Bu Tayyip Erdoğan değişmez
Abone olBaşbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında Gezi Parkı'yla ilgili önemli mesajlar verdi.
Başbakan Erdoğan, "Taksim Gezi Parkı eylemlerini bahane
edenler, Türk bayrağını yakacak, illegal paçavraları, bölücü
posterleri devletin kurumuna asacak kadar alçalmışlardır. Bunların
karşısında biz konuşunca ‘Başbakan sert konuşuyor...’ Buna sertlik
diyorsanız kusura bakmayın, bu Tayyip Erdoğan değişmez"
dedi.
Belediye başkanlığı döneminde İstanbul'a su getirirken
70 bin ağaç söktüklerini belirten Erdoğan, yerine 780 bin ağaç
diktiklerini hatırlattı. Erdoğan ayrıca Gezi Parkı politikasından
ötürü Kılıçdaroğlu'nu istifaya çağırdı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin konuları değerlendirdi.İşte Erdoğan'ın grup toplantısında yaptığı konuşmanın satır başları:
BİZE OY VERMEYEN KİTLEYİ ANLAMAYA ÇALIŞTIK
2009 mahalli seçimlerinde olduğu gibi sandıktan çıkan sonuçlar
kesin zafere de işaret etse, netice istediğimiz gibi olmadığında en
küçük detayına kadar süreci analiz ettik. Nerede hata yaptığımızı,
yanlış yaptığımızı, tüm tarafsızlığımızla, tüm boyutlarıyla
değerlendirdik. 12 Haziran seiçmlerinn ertesi günü ekiplerimizi
topladık, seçim sonuçlarını analiz ettik, dersler çıkarmaya, bize
oy vermeyen kitleyi de anlamaya çalıştık. Sadece sandık sonuçları
değil 10, 5 yıl boyunca her toplumsal olaya böyle bir samimiyetle,
hassasiyetle yaklaştık. Terör meselesine böyle bir hassasiyetle
yaklaştık, farklı toplumsal kesimlerin, farklı etnik grupların,
inanç gruplarının meselesine böyle bir samimiyet, hassasiyetle
yaklaştık.
DEVLET YÖNETİCİSİ OLARAK MAL CAN GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAK ZORUNDAYIZ
Biliyorduk ki biz şu anda bir devlet yöneticisi olarak mal, can, akıl, nesil, inanç güvenliğini sağlamak durumundayız. Bunlar bizim asli görevlerimizdir, bunu başarmak durumandayız. Cumhuriyet mitinglerini dahi özünü, içeriğini, hedefini, gayesini bildiğimiz halde acaba göremediğimiz farklı boyutu var mıdır diyerek, son derecek dikkatli şekilde değerlendirdik. Biz farklı toplum kesimleriyle inatlaşan bir parti asla olmadık, asla böyle bir parti de olmayacağız. Yüzde 50'nin oyuyla da iktidara gelmiş olsak, kendimizi her zaman yüzde 100'ün partisi, yüzde 100'ün iktidarı olarak gördük.
AYRIMCILIK YAPMADIK
Daima kucaklayıcı dil kullandık, her zaman birleştirici, bütünleştirici üslup kullandık. Yola çıkarken etnik milliyetçiliği, bölgesel milliyetçiliği, dinsel milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldığımızı söyledik. Asla ülkemizde etnik ayrımcılık yapılamaz, dinsel ayrımcılık, bölgesel ayrımcılık yapılamaz dedik. Batı, bugüne kadar ne gördüyse Doğu, Güneydoğu da aynısını, Kuzey ne gördüyse Güney de aynısını görecek dedik. 81 ilimizin tamamına eşit mesafede olduğumuzu, ülkemizin 780 bin kilometrekarelik vatan topraklarının, aynı şekilde, inşallah modern bir ülke anlayışıyla tarafımızdan kucaklandığını, kucaklanacağını söyledik. Bunu da büyük ölçüde başardık, başarmaya da devam ediyoruz.
NE DAYATMA YAPARIZ NE DE YAPILMASINA İZİN VERİRİZ
10,5 yıldır bu tertiplerle, tezgahlarla, provokasyonlarla , siyaset mühendisliği girişimleriyle nasıl baş ettiysek, onlara karşı nasıl dik durduysak, bundan sonra da milletin emanetini aynı hassasiyetle korumaya devam edeceğiz. Biz ne kimseye dayatma yaparız, ne de kimsenin dayatmasına eyvallah deriz.
PROJEYE CHP ONAY VERDİ
Son iki hafta içinde meydana gelen olayları homojen tek odaklı tek
boyutlu olaylar olarak tabi ki görmüyoruz. Bir kere Taksim
yayalaştırma projesi kapsamında, ağaçların taşınmasına itiraz
olarak başlayan olaylar, ilk andan itibaren çok farklı bir mecraya
akmaya başlamıştır.
Bir itirazın yükselmesi, yanlış bilgilendirmenin algının, siyasi
istismarın sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Şunu hatırlatmakta fayda
görüyorum. Taksim’de yapılan proje kapsamında bazı ağaçların
sökülüp taşınmasından ibaretti. Bu proje İstanbul büyükşehir
belediye meclisinde CHP’li üyelerin de onayı neticesinde
başlatılmış bir projeydi. Şimdi onlar onaylarını da inkar ederler.
