Bu yasa gazetecileri yakacak
Abone olYeni Türk Ceza Kanunu’nun yürürlüğe gireceği nisan ayından sonra medyayı ciddi sınırlamalar bekliyor. 4 ay sonra sabıkasız gazeteci bulmak zorlaşacak
Artık duruşmalarda ses ve görüntü kaydı yapılamayacak, fotoğraf
çekilemeyecek, sadece resim çizilebilecek. Dışarıda çekilen
fotoğraf ve görüntülerin de yayınlanması yasak. Polis ve savcı
sorgularıyla ilgili hiçbir bilgi yazılamayacak. Kanunu ihlal
edenler para cezasıyla değil 4,5 yıla kadar hapis cezasıyla
yargılanacak. Bu maddeleri çiğneyen gazeteciler de sabıkalı duruma
düşecek. Kadir Has Üniversitesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Mahmut
Koca, bu vahim durumdan basın sektörünün bile haberdar olmadığını
söylüyor. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, Meclis’in
delinecek bir kanun çıkar- dığını belirtirken, Hürriyet Gazetesi
yazarı Sedat Ergin, basın özgürlüğünün kısıtlandığını, bu sorunun
Avru-pa İnsan Hakları Mahkemesi’nde çözüleceğini savunuyor. Haziran
2004’te yürürlüğe giren Basın Kanunu’nda ağır para cezaları
düzenlenmiş ve birçok tartışmalara neden olmuştu. Ağır para
cezalarıyla yerel basının susturulacağı tehlikesine dikkat çeken
basın mensupları şimdi de Ceza Kanunu’nun muhabirlere caydırıcı
etki yaptığını belirtiyor. Basın Kanunu’ndaki bazı suçlar Ceza
Kanunu’nda düzenlenerek ortadan kaldırıldı. Basın Kanunu’nda para
cezası verilen ‘intihara teşvik suçu’, ‘hazırlık soruşturmasının
gizliliği’ ve ‘yargıyı etkileme’ suçları Ceza Kanunu’nda hapis
cezasına çevrildi. Gazeteciler Cemiyeti ile bazı hukukçular bu
düzenlemelere tepki gösterirken kanunu hazırlayan akademisyenler bu
durumu medyanın hatalarının sonucu olarak görüyor. Medyada yer alan
haberlerde suçsuz olduğu halde Bilal Akyıldız’a ‘Ümraniye sapığı’,
Fuat N. isimli 13 yaşındaki çocuğa da Üzeyir Garih cinayetinde
‘katil balici’ yakıştırması yapıldı. Böyle bir yayın anlayışıyla
medyanın büyük hataya düştüğünü belirten yeni TCK’nın mimarlarından
Doç. Dr. Adem Sözüer, yeni düzenlemenin basındaki yargısız
infazları durduracağını söyledi. Basının kendine çekidüzen vermesi
gerektiğini belirten Sözüer, yapılan açık yayınların iddianame gibi
olduğunu ve savcıya sadece imza atma görevinin kaldığını ifade
etti. Basının 1 Nisan 2005’ten itibaren, Sedat Peker, Eraslan
Özkaya-Çakıcı soruşturmasında olduğu gibi telefon kayıtlarını,
polis ve savcı sorgularını, fotoğrafları alenen yayınlayamayacağını
kaydeden Sözüer, soruşturma hakkında bilginin ancak dava açıldıktan
sonra yayınlanacağını dile getirdi. Sözüer, fotoğraf, görüntü ve
ses kaydının ise ancak karardan sonra verileceğini aktardı. Sözüer,
“Önemli olan kişinin lekelenmeme hakkı.” dedi. Doç. Dr. Ahmet
Gökçen de, medyanın şimdiye kadar haksız yayın yaptığını ileri
sürdü. Gökçen, “Basın, yakalanan sanığı gösteriyor, daha sonra
beraat edince göstermiyor. Bu, itibarlı insanlara daha çok zarar
veriyor. Dava aşamasında karakalem çizilip yayınlanabilir, bu yasak
değil.” diye konuştu. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç ise
kanunlarla özellikle polis-adliye haberlerini kısıtlayan bir
anlayışın hakim olduğunu kaydetti. Türkiye’nin özellikle
yolsuzlukla mücadelesinde basının önemine değinen Erinç, bu yöndeki
kanunların mücadelenin önünü keseceğini savundu. Haziran 2004’te
yürürlüğe giren yeni Basın Kanunu’nda zaten büyük kısıtlamalara
gidildiğini aktaran Erinç, şunları söyledi: “Basın Kanunu için
‘gazetecinin kendi ulaştığı bilgiler bu yasak kapsamı dışında’
denildi. Ancak, TCK için böyle bir ayrım yok. Kamuoyunu yakından
ilgilendiren olaylarda bu kanunun uygulanma ihtimali yok. Çok
uğraştık ama ‘haber sınırlarını aşan’ ibaresini yasaya
koyduramadık.” Gazeteci Sedat Ergin, son çıkan kanunlardaki basın
özgürlüğünü kısıtlayan hükümlerin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
(AİHM) içtihatlarıyla çözüme kavuşacağını söyledi. Ergin, “Bütün bu
sınırlayıcı hükümlerin AİHM’ye uygun olup olmadığının görülmesi
için önümüzdeki dönemde ortaya koyacağı içtihatları beklememiz
gerekiyor. Ben, bu hükümlerin önemli bir bölümünün mahkeme
tarafından sözleşmeye aykırı bulunacağı ve hükümetin geri adım
atarak bu yasaları AİHM kararlarına uyarlamak zorunda kalacağını
düşünüyorum.” dedi. Savcıların yasaları katı yorumladığını belirten
Ergin, bu uygulama nedeniyle gerek yazı işleri gerekse muhabirlerin
kendilerini belirsizlik ve caydırıcılık ortamı içinde bulduklarını
kaydetti. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Ercan İpekçi,
yeni TCK’nın yürürlüğe girmesiyle hapishanelerin gazetecilerle
dolacağını ve gazetecilik yapmanın imkansız hale geleceğini
kaydetti. İpekçi, yasanın yürürlüğe girmeden önce bütünüyle yeniden
ele alınması gerektiğini belirterek, “Yasa gazeteciler için çok
tehlikeli maddeler içeriyor. Para cezaları çok yüksek. Adli
konularda haber yapılması engelleniyor. Halkın haber alma hakkı
tehdit ediliyor.” şeklinde konuştu. Haber: Deniz Aydın Kaynak:
Zaman