Bu ülke Libya'daki kargaşayı geride bırakır
Abone olFinancial Times'a yazan eski CIA çalışanı Robert Baer, Suriye'de orduya güvenin olmadığını, Esad'ı iktidardan devirme girişimi olsa, Mısır'da olduğu gibi ordunun boşluğu dolduramayacağını yazıyor.
Financial Times gazetesi, seksenli yıllarda Suriye'de CIA için
çalışmış Robert Baer'in makalesine yer veriyor.
Esad rejiminin protestolarla başetmek ve asayişi sağlamak için ordusuna bel bağlayacağını söyleyen Baer, Suriye'nin, Mısır'ın adımlarını izleyeceği yanılgısına düşülmemesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Baer, nüfusun yüzde 11'ini oluşturan Alevilerin ordu ve istihbarat servisi sayesinde ayakta olduğuna dikkat çekerken "Mısır'da olduğu gibi, orduyu iyi bir kurum olan gören Suriyelilerin sayısı çok değil. Ordu, daha çok Alevileri iktidarda tutma amacı güdüyor." yorumunu yapıyor.
Yazara göre "dolayısıyla işler ne kadar kötüye giderse gitsin, Suriyeliler, demokratikleşmeyi bir yana bırakın, herhangi bir reforma göz kulak olması konusunda orduya asla güvenmezler."
Robert Baer, Beşar Esad'ın babası Hafız Esad'ın siyasi
içgüdülerine sahip olmadığını, ancak diğer Aleviler gibi,
mezhebinin ayakta kalmasının, babasının kurduğu askeri sistemi
ayakta tutmaktan geçtiğini anladığını yazıyor.
Orta Doğu'nun geleceği
"1982 yılının Şubat ayında Müslüman Kardeşler, Suriye'nin dördüncü büyük kenti Hama'yı ele geçirdi. Esad'ın babası günlerce nasıl karşılık vereceğini düşündü. Ama onlarca Alevi'nin katledildiğini duyar duymaz, tereddüt etmeksizin orduya kenti bombalaması emrini verdi."
"Hama'yı bir yıl sonra ziyaret ettiğimde, kentin Esad'ın ağır silahlarıyla nasıl dünyadan silindiğini gördüm. Konuştuğum Aleviler bundan memnun değillerdi ama Sunni isyanın ancak rejimin şiddete dayalı misillemesiyle bastırıldığına inanıyorlardı."
"Oğul Esad'ın ikinci bir Hama'yı midesi kaldırır mı tahmin etmek güç. Ama bir şey kesin, Esad ve Alevileri iktidardan sürme girişimi olursa Suriye'nin boşluğu dolduracak bir ordusu olmayacaktır. O zaman da iş bu kez Batı, bir iç savaşı önlemek için müdahale etmeli mi sorusuna dayanır."
Orta Doğu'da olacakları kimsenin tahmin edemeyeceğini yazan Robert Baer, Hama bir örnek teşkil edecekse Suriye'deki şiddet olasılığının, Libya ve Yemen'i gölgede bırakacak düzeyde olabileceğini vurguluyor.
Dahası, Suriye'deki kargaşanın komşu ülkelere - özellikle Lübnan, Ürdün ve Irak'a sıçraması ihtimali var. Hatta Körfez'in zaten mezhep ayrılıkları yaşanan Arap tarafına.
Bu en kötü durum senaryosu ama eğer gerçekleşirse, Batı'nın şöyle bir kenarda durup hayırlısını bekleme şansı olmayacaktır.