Akşam başka sabah başka.
KALDIRIM GENİŞLETİLMESİ İÇİN
Kaldırımın genişletilmesi için Gezi Parkı’nın meydan tarafındaki
duvarlarının yıkılması gerekiyordu. Yapılan işlem bundan ibaretti.
Bazı siyasetçilerin çark etmeleri maalesef oradaki itirazları
büyütmüştür.
ÇEVRE KATLİAMI
Bir çevre katliamını orada olanlar bizzat icra etmişlerdir.
Kaldırım taşlarının sökülmesi, çiçek saksılarının paramparça
edilerek sökülmesi, ağaçların yakılması, kamu binalarının
araçlarının ateşe verilmesi, sivil vatandaşlarımızın araçlarının
ateşe verilmesi birer çevre katliamı değil mi? Çevre sadece yeşil
bir ağaçtan ibaret midir?
4 CANSIZ BEDEN
Olayın ilk safhasında ortaya çıkan itirazlar, ilk andan itibaren
siyasilerin örgütlerin sürece dahil olmasıyla farklı yerlere doğru
dal budak salmıştır. İki haftadır yaşanan olayları çevre
hassasiyetiyle açıklamak mümkün değildir. Bugün itibariyle
arkasında dört cansız beden bırakmıştır. Üç gencimiz olaylarda
hayatını kaybederken, bir komiserimiz şehit edilmiştir.
TENCERE TAVA SESLERİYLE RAHATSIZLIK
Esnafın dükkanları yağmalanmış yakılmış yıkılmıştır. Ciro kaybı
yaşatılmıştır. Araç kornolarıyla tencere tava sesleriyle
sloganlarla evlerinde insanlar rahatsız edilmiştir. Bu çevre değil
mi? Bize ders vermeye kalkanlar hava kirliliğinin de görüntü
kirliliğinin de çevreye karşı bir tavır olduğunu bilmeleri
gerekir.
TÜRKİYE EKONOMİSİ HEDEF ALINDI
Türkiye ekonomisi bu olaylarla tabi ki doğrudan doğruya hedef
alınmıştır. Faizlerin yükselmesi, yatırımcıların ürkütülmesi
sistemli bir projeyle devreye sokulmuştur. İçerisi ve dışarısının
dayanışmasıyla.Türkiye’nin uluslararası güç ve iktidarı hedef
alınmıştır. Uluslararası basın sistematik olarak yanlış
bilgilendirilmiş, art niyetli medya kuruluşlarının devreye
girmesiyle saldırı yürütülmüştür.
GEZİ PARKI EYLEMCİLERİ MASUM DEĞİL
Şiddet sarmalına dönüşen bu olayları masum bir direniş olarak
görmek mümkün değildir.
Şu anda Taksim Gezi Parkı’ndaki eylemlerle, diğer gösteriler
arasında bir çizgi çekme çabası olduğunu görüyoruz. Bu hataya hiç
kimse düşmesin. Taksim Gezi Parkı’ndaki eylemler masum demokratik
olarak yansıtılırken, şiddet içeren eylemlerin bu eylemlerle ilgisi
olmadığı vurgulanıyor. Durum hiç de öyle değil. kusura
bakmasınlar.
YÜZDE 95'İ
Türkiye’ye ekonomiye demokrasimize yönelik eylemler burada fitili
ateşlenen eylemlerden dolayı bu boyuta ulaşmıştır. İnanın buraya
gelenlerin yüzde 95’i şu olaylardan önce Gezi Parkı nerededir diye
sorsanız adresini bilmezlerdi. İnanın böyle.
OLAY 15 AĞACIN SÖKÜLMESİ DEĞİL
Attığımız adımlar, hep buna yönelik. Yoksa olay 15 tane ağacın, o
yayalaştırma projesiyle alakalı sökülmesi değil. Artık, öyle yerler
vardır ki ağaçlar, ağaç sökme makinalarıyla sökülür, bir başka yere
taşınmak suretiyle orada bunlar tekrar ağaç dikme çalışmaları gibi
dikilir. Aynı şekilde yeni fidanları, çeşitli süs ağaçlarını bu
şekilde dikersiniz, bunlar yapılır, buna mani bir hal yok. Ama buna
mani bir hal varmış gibi göstermek, işte asıl sandıkta
çıkamayanların kendilerine alternatif yol orama gayretidir.
GÜÇLERİ YETSE DEV ÇINARLARI YIKARLARDI
Beşiktaş’ta Başbakanlık Ofisi’ne şiddet kullanarak saldıran
kitleler hem Taksim Gezi Parkı bahanesinin arkasına saklanmış ve
Başbakanlık Ofisi’nin olduğu o caddede bir tane yaya kaldırımında
kilit taşı kalmamıştır. Bu çevre katliamı değil mi? Güçleri yetse
inanın dev çınarları yıkarlardı. Ama o dev çınarlar yıkılmaya
müsait değildi de onun için yıkamadılar.
