Bu ülkenin tarihinde tek bir diktatör vardır
Abone olBaşbakan Erdoğan, CHP’nin özgürlüklerin düşmanı olduğunu savunarak, “Bu ülkenin tarihinde tek bir diktatör vardır, o da CHP’nin Milli Şefi’d...
Başbakan Erdoğan, CHP’nin özgürlüklerin düşmanı olduğunu
savunarak, “Bu ülkenin tarihinde tek bir diktatör vardır, o da
CHP’nin Milli Şefi’dir. Ama CHP Menderes, Özal ve bize diktatör
diyecek kadar yüzsüz olmuştur. CHP tarihi rolünü oynuyor” dedi.
Afyonkarahisar’da yapılan İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda
yaptığı konuşmada, birtakım uluslararası derneklerin de Türkiye’yi
basının özgür olmadığı sınıfta gösterdiklerine değinen Erdoğan,
“Hiç kusura bakmasınlar. Biz bu algı operasyonlarına müsaade
etmeyiz. Karalama kampanyalarına pabuç bırakmayız. Türkiye en fazla
ulusal gazete ve televizyonun yayın yaptığı ülkelerdendir. Siz
kendi ülkenize bakın. Üstelik bu gazetelerin çok büyük bir bölümü
gazete ve televizyonlarından özgürce bakanları, Başbakanı
eleştirebilen, hatta hakaret edebilen kuruluşlar. Bu dernekler öyle
ülkeleri Türkiye’den özgür gösteriyorlar ki hadi o ülkenin
Cumhurbaşkanına, kralına, diktatörüne manşetten hakaret etsinler de
göreyim. Bir tek köşe yazarı çıksın da yönetimi eleştirsin de
göreyim. Almanya’da Hamburg olaylarını gösteriyor diye TRT kablolu
yayından çıkarıldı. Bir tek eleştiri duydunuz mu? İngiltere’de
telekulak skandalına isimleri karıştığı için 50 gazete sorgulandı.
Sahibi o gazeteyi kapattı. İngiltere muhalefet partisinin ülke ülke
dolaşıp, ‘İngiltere’de basın özgür değil’ dediğine şahit oldunuz
mu? ABD, Avrupa ülkelerinde, Rusya, Hindistan’da Twitter mahkeme
kararlarına uymak zorunda. Bizde olduğu gibi bir tane eleştiri
duydunuz mu? İngiltere’de Twitter hesabı sahibi öğretmenler tehdit
eden hapis cezasına mahkum oldu. O ülkelerde yüksek mahkemelerin
kendi vatandaşlarının hukukunu bir kenara bırakıp bu şirketlerin
çıkarını karını, imajını koruduğunu hiç duydunuz mu? Burası bir muz
cumhuriyeti değildir. Bu ülkenin çıkarlarını algı operasyonlarına
peşkeş çekmeyiz. Tarihi nitelikte reformlar gerçekleştirdik. Bütün
saldırılara rağmen demokrasi ve hukuktan taviz vermedik. Daha
birkaç yıl önce kadınların başörtüsüyle kamuda çalışabilecekleri,
milletvekili olacakları hayal bile edilemiyordu. Merve Kavakçı
kardeşimizi parlamentodan apar topar dışarı atmadılar mı? O dönemin
malum yargı mensuplarından bir tanesi utanmadan sıkılmadan evinden
alma cüretini gösterdi. Ahmedi Hani’nin kitabı, Bediüzzaman’ın
kitaplarını Diyanet İşleri basıyor. Tillo ilçesine ‘Tillo’ demek
adeta suçtu” diye konuştu.
İSMET İNÖNÜ’YÜ ELEŞTİRDİ
18 Nisan 1960’ta İsmet İnönü’nün Meclis’te dehşet verici bir
konuşma yaptığını söyleyen Erdoğan, “Adeta 27 Mayıs’ı önceden haber
veriyor. İnönü özetle çok anlamlı ifadeleri kullanıyor, ‘Biz
ihtilalden yetişmiş insanlarız. Bu yolda devam ederseniz sizi ben
bile kurtaramam. Şartlar tamam olduğu zaman milletler için ihtilal
meşru bir haktır’ diyor. İnönü ihtilalden yetişmiş bir neslin
üyesiydi. 23 Ocak 1913’te İttihat ve Terakki Fırkası’nın ihtilalci
ruhunu taşıyordu. CHP bu ihtilal ruhunu 100 yıl boyunca kaybetmedi.
Bu ülkenin tarihinde tek bir diktatör vardır, o da CHP’nin Milli
Şefi’dir. Ama CHP Menderes, Özal ve bize diktatör diyecek kadar
yüzsüz olmuştur. CHP tarihi rolünü oynuyor. Benim ümidim ve arzumu
şudur; ilk darbenin 100. yılında yapılan 17 Aralık darbesi
tarihimizdeki son darbe girişimidir. 30 Mart CHP’nin sembolü haline
geldiği ihtilal ruhunun adeta cenaze namazının kılındığı tarihtir.
Millet 30 Mart’ta sarsılmaz şekilde, geriye gitmeyecek şekilde
yönetime el koymuştur. Yurt dışından milletimize yapılmak istenen
darbe girişimini milletimiz bozmuştur. Ekonomiye, demokrasiye,
milli iradeye saldırıyı görmüş, derin ferasetiyle tüm tuzakları
bozmuştur. 30 Mart ile birlikte 1 asırlık darbeler tarih kapanmış.
Sarsılmaz şekilde zaferini ilan ettiği bir tarihtir. İhtilallerin
modası geçmiş” şeklinde konuştu.
27 MAYIS DARBESİ
27 Mayıs Darbesi’nin Türkiye’ye çok ağır bedeller ödettiğini
söyleyen ve 12 yıl boyunca o prangaların çoğunu koparttıklarını
belirten Erdoğan, “Özgürlükçü olmayan, Anayasa ve kurumlardır. CHP
ihtilalci zihniyet, MHP’yi esir almış darbeci zihniyet Anayasa’ya
müsaade etmedi. Yeni Anayasa konusunda umutsuz değiliz. 30 Mart’ta
başlayan yeni Türkiye’de yeni bir anayasanın er ya da geç
yazılacağına gönülden inanıyoruz. Cumhurbaşkanlarının özellikle 27
Mayıs ve sonraki darbelerden sonra karanlık bir miras var. 1960
yılına kadar partilerin liderleri seçimden zaferle çıktıklarından
Cumhurbaşkanı oluyorlardı. CHP, ‘Hayır’ diyor değil mi? Senin
geçmişinde olan bu. Tek parti dönemlerinde Gazi Mustafa Kemal ve
İsmet İnönü bu şekilde Cumhurbaşkanı olmuşlardı. Bunlar milleti ne
zannediyorlar ya? 1950 Demokrat Parti seçimi kazandığında Celal
Bayar Cumhurbaşkanı oldu. 27 Mayıs Darbesi’nden sonra hiçbir seçimi
kazanamayacağını anlayan CHP, sistemi orada değiştirdi.
Cumhurbaşkanı milli iradenin temsilcisiyken 27 Mayıs’tan sonra
vesayetin, statükonun, bürokrasinin temsilcisi öyle bir rol biçildi
ki hükümete ve rejimi koruma görevi verildi. Cumhurbaşkanlığı
vesayet makamı olarak belirlendi. Halk tarafından seçilmesi
sistemini getirmemiz başlı başına bir devrimdir. Milli irade
tarafından seçilecek” ifadelerini kullandı.
(İHA)