle azalma olduğunda
gerek ekmek fiyatları veya gerekse undan yapılan gıda maddelerinin
fiyatları yükselerek doğrudan herkesi etkilemektedir.
Bu nedenle her ülke için buğday üretimi açısından yeterli olmak ve
stoklarında yeterince buğday ürünü bulundurmak stratejik bir önem
arz etmektedir.
Bu yıl dünyada buğday üretimi miktarının ABD Tarım Bakanlığı’nın
Haziran 2013 tahminlerine göre, bu yıl 695 milyon 856 bin ton
buğday üretilecek. ABD Tarım Bakanlığı Mayıs 2013’te 701,1 milyon
ton buğday rekoltesi olacağını tahmin ediyordu. 695 milyon 856 bin
tonluk rekolte, 2011’den sonraki en büyük ikinci rekolte olacak.
ABD Tarım Bakanlığı verilerine göre, 2010 yılında 652 milyon 285
bin ton olan buğday üretimi, 2011 yılında 697 milyon 173 bin tonla
rekor kırmış, ardından 2012 yılında üretim 655 milyon 592 bin tona
gerilemişti. Bu yıl rekoltede, 2012 sezonuna göre, yüzde 6,14
oranında, 40 milyon 264 bin ton artış bekleniyor. Buğday üretiminde
Çin ilk sırayı alıyor. Bu ülkeyi Hindistan, Rusya, ABD, Fransa,
Avustralya, Kanada, Pakistan, Almanya, Kazakistan, Ukrayna ve
Türkiye takip ediyor.”
“2011-2012 ÜRETİM SEZONUNDA BUĞDAYIN 1,8 MİLYON TONUNU ÜRETİM
VE
KULLANIMDA KAYBETTİK”
Yapılan çalışmalara göre Türkiye’de biçerdöverlerle hasattan
kaynaklanan kayıpların ortalama yüzde 3 olduğunu ortaya koyduğunu
vurgulayan Bayraktar, “Ülkemizde bu yıl buğday üretiminin 21,95
milyon tonu bulacağı göz önüne alındığında sadece hasattan dolayı
kayıp 660 bin tona yaklaşacak.
Depolama aşamasında uygun olmayan depo şartlarının neden olduğu
kayıpların oranı da yüksektir. 2011-2012 sezonunda, buğdayda 1
milyon 199 bin ton üretimde, 614 bin 392 ton da kullanımda ürün
kaybedilmektedir. Üretim ve kullanımdaki buğday kaybının miktarı
1,8 milyon tonu aşmaktadır. Bu rakama tüketim esnasında yaşanan
kayıplar dahil değildir” diye konuştu.
Türkiye’deki hasat işlemlerinin çoğunluğunun biçerdöverlerle
yapıldığına işaret eden Bayraktar, “Çiftçilerimizin tarım
arazilerinde tohum ekim aşamasında arazi iyi tesviye edip diğer
teknik tedbirleri de almaları gerekiyor. Aksi takdirde, büyük emek
ve masrafla ürettikleri buğdayda, biçerdöverlerle hasat esnasında
tane ve sap kayıpları ile dane hasarlarını en aza indiremezler”
şeklinde konuştu.
Hasat sonrasında da özellikle depolamada önemli buğday kaybı
yaşandığını bildiren Bayraktar, “Depolamada, ambar hastalık ve
zararlılarıyla mücadele önem taşıyor. Özellikle depolamadan
kaynaklanan kayıpların en aza indirilmesi için lisanslı depoculuğun
yaygınlaştırılması ve üreticinin buna teşvik edilmesi
gerekmektedir” dedi.
“ABD, BUĞDAY İHRACATINDAN 7 MİLYAR DOLARA YAKIN GELİR ELDE
EDİYOR”
Dünya buğday üretiminin yaklaşık yüzde 20,7’si uluslararası
ticarete konu olduğunu, buğday ihracatında başta gelen ülkelerin
ABD, Fransa, Kanada, Avustralya, Rusya ve Arjantin olduğunu
bildiren Bayraktar, şöyle devam etti:
“FAO verilerine göre, 2010 yılında ABD 27,6 milyon ton, Fransa 21,1
milyon ton, Kanada 18,4 milyon ton, Rusya 11,8 milyon ton buğday
ihraç etti. Bunun karşılığında ABD, 6,75, Fransa 4,65, Kanada 4,54,
Rusya 2,07 milyar dolar döviz kazandı. Ülkemiz ise 2010 yılında
201,4 milyon dolar karşılığı 1 milyon 174 bin ton ihracat, 655
milyon dolar karşılığı 2 milyar 554 milyon ton ithalat yaptı.
Türkiye, buğday ithalatının çoğunluğunu lojistik ve rekabetçi fiyat
avantajından dolayı Rusya Federasyonu’ndan karşılıyor. Ayrıca
Kazakistan, Avrupa Birliği ülkelerinden ve Ukrayna’dan önemli
miktarda ithalat gerçekleştiriyoruz. Üretim, kullanım kayıplarını
en aza indirmemiz, kaliteyi ve üretimi artırmamız halinde buğday
ihracatında da söz sahibi olabiliriz. Türkiye, üretim rakamlarını
kısa bir sürede rahatlıkla 25 milyon tonun üzerine çıkarılabilir.
Bu durumda 5-6 milyon tonluk bir ihracat yapılabilir.”
(İHA)