NE OLUR BU PAÇAVRALARI İNDİRİN Mİ DİYECEKTİK
Ankara’da yapılan vandallıklar, Taksim Gezi Parkı’ndan güç, ilham
almıştır. Taksim Gezi Parkı eylemlerini bahane edenler, Türk
bayrağını yakacak, Taksim Meydanı’na illegal paçavraları devletin
kurumuna asacak kadar, o bölücü posterleri asacak kadar
alçalmışlardır. Diyorlar ki ‘Başbakan geriyor, Başbakan sert’
Değerli arkadaşlarım ne olacaktı? Biz hala gelip bunların önünde
diz çöküp ‘ne olur şu AKM’den şu paçavraları indirin’ mi diyeceğiz?
‘Şu terör örgütü mensuplarını posterlerini indirin’ mi
diyeceğiz?
BAŞTAN BU İŞE MÜSADE ETMEMESİ GEREKİRDİ
Zaten burada güvenlik güçlerimizin başta bu işe müsaade etmemesi gerekirdi. Kamu kurumunun içine bunlar nasıl sokulur? Çatıya bunlar nasıl çıkarılır? Oradan bu tür illegal paçavralar nasıl asılır, astırılır? O örgüt liderlerinin resimleri posterleri nasıl astırılır? Bunların karşısında biz konuşunca ‘Başbakan sert konuşuyor...’ Buna sertlik diyorsanız kusura bakmayın, bu Tayyip Erdoğan değişmez.
VALİYE POLİSE TEŞEKKÜR
Bakanımıza, İstanbul Valimize, il emniyet müdürümüze, tüm emniyet
teşkilatımıza bu sabah yaptıkları operasyon sebebiyle teşekkür
ediyorum. AKM’den bütün bu paçavralar, hepsi indirildi ve şu anda
güvenlik güçlerimiz kültür merkezine sahip çıktılar. Ayrıca
anıttaki bütün o paçavraları gördünüz. Aslında gönlüm bugün sizlere
burada bir brifing vermek isterdi. Yaklaşık 20 dakikalık
hazırlattığım bir görüntü var. Ama bunları genişletilmiş il
başkanları toplantısında bir brifing olarak sunacağız.
O hali sizlere o görüntülerle sunmak isterim. Çünkü öyle bir
tabloya eğer bir yürütme olarak müsaade edersek, bu yürütmeye bu
görevi veren halkımız başta olmak üzere biz milletimize, tarihimize
karşı çok ciddi bir sorumluluk içerisinde oluruz. Onun için de
bundan sonraki sürece yönelik bu kararlılık Taksim Meydanı ile Gezi
Parkı ile alakalı devam edecektir. Bunu söyledim. Kusura
bakmasınlar, Gezi Parkı adı üzerinde gezi parkıdır, İşgal alanı
değildir.
GEZİ PARKI İŞGAL ALANI DEĞİLDİR
Çünkü böyle bir tabloya eğer bir yürütme olarak biz müsaade
edersek, bu yürütme bu görevi veren halkımız başta olmak üzere biz
millete karşı sorumluluk içinde oluruz. Bundan sonraki sürece
yönelik bu kararlılık Taksim Meydanı’yla alakalı, Gezi Parkı’yla
alakalı devam edecektir. Bunu söyledim, biz buraları kusura
bakmasınlar Gezi Parkı adı üzerinde, Gezi Parkı’dır işgal alanı
değildir.
BİRA SATANLAR HARİÇ
Burası önemli, çünkü bunların özgürlük diye bir derdi yok. Bunlar
özgürlük derken başkalarının özgürlük alanına tecavüz etmişlerdir.
Niye? Şu anda Taksim’de oteller yüzde 80 boşalmıştır. Bu şimdi
birilerinin özgürlük alanına tecavüz değil mi? İstiklal Caddesi’nde
esnaf ciroları itibariyle adeta çökmüştür, bira satanlar hariç
EKONOMİ ÜZERİNDE AĞIR TAHBİBAT YAPILMAK
İSTENİYOR
Şu anda dahi Gezi Parkı’nda çevre için eylem yaptığını düşünen
vatandaşlarıma özellikle seslenmek istiyorum. Taksim Gezi Parkı
kılıfıyla büyük bir oyun oynanmak isteniyor. Ekonomi üzerinde ağır
tahribat yapılmak isteniyor. Ambalajın üstüne ağaç koyarak birileri
Türkiye’yi yavaşlatmak istiyor. Taksim eylemcilerin nerede nasıl
kullanıldıklarını görmelerini rica ediyorum. Bu ülkenin Başbakanı
olarak sesleniyorum. Bu eylemler, bazı sermaye grupları, faiz
lobileri tarafından kullanılmıştır. Taksim’de eylem yapanlar,
ekonomiye turizmine kast edenler tarafından açık şekilde
kullanılıyorlar.
70 BİN AĞAÇ SÖKTÜYSEK 780 BİN FİDAN DİKTİK
Ağaç için eylem yapanlar samimiyseler, gerçekten dürüst
davranıyorlarsa, bu ağaçlar söküldü dikildi. Biz İstanbul’a 180
kilometreden suyu getirdiğimiz zaman, biz tüneller açtık. O
tünellerden suyu getirirken ağaçları söktük. O zaman da bazıları
yazdılar çizdiler. Diyelim ki 70 bin ağaç söktüysek 780 bin fidan
ve ağaç diktik onun yerine.
