Bu yıl Türkiye'de deprem olacak!
Abone olİran'ı bir kez daha yıkan 6.4 büyüklüğündeki deprem endişelere sevk etti. Türkiye Jeofizik Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ercan'a göre bu deprem tetiklemez ancak..
Türkiye Jeofizik Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, İran'ın
güneydoğusundaki Kerman eyaletinin Zerend kentini sarsan depremin
İran için beklenen bir deprem olduğunu belirterek, ''Aynı kuşak
üzerinde bulunsak bile, Türkiye'de bu depremle bağlantılı olarak
bir deprem olacağı söylenemez'' dedi. Ercan, Türkiye'de 2005
yılında İran'daki depremin büyüklüğünde bir deprem olacağını öne
sürdü. AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Ercan, İran'daki
depremin, Kızıldeniz'in açılması ve bu açılmayla birlikte Suudi
Arabistan'ın İran'a doğru itilmesi, bunun sonucunda ise Basra
Körfezi'nin bulunduğu yerde Zaros dağlarının hemen güneyinde
bulunan ''Dalma-batma kuşağı''nın önündeki sıkıştırma sonucu oluşan
bir deprem olduğunu bildirdi. Bu kuşağın, kuzeybatı yönünde
Hakkari, Diyarbakır, Adıyaman, Hatay'a doğru giden, oradan da
Kıbrıs, Rodos, Fethiye, Kaş ve Girit'e kadar uzanan bir kuşak
olduğunu anlatan Ercan, Hakkari depreminin bu kuşak üzerindeki
depremlerden biri olduğunu söyledi. İran'da da, Türkiye'de de
ortalama yıkıcı deprem büyüklüğünün 6.5 olduğunu kaydeden Ercan,
şöyle konuştu: ''Bu İran için beklenen bir depremdir, Türkiye için
olduğu gibi. Aynı kuşakta bulunsak bile bu depremle bağlantılı
olarak Türkiye'de yakın zamanda bir deprem olacağı söylenemez. Ama,
Türkiye'de bu büyüklükteki bir deprem 2005 yılında olur. İran'daki
depremin süresi 15-20 saniyedir. İlk anda 80 kişinin öldüğü
açıklandığına göre ölü sayısı bini bulabilir.'' DEPREM RİSKİ OLAN
BÖLGELER Ercan, yılbaşında ''2005 deprem haritası''nı
yayınladığını, önümüzdeki günlerde yeni bir deprem haritası daha
yayınlayacağını belirterek, ilk haritada öncelikli deprem riski
olan 33 ili yatırımların yönlendirilmesi gereken bölgeleri
saydığını hatırlattı. Fethiye-Rodos- Marmaris,
Karaburun-Foça-Midilli, Bingöl-Varto-Erzincan, Antakya-Osmaniye-
Adana, Bakırköy-Sivriada-Küçükçekmece, Silivri-Marmara
Ereğlisi-Marmara Adası üçgenlerinin birinci derecede deprem
bekleyen bölgeler olduğuna işaret eden Ercan, ''2005 yılındaki
deprem bu üçgenlerden birinde olacaktır'' diye konuştu.
İstanbul'da, enerji hesaplarına göre 2007 yılına kadar yıkıcı bir
deprem beklemediğine dikkati çeken Ercan, şöyle devam etti: ''Böyle
bir depremde ABD'li ve Japon kulağını kaşıyor, İran, Türkiye, Suudi
Arabistan, Bangladeş yıkıntı altında kalıyor. Bunun ana nedeni
yoksulluk ve yoksulluğun getirdiği kötü yapılaşmadır. İran'da bu
nedenle insanların depremde enkaz altında kalmaktan başka çareleri
yoktur. Ancak 3-4 ay önce petrol aramaları için İran'a gittiğimde
bölgede çelik konstrüksiyonlu yapılaşmaya gidildiğini gördüm.
Bölgede hemen iyileşmenin mümkün olmadığını biliyoruz, ama bundan
sonra deprem ölümlerinin daha az olacağını tahmin ediyoruz.'' Olası
depremde Türkiye'de 5-6 milyon, İstanbul'da ise 1 milyon kişinin
etkileneceğini ifade eden Ercan, bu rakamın Türkiye'de her 7
kişiden 1'inin deprem etkilenecek durumda olduğunu gösterdiğini
vurguladı. Türkiye'de ortalama gelir düzeyi 35 bin dolara
ulaşmadığı sürece bu büyüklükteki depremlerin yıkıcı olacağını dile
getiren Ercan, ''Ekonominin kısa sürede düzelmesi beklenemeyeceğine
göre, yapılması gereken tek olay, devletin, gerek İstanbul'da
gerekse başka illerde yıkılması gereken yapıları, depremin
yıkmasını beklemeden, yıkıp yenisini yapmasıdır. Bu devletin insani
değil anayasal sorumluluğudur'' yorumunda bulundu. Türkiye'de
binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi için 5 milyar doları
İstanbul'a olmak üzere 25 milyar dolar gerektiğini anlatan Ercan,
''Türkiye, bu çözümü yardımsız yapabilir. Deprem vergileriyle 15
milyar dolar toplanmıştır. 5 milyar dolarını İstanbul'a, 10 milyar
dolarını diğer illere harcarsak, insanları depremin kötü
sonuçlarından kurtarırız'' dedi.