Bucak'ın beraat kararına itiraz
Abone olİstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Sedat Edip Bucak hakkında 3 ayrı suçlamaya ilişkin davalardan verilen beraat karının bozulmasını istedi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Sedat Edip Bucak hakkında
Susurluk bağlantılı 3 ayrı suçlamaya ilişkin yargılandığı davada
verilen erteleme ve beraat kararlarının bozulmasını istedi.
Başvuruda, 3 Kasım 1996 tarihinde Susurluk'ta meydana gelen trafik
kazasında ölenler ile arasındaki ilişkinin sıradan bir dostluk ve
arkadaşlık ilişkisine benzemediği, resmi koruma olarak
görevlendirilen polis memurlarının seçimi ve tamamının teşekkül
üyesi olarak mahkum edilmesinin tesadüf olarak nitelendirilmesinin
mümkün olmadığı belirtildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili
Hasan Eker tarafından Yargıtay Ceza Dairesi Başkanlığı'na
gönderilmek üzere hazırlanıp davanın görüldüğü İstanbul 2. Ağır
Ceza Mahkemesi'ne verilen temyiz başvurusunda "Sanığa atfedilen ve
TCK.313/2-3 maddesinde tarif edilen suç işlemek için teşekkül
oluşturmak suçu bir tehlike suçu olup sadece bu kasıtla teşekkül
oluşturulmasının suçun oluşumu için yeterli olacağı açıktır"
denildi. Başvuruda, İstanbul 6 No'lu DGM'de yargılanarak mahkum
olan sanıklar ile Sedat Bucak'ın özel koruma, şoför, resmi koruma,
arkadaşlık ve dostluk gibi sıkı ve uzun süreli ilişkiler içerisinde
olduğuna dikkat çekilerek, "Özellikle 3 Kasım 1996 tarihinde
Susurluk ilçesinde meydana gelen trafik kazasında ölen ve ölümleri
nedeniyle haklarında dava açılmayan kişiler ile ilişkisinin sıradan
bir dostluk ve arkadaşlık ilişkisine benzemediği tüm dosya ve
İstanbul 6 No'lu DGM'nin karar gerekçesinden açıktır" ifadelerine
yer verildi. 2 sayfadan oluşan temyiz başvurusunda sanık Sedat Edip
Bucak'ın teşekkül ile irtibat halinde olduğuna dair yeterli delil
bulunduğundan, verilen beraat ve erteleme kararlarının bozulması
istendi. İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi 26 Haziran 2003 tarihinde
yapılan duruşmada, Bucak'ın, ''Cürüm işlemek için teşekkül
oluşturmak'' suçundan beraatine, hakkındaki ''vahim nitelikli silah
bulundurmak'' ve ''gıyabi tutuklama kararıyla aranan Abdullah
Çatlı'nın yerini bildiği halde yetkili mercilere haber vermeyerek
saklamak'' suçlamalarına ilişkin davanın ise ''4616 Sayılı Şartla
Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun''
kapsamında kesin hükme bağlanmasının ertelenmesine karar
vermişti.