BUNLAR MI ÇEVRECİ ERDOĞAN VE EKİBİ Mİ?
Ama İstanbul’u da susuzluktan kurtardık. Şimdi bunu görmeyecek
misin? İstanbul susuz, banyolarda küvetler dolduruluyor, su
kullanılıyor. Yeni bir sektör oluşmuştu. Bidonla sular alınıyor,
banyosunu yapıyor. Böyle bir dönem. Susuz İstanbul’u 2040 yılına
kadar kurtaracak adımı attık. Dağları delerek İstanbul’a su
getirdik. Şimdi Allah aşkına soruyorum. Bunlar mı çevreci, Tayyip
Erdoğan ve ekibi mi çevreci?
BUNLAR YIKIYOR
4,5 yıl içinde sadece fidan değil, İtalya’dan Almanya’dan
ağaçlar ithal etmek suretiyle Tem – E-5’i biz ağaçlandırdık. Şu
anda o ağaçların dibinde bir aile piknik yapıyor. Kazlıçeşme’de
Zeytinburnu’nda bizi görürsünüz. Hep o dönemin ağaçlarıdır. Kim
çevreci? Bunlar mı biz mi? Biz dikiyoruz, inşa ediyoruz. Bunlar
yakıyor, yıkıyor. Aradaki fark bu.
SAMİMİLERİ ÇEKİLMEYE DAVET EDİYORUM
Oradaki tüm eylemcilerin büyük fotoğrafı görmelerini oynanan oyunu
anlamaları ve samimi olanları özellikle oradan çekilmeye davet
ediyorum. Bir başbakanları olarak bekliyorum.
Sevgili gençler sizlere hitap ediyorum, tüm ülkemdekilere. Özgürlük
ve yaşam tarzına müdahale gösterilerinin arkasına sığındığı
gerekçeler oldu bu ülkede. Burası çok önemli. Bunlar özgürlük
derken, başkalarının özgürlük alanına tecavüz etmişlerdir.
GENÇLERE SESLENDİ
Yaşı 25 olan gençlere de sesleniyorum. Ben sizi Allah için
seviyorum. Şu anda sizler 20 yaşındasınız. Bakınız İstanbul’a ben
Belediye Başkanı olduğum zaman 1994. O günden bugüne 19 yaş. AK
Parti iktidarı olarak demek 10 yaşındaydılar. Ama Tayyip Erdoğan
olarak alırsanız 19 yıl geçti. Sevgili gençler, Türkiye’yi biz çok
zor şartlar altında devraldık.
SEÇİLME YAŞINI 25'E KİM İNDİRDİ?
30 yaş seçilme yaşıydı, bunu 25’e kim indirdi? Biz indirdik. Ben 18
yaşla ilgili de çalışma yaptırtıyorum. Dünyada 18 yaş
uygulamalarını da Avrupa’da nedir, muhalif kesim 18 yaşı duydukça
hepsi çoluk çocuğa mı bırakacağız demeye başladılar. 25’te de bunu
demişlerdi. Dünyada oluyor da bizde neden olmasın? Burada da hak
eden, bu yarışta kazanan onlar da gelir aday olur. 18’e seçme
yetkisi veriyorsun, seçilme yetkisini vermiyorsun.
TAKSİM'E 4 AYAKLI KOYSAM SEÇTİRİRİM DİYEN KİM?
Yoksa geçmişte birilerinin söylediği gibi o da liderdi. Taksim
meydanına dört ayaklı koysam seçtiririm diyordu. Biz bunları da
gördük. Bu milletin evladı 18 yaşında da, ona da seçilme hakkını
vereceksin.
BAŞÖRTÜLÜ DİYE KIZLAR ÜNİVERSİTEYE GİDEMEDİ
Gençlerin şunu özellikle anlamasını istiyorum. Hem birkaç nesil
olarak, siyasi nesil olarak zorlu süreçlerden geçtik. Gençlerin
bizleri anlamalarını çok isterim. Bu ülkede inançlarından dolayı
nice insanımızın hayatı karartıldı. Öyle mi? Sadece baş örtüsü
takıyor diye halkının yüzde 99’u Müslüman olan Türkiye’de
üniversiteye kızlarımız gidemedi. Yurtdışına gitmek zorunda
kaldılar.
PARTİME KAPATILMA DAVASI AÇILDI
Ben İspanya’da yaptığım konuşmada bunu söyledim diye, partimin
hakkında kapatılma davası açıldı. O zaman CHP Genel Başkanı şunu
söylüyordu “Hamd olsun ki Ankara’da savcılar var”
Bunlar mı özgürlükçü? Bunlar mı özgürlükten yana? Bir genç kızın
başörtülü olduğu için okuma hakkı yok mu? Okumayacak mı? Bunları
yaşayan bir baba olarak ben de çok iyi biliyorum.
YAKINIMIN GELİNİNİ TECİZ ETTİLER
Başörtülü kızlarımızı, başörtülerinden tutmak suretiyle onları
yerlerde sürükleyenler bunun hesabını nasıl verecekler? Bu
olaylarda bile çok önemli bir yakınımın gelinini, Başbakanlık
ofisimin yanında, yerlerde süründürdüler, kendisini çocuğunu taciz
ettiler. Bu mudur özgürlük, çevrecilik? Bütün bunlara sabır sabır
sabır dedik. Ben bütün bunlara karşı halkımın duyarlılığı adına,
Kuzey Afrika’dan dönerken iki saatte toplanan İstanbullu bir şey
dile getirdi aslında. Asıl özgürlük budur dediler.
