1000 yılı aşkın süredir Sahra Çölü üzerinde göçebe yaşamış şimdi yarı göçebe düzene geçmiş, yaklaşık 1 buçuk milyonluk nüfüsuyla Kuzey Afrika’da varlığını sürdüren özel bir kabile var: Tuaregler. Özelliklerinden en göze çarpanı çoğunluğu Müslüman olan toplulukta kadının yeri. İslam’ın hakim olduğu topraklarda çok yaygın olarak görülen kadında peçe kullanımı burada geçerli değil. Hatta alışılanın aksine erkeklerin taktığı peçeler dünyada “Sahra’nın mavi adamları” olarak tanınmalarına vesile olmuş. Güneşin etkisiyle rengini erkeklerin yüzlerine bırakan peçelerin neden kadınlarda da olmadığı sorulduğunda Tuareg erkekleri şu cevabı veriyor: “Güzel olan kadınlar. Yüzlerini görmek istiyoruz.” Pek çok Batı toplumunun yadırgaması muhtemel geleneklere sahip Tuaregler. Toplulukta hakim olan İslam inancına karşın kadınlar evlilik öncesi birden fazla erkekle cinsel ilişki yaşayabiliyor. Evlilikler sıklıkla sona eriyor ve boşanma zamanı gelince kadın, mal varlığının tamamını ve çocukların velayetini alıyor. Geriye erkeğe devesine binip annesinin evine dönmek kalıyor. Boşanmanın hemen ardından kadının ailesi eğer hayattaysa bir kutlama organize ederek kızlarının artık bekar olduğunu ve yeniden ilişki yaşayabileceğini topluma duyuruyor. Ailelerin yaşadığı çadırlar ya da bir süredir artık evler kadının mülkü oluyor ve burada kadının sözü geçiyor. Yıllardır Tuareg erkekleri geceleri bu çadırlara gelip, devesini dışarı bağladıktan sonra evin genç kadının çadırında geceyi geçirdiğinde ev ahalisi kibarca durumu hiç fark etmemiş gibi uykusuna deva ediyor. Ancak bazı katı kurallar da var. Sabah gün doğmadan geceyi çadırda geçiren adam mutlaka oradan ayrılıyor. Kadınlar için evlilik keyfi bir durum ancak kadın evlenmeyi isterse erkeğin kendisine yazacağı şiirlerin yeterince etkileyici olmasını bekliyor. Erkekler okuyup yazabilirken kadınlar da annelerinden öğrendikleri alfabeyi gayet etkin kullanabiliyor. Anaerkil bir topluluk olmasa da kadınların son sözü söylediği bu düzende soy ağacı anne üzerinden ilerliyor. Politik kararları erkekler veriyor gibi görünse de söylenene göre arka planda aslında bütün önemli kararlar kadınların imzasını taşıyor İlginç bir başka gelenek de bir kadının çadırında o kadınla herhangi bir cinsel ilişkisi olmayan erkeğin yemek yiyememesi. Olası böyle bir durum büyük kabalık ve kadına saygısızlık olarak kabul ediliyor. Konuklarına ilk olarak su isteyip istemediklerini soran Tuaregler kendilerine sorulmadıkça da asla birinden su istemiyor. Çok çok susamış olsalar bile… Bölgeye yıllar içinde giden antropologlar ve fotoğrafçılar gözlemlerine dayanarak diğer ırklara göre kendilerini üstün gören toplumun dışarıdaki kültürleri bir nebze ilkel buluyor olabileceğini ifade ediyor. www.nolm.us Daily Mail Online