ONLARA GÖRE BİZ SİYASETTEN SİNEMADAN ANLAMAYIZ
Bunları bize yaşatan sadece devlet değildi, siyaset değildi. Bu
ülkenin bazı sanatçılarından, bazı STK’larından, medyasından, biz
her daim bu muameleyi gördük.
Hani bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adam diyorlar ya. Bu bakış
sadece bugünün değil on yılların bize bakışıdır. Halkına bakışıdır.
Onlara göre biz siyasetten, sinemadan, resimden şiirden anlamayız.
Estetikten mimariden anlamayız. Biz onlara alt tabaka okumamış
cahil verilenlere yetinesi gereken, zenci bir güruhuz. Bugün de
aynı nazarla bakıyorlar.
MAMAK ZİNDANLARININ ŞAHİDİYİZ
Biz yaşam tarzımız ne olacak dediğimizde saygı göstermediler. Biz
Mamak zindanlarının şahidiyiz. Mamak zindanlarında yatanları
ziyarete gitmek suretiyle kuyrukta bekleyenlerdendim. Biz Metris
zindanlarının da şahidiyiz. Diyarbakır zindanlarının şahidiyiz. Biz
dayatmayı iliklerimize kadar yaşamış bir nesil ve böyle bir
hareketiz.
ALKOL DÜZENLEMESİNİ MAĞDURİYETLERİ GİDERMEK İÇİN
YAPTIK
Ama biz hiçbir zaman intikam peşinde olmadık. Bize yapılanı
başkasına reva görmedik. Tek yaptığımız imtiyazları almak, hak ve
özgürlükleri evrensel manada tesis etmek olmuştur. İnanç
özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırdıysak bunun normalleşme
adına yaptık. Eğer alkol kullanımına düzenleme getirdiysek, bunu
birilerini mağdur duruma düşürmek için değil, mağduriyetleri
gidermek adına yaptık.
KUTUPLAŞMADAN TÜRKİYE'Yİ BÜYÜTECEĞİZ
76 milyon bir olarak beraber olarak kardeş olarak geleceğe
ilerleyeceğiz. Kimse kimsenin yaşam tarzına karışmıyor ve
karışmayacak. Hiç kimse hiç kimseye dayatma yapmıyor, yapmayacak.
Ortak noktada buluşacağız. Kutuplaşmadan, kutuplaştırmadan,
hassasiyetleri kaşımadan Türkiye’yi büyüteceğiz.
AŞAĞILAMAKTAN VAZGEÇSİNLER
Bu ülkede isminin başında sanatçı, profesör, gazeteci, yazar
sıfatı olanlar on yılların refleksiyle bu milleti aşağılamaktan
lütfen derhal vazgeçsinler. Gençlerin arkasına saklanarak,
imtiyazları için mücadele verenler bu çirkin oyunlarına son
vermelidir. Gençlerimiz de milleti aşağılayan çevrelere karşı çok
ama çok dikkatli olmalıdır.
GEZİ PARKI PİS KOKUDAN GEÇİLMİYOR
Bakın Gezi Parkı’ndan aldığım haberler ne biliyor musunuz? Gezi
Parkı pis kokudan geçilmiyor. Bunlar çevrecilik adına yapılıyor
değil mi?
MÜEZZİNİ TEHDİT ETTİLER
Ayakkabılarla Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi'ne gireceksin,
orada içeceksiniz. Bu ülkenin dini mabetlerine karşı bu
saygısızlığı yapacaksınız. Ne adına? Çevre adına. Caminin
müezzinini tehdit edeceksiniz, ondan sonra farklı şekilde
konuşturacaksınız; 'Böyle bir şey olmadı'... Ne olmadı, bütün
görüntüler elimizde. Cuma günü arkadaşlarımıza bunları görüntüyle
vereceğiz. Bunların hepsini milletim görecek. Milletimize bunların
hepsini sunacağız
AYNI AĞIZLA KONUŞUYORLAR
Bu olayların zamanlaması elbette son derece dikkat çekici.
Taksim’deki gösteriler büyütülerek abartılarak Türkiye tarafından
tehlikeli bir seviyeye çekilmek istenmiştir.
Bazı medya kuruluşlarının bu olayları büyütmek yaygınlaştırmak
adına nasıl sorumsuz yayınlar yaptığını gördük. Sözüm ona
sanatçıların, adeta emir almış gibi hep birlikte nasıl aynı ağızla
konuştuklarını, tahrik ettiklerini yaşadık.
AKİL İNSANLARA HAKARET
Kin ve öfkeyle hareket eden insanlar nefret suçu işlediler. Bugün
Taksim’de ifade özgürlüğü tehdit altında diye bağıran bir çok
marjinal grup, akil insanlar toplantılarını basmaktan terör
estirmekten geri durmadılar? Burada konuşamazsınız neden dediniz?
Akil insanlar karşınıza geldiler. Adımlar atılıyordu, neden
engellemeye çalıştınız? Hep aynı ekipler. Hepsinin tespiti var.
Polisime küfreden ana muhalefet partisinin bir milletvekili. Polis
teşkilatım davayı açıyor.
YENİ ANAYASA
Bunlar yeni anayasa falan istemiyorlar. Oyalamaca. Süre
koyamazsınız diyorlar. Bu ne demek? Sınırsız süresiz bir parlamento
çalışması olur mu? Bu işlerde pratiği olan deneyimi olan bir ülke
olacaksın, geri kalmış ülkeler 6 ayda bir yılda anayasa yapacak.
Biz bir buçuk yılı doldurduk hala 45 maddedeyiz. Dürüstseniz
yüklenin iş bitsin. Biz mevcut anayasayla yönetmeye devam ederiz.
Ama bizim verdiğimiz bir söz var. Gelin halkımızı oylamayalım.
Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur. Yaptıkları bu.
SOLCUYUM DİYENLERE FAİZ HATIRLATMASI
Gençlerimizin, solcu olduğunu, antikapitalist olduğunu iddia edilen gençlerin nasıl oyun içinde olduklarını görmeleri bakımından özellikle rica etmelerini istiyorum. 2002 yılında görevi devraldığımızda Türkiye’de gösterge faiz yüzde 63 seviyesinde, 116 milyar lira bütçemiz var. Bunlar anti emperyalist değil mi, kapitalizmin karşısındaysa, en önemli sömürü aracı faizse, ben onlara cevap veriyorum. Bu bütçenin 52 milyar lirası, yüzde 45’i faiz harcamalarına gidiyor.
FAİZ LOBİSİ 10 YILDA 642 MİLYAR LİRA KAYBETTİ
Yani benim vatandaşımın vergisinin her gelirinin, 100 lirada 45
lirası faiz lobisine gidiyor. Bir değişiği de toplanan verginin
yüzde 85’i faize gidiyordu. Ama bugün yüzde 15’i faize gidiyor.
Peki Türkiye bütçesi şu anda ne oldu? 404 milyar lira oldu. faiz
harcaması ne oldu? 53 milyar lira oldu. oran yüzde 13. On yılda
Türkiye’nin faizlerini düşürmek yoluyla yaptığı tasarruf, 642
milyar lira. 10 yılda milletimin 642 milyar lirası yine milletim
için harcandı.
Eğer 2002 yılındaki gibi kalsaydık tam 642 milyar lira, faiz lobisine gidecekti. Ama biz bu parayı tasarruf ettik. Bununla okullar yaptık, hastaneler yaptık, yollar yaptık, enerjide değişime gittik. Tarımda destekler getirdik, adalet emniyet sarayları yaptık. Yoksulun elinden tuttuk. Tabi bu durumdan faiz lobisi çok rahatsız. Ama bu dönemde faiz lobisi acayip kazandı. En büyük parayı faiz lobisi kazanmıştır. Az para değil tam 642 milyar lira kaybetmişler, buna tahammül edebilirler mi? Esnafın kazancını, işverenin sermayesini hortumlayan bu çevreler 10 yılda 642 milyar liradan olmuşlar.
Çok ilginç Mayıs ayında Türkiye 46 milyar dolarık bir havalimanı
yatırımına start veriyor. 22 milyar dolarlık santral için adım
atıyor. Borsa rekor kırıyor, faizler en düşük seviyesine iniyor.
Türkiye çok uzun yılların ardından IMF’ye borcunu sıfırlıyor.
GÜNEYDOĞU'DAN 6 AYDIR KARA HABER GELMİYOR
Bunların yanında çözüm süreci kararlılıkla ilerliyor. Artık
güneydoğudan 6 aydır kara haber gelmiyor. Türkiye adeta uçuşa
geçmişken bir bakıyorsunuz bu olaylar ortaya çıkıyor. Ağaç diyerek,
Topçu Kışlası AKM diyerek mızrak çuvala sığmaz.
HER ŞEY TAKSİM İÇİN
Bunların hepsi İstanbulumuz için hepsi Taksim’in daha
güzelleştirilmesi için.
İstanbul’un doğru dürüst hiçbir meydanı yoktur. Batı ülkelere
gittiğiniz zaman hepsinin devasa meydanları vardır. Biz istedik ki
trafiği yer altına almak suretiyle, bu egzoz gazlarından meydanı
arındıralım. Tamamiyle yayalaştıralım. Gezi Parkı diye anılan
bölgeyi, meydanla eşit seviyeye getirelim. Zaten çevresinde kot
yüksektir, orta bölge düşüktür, dolayısıyla o düzenlemeyi yapmak
suretiyle biz Taksim meydanını devasa görme şansına sahip
olacaksınız.
TOPÇU KIŞLASI YAPILIRKEN YEŞİL KATLİAMI
OLMAYACAK
Bir de Topçu Kışlası yapılırken yeşil katliamı söz konusu değil.
Böyle bir şey de olmayacak. İstanbul’un şehir müzesi yoktur.
Topkapı Sarayı'nın dışında bir şehir müzesi kazandırmış olacağız.
Biz bir AVM ifadesini kullandık diye tek alternatif bu diye
konuştular. Burası AVM’ye uygun bir yer de değil. Şehir müzesi
olarak Divan oteli tarafını konuştuk. Bunun bütününü yapsak
dediler, arkadaşlarım çalışma yapıyorlar. Bütün çevrede yetişmiş
ağaçlar olacağı gibi, süs bitkilerden tutun bodur ağaçlar
düzenlemenin içinde olacak.
WALL STREET EYLEMİNE BENZİYOR MU?
Gezi Parkı'ndaki hukuksuz işgali Wall Street eylemine benzetiyorlar. Orada faiz lobisinin havadan kazandığı milyarlarca dolara karşı itiraz vardı. Burada ise solculuk maskesi altında faiz lobisinin figüranlığı yapılıyor. Arada böyle bir durum var.
KILIÇDAROĞLU'NU NEDEN İSTİFAYA ÇAĞIRDI? AK PARTİ MİTİNGLERİYLE İLGİLİ NELER DEDİ? AYRINTILAR SONRAKİ SAYFADA
[PAGE]
CHP BU OLAYLARDA BAŞROL OYNAMAK İSTEDİ AMA
Şu son olaylarda Menderes’e kurulan tezgahın aynısıdır. Türkiye’de
huzursuzluk oluşturarak birileri kaybettikleri imtiyazları geri
almak istemektedir. Ama bu sefer millete toslamıştır.
28 Şubat’la müdahale senaryolarıyla 27 Nisan bildirisiyle
istediklerini elde edemeyenler emellerine ulaşmak istemektedir.
CHP ELİNİ YÜZÜNE BULAŞTIRMIŞ
Bu arada CHP her zaman yaptığı şeyi tekrar yapmak istemiş, ancak bu kez elini yüzüne bulaştırmış, artık geri vitese takmak suretiye toparlama gayreti içerisine girmiştir. İki yıldır sokak sokak direniş çağrısı yapan, toplumda gerilimi sürekli yükselten, Türkiye düşmanlarına kucak açacak, onlarla işbirliği yapacak kadar aklını ve izanını kaybeden CHP, bu olaylarda da başrol oynamak istemiş, bunu da becerememiştir.
KILIÇDAROĞLU EYLEMLERDE BOĞULDU
CHP formaları ile meydanlarda olanları gördük. CHP il ve ilçe başkanlarının yayınladıkları bildirileri gördük. İzmir'de Karşıyaka bizim teşkilatımız yakılmıştır, büyük bir tahribat verilmiştir. Çiğli ilçe teşkilatımız aynı şekilde. Şu ana kadar 12 civarında ilçe teşkilatımız böyle bir saldırıya uğramıştır. Bunlar mı demokrasi adına yapılıyor? Eylemlerin üzerine çöreklenmek isteyen CHP Genel Başkanı, kendi kurduğu tuzağa kendisi düşmüştür ve eylemlerde boğulmuştur.
KÜFÜR EDEN GENÇLERE PARA VEREN CHP MİLLETVEKİLLERİ
Türkiye genelinde inanç farklılıklarını alçakca tahrik eden CHP
milletvekilleri ihanetleriyle başbaşa kalmışlardır. Polise hakaret
eden, küfür eden, gençlerde para veren CHP milletvekilleri... Bu
gençleri de anlayamıyorum. O verdikleri bir kaç kuruşa muhtaç
duruma düşmüşlerdir. Parlamento'nun, hatta siyasi tarihin yüzkarası
olma payesini elde etmişlerdir.
TOMA'LAR SALDIRI
İşte bu sabah bakıyorsunuz bir eylemci TOMA araçlarına
molotofkokteyli atıyor ve iki tane TOMA aracımız yanıyor. Bunların
yolu bu. Niye? Atatürk Kültür Merkezi’ndeki o pankartlar paçavralar
indirilmesin diye.
REYHANLI SALDIRISININ BİR NUMARALI FAİLİ
YAKALANDI
11 Mayıs 2013'te Hatay Reyhanlı'da meydana gelen ve 52 kardeşimizin
şehit olduğu patlamaların faili yakalandı. Eylemlerin
gerçekleşmesinde her aşamada rol alan, eylem için lojistik destek
sağlayan ve bombalı araçları kullanan tüm şahıslarla irtibatları
sağlayan Nasır Eskiocak isimli şahıs polisimin, jandarmamızın ve
istihbarat birimlerimizin çalışmaları neticesinde dün gece 23.30
sıralarında Hatay Yayladağı ilçesi sınır mevkisinde yakalandı.
Başarılı operasyonlarından dolayı polisi ve jandarmamızı
kutluyorum.
KILIÇDAROĞLU'NU BİR KEZ DAHA İSTİFAYA DAVET
ETTİ
CHP’nin böyle genel başkanla, yardımcılarıyla, milletvekilleriyle
yol alamaz hale gelmiştir. CHP Genel Başkanı’nı bir kez daha ben
istifaya davet ediyorum. Tabi diyeceksiniz ki sayın genel başkanım
bunun orada kalmasında fayda var. Çünkü burada var, kalırsa daha
güçlü oluruz diyeceksiniz ama. Biz bir tarafta demokrasilerde güçlü
muhalefete ihtiyacımız olduğu için istiyorum. Türkiye adına millet
adına hiç olmazsa CHP adına, oy vermiş kardeşlerimiz adına CHP
genel başkanı o koltuğu derhal liyakat sahibi birine
devretmektedir.
TÜRK BAYRAĞI YAKILDI
Son iki haftadır devam eden olaylarda Türk bayrağı yakıldı. Bunu
gördünüz değil mi? Gazi Mustafa Kemal ile İmralı fotoğrafları
yanyana kullanıldı. Taksim meydanında günlerce terör örgütü ele
başlarının fotoğrafları ay yıldızlı bayrağımızla yan yana
sallandırıldı. CHP bu örgütlerin hamisi olmuştur. Taksim meydanında
sökülecek üç beş ağaç için bütün terör örgütlerinin arkasına
saklanan CHP, gençlerin ölmesini engellemek adına hiçbir legal
partiyle bir araya gelmemiştir.
MİLLETİM 7 AY SONRA PROVOKASYONLARIN HESABINI SANDIKTA SORACAK
Bu eylemler CHP’nin CHP politikasının iflasıdır. CHP’nin çıkarmaya çalıştığı kaosun eseridir. Milletim yeri ve zamanı geldiği an, 7 ay sonra bütün bu provokasyonların hesabını soracaktır. Ben buna inanıyorum.
MEDYAYA ÇAĞRI
Yaşananlar Türkiye için dostları ve düşmanları için çok açık bir
sınavdır. Medya, STK’lar, sermaye grupları için açık bir sınavdır.
Kimin nerede durduğu, Türkiye için demokrasi için hangi tarafta
durduğu ortaya çıkmıştır.
Burada dosta da düşmana da bazı hususları ilan etmek istiyorum. Kendisini Türkiye’nin yegane sahibi olarak görenler bundan vazgeçsinler. Türkiye demokrasisine en güçlü şekilde sahip çıkacaktır. Türkiye’de millet egemenliğine el uzatmak bilinsin ki hiç kimsenin haddi değildir. Bu millet 27 Mayıs’ı ve merhum Menderes’i unutmadı, Özal’ı unutmadı, 28 Şubat’ı ve merhum Necmettin Erbakan’ı unutmadı, unutmayacak. Bu millet bugün de kendine hizmet edenleri bağrına basıyor.
YÜZDE 50'Yİ SOKAĞA ÇIKARMADIK
İstanbul'da havalimanında muhteşem
bir kalabalıkla, muhteşem bir çoşkuyla karşılandık, önceki gün
Adana'da bir sürprizle karşılandık, Mersin muhteşem bir muhabbetle
bizleri karşıladı. Kapalı spor salonu tıklım tıklım dolduğu gibi
ondan çok daha fazlası dışarıdaydı. Ankara'da havalimanından
Akköprü'ye kadar insan selinin, araç selinin arasında birkaç saat
içinde 4 miting gerçekleştirdik.
EDEP İÇİNDE
MİTİNG
Milletimizle beraber ve yüzbinler havalimanından Ankara'nın merkezine kadar birlikte yürüdük. Biz hiç kimsenin karşısına yüzde 50'yi çıkarmadık, çıkarmayız. Biz insanları sokağa dökmeyiz. Ne yaparsak hukuk içinde yaparız, demokrasinin verdiği haklar çerçevesinde yaparız. Biz kırıp dökenlerden asla olmadık, olmayacağız. Hukuk içinde, demokrasi içinde, edep ve adap içinde mitinglerimizi yapar, orada da hesabımızı sandığa saklarız.
DİŞLERİNİ SIKARAK
GELİŞMELERİ İZLEYEN MİLLETİM MEYDANLARDA EDEP DERSİ
VERECEK
Bu hafta sonu, saat 17.00'de Ankara Sincan'da, pazar günü saat
17.30'da İstanbul'da dev bir miting yapıyoruz. Derdimiz aslında sayıları yarıştırmak değil,
korku için ürkütmek için değil, 'bakın biz daha çoğuz' demek için
değil, sessiz yığınların sesini duyurmak için meydanlara çıkıyoruz.
Milletin burada olduğunu, var olduğunu, milletin seçtiği Başbakan'a
ve ekibine, hizmetkarlarına sahip çıktığını göstermek için bir
araya geliyoruz. Haftalardır evinde, sükunet, sabır, itidal içinde
adeta dişlerini sıkarak gelişmeleri izleyen milletimin, sokakların
altını üstünü getirenlere nasıl ders verdiğini, nasıl edep ve adap
öğrettiğini göstermek için meydanlarda toplanacağız.
ENSELERİNDE
OLACAĞIZ
Bunlar gelip geçer. Bugün ne
yaptığını bilen bir kadro iş başında. Haddini, hududunu
bilmeyenlere de had ve hudud bildiren bir hükümet iş başında. Bu
teröristlerin de ensesinde olacağız. Polisimize dil uzatanların, el
uzatanların hatta polis katledenlerin bunu yanına bırakmayız.
Bu vesileyle şehit polisimiz Mustafa Sarı'yı yadediyorum. Gösteri
yapan ve samimi duygularla oralara gittiğini kabul ettiğim gençleri
özellikle buralardan uzak tutup bu işi bitirin diyorum. Bundan
sonra bu iş sona ermiştir. Sizleri itidale davet
ediyorum.