Bu sözler Başbakan'ı çok kızdıracak!
Abone olABD'nin eski Ankara Büyükelçisi Edelman'dan ABD yönetimine söylediği sözler AK Parti hükümetini çok kızdıracak.
ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi Edelman, iktidar
partisinin otoriter eğilimler gösterdiğini söyledi. Durumun
gittikçe kötüye gittiğini de kaydeden büyükelçi 'AK Partiyi
şımartmaya son vermeliyiz!' dedi.
ABD’deki muhafazakâr düşünce kuruluşu Dış Politika Girişimi’nin
yıllık konferansında Ortadoğu’ya yönelik bir panelde konuşan
ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Eric Edelman, yargı, medya ve
ordunun saldırı altında olduğunu ifade etti. Edelman, Türkiye’nin
bir dizi konuda ABD’nin desteğine ihtiyaç duyduğunu vurgulayarak
“Kendimiz için büyük siyasi ve ahlaki bir tehlike yarattık. AKP
hükümetini şımartmaya son vermemiz gerektiğini düşünüyorum” diye
konuştu.
Cumhuriyet'in haberine göre, ‘Süper güç’ kuruntu AKP’nin dış
politikasını da eleştiren Edelman, Başbakan Erdoğan ile Dışişleri
Bakanı Davutoğlu’nun ideolojik eğilimlerinin “Türkiye’yi mevcut
yola soktuğunu” söyledi. Edelman, Türkiye’nin AB üyelik hedefinden
uzaklaştırıldığını öne sürdü. Davutoğlu’nun Ortadoğu’da süper güç
olma iddiasında bulunduğunu belirten Edelman bu iddiayı “kuruntu”
olarak niteledi.
Edelman, “AKP hükümetini şımartmaya son vermemiz gerektiğini
düşünüyorum. AKP’nin, ABD için, ABD’nin AKP’ye olduğundan daha
fazla önem taşıdığına inanmalarına izin vererek kendimiz için büyük
siyasi ve ahlaki bir tehlike yarattık. Bu saçmalık çünkü bir dizi
konuda Türkiye kesinlikle ABD’nin desteğine ihtiyaç duyuyor” diye
konuştu.
KILIÇDAROĞLU İLE DOST OLUN
ABD’nin CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile dostluk kurmaya
çalışması gerektiğini söyleyen Edelman, Kılıçdaroğlu’nun parti
içinde bazı değişikliklerin ardından gerçek bir muhalefet lideri
olabileceğini de belirtti. Türkiye’nin bugün temel kimliği ile
ilgili büyük ve çekişmeli bir tartışma içinde olduğunu ifade eden
Edelman, bunun ülkenin uluslararası sahnede kendini nasıl gördüğü
konusunda önemli bir faktör olacağını vurguladı. Edelman, Başbakan
Tayyip Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun “temel
ideolojik eğilimlerinin Türkiye’yi mevcut yola soktuğunu ve bunun
devam edeceğini” söyledi.
KUSURLU DEMOKRASİ GÖNDERMESİ
Türkiye’nin 1950’lerden bu yana “kusurlu bir demokrasi” olmayı
sürdürdüğünü ifade eden Edelman, Ergenekon, Balyoz gibi davaların
hükümet karşıtlarını mahkemeye göndermek için kullanıldığını,
Fethullah Gülen cemaatinin polis ve istihbarata sızdığını, on
binlerce insanın dinlendiğini ve ülkede bir “korku iklimi”
oluştuğunu vurguladı. Politikadan sorumlu eski ABD Savunma Bakan
Yardımcısı, “Bu davalarda olabilecek zerre kadar doğruluk payı da
kanıtların imal edilmesi yüzünden geride kaldı” dedi.
12 Eylül’deki referandumda kaybedenlere karşı hükümetin “yüce
gönüllü” olma niyeti göstermediğini ifade eden Edelman, reform
paketiyle ilgili “Bu yargıyı özgürleştirmek ya da onarmak için
değil açıkça yargıya yandaşlarını doldurma çabası” diye konuştu.
Edelman gerçek bir alternatifin olmaması nedeniyle iktidarın hesap
vermesini gerektiren mekanizmanın da gerektiği gibi çalışmadığını
ve bu nedenle Türk siyasetinin giderek daha otoriter bir yöne
saptığını kaydetti.
Bu süreçte Edelman, ABD’nin Türkiye’de insan hakları, basın
özgürlüğü ve hukukun üstünlüğüne destek vermesi gerektiğini ve ABD
Başkanı Barack Obama’nın Erdoğan’ı her gördüğünde bunları gündeme
getirmesinin önemine değindi.
DAVUTOĞLU'NUN KURUNTUSU
AKP’nin dış politikasını da eleştiren Edelman, hükümetin Türkiye’yi
AB’ye üyelik hedefinden uzaklaştırdığını belirtti. Davutoğlu’nun
Türkiye’nin Ortadoğu’da bir süper güç olması gerektiğini
düşündüğünü söyleyen Edelman, “Türkiye’nin Ortadoğu’da bir süper
güç olma görüşü açıkça yeterlilik kuruntusuna sahip birine ait
olabilir” diye konuştu. Edelman Türkiye’nin komşularıyla sıfır
politikasının da başarıya ulaşmasının zor olduğunu kaydetti.
IRAKLI ATATÜRK
Edelman, Irak savaşı sırasında Türkiye’de görevliyken eski ABD
Dışişleri Bakanı Henry Kissinger ve başkalarının Iraklı bir
Atatürk’e ihtiyaç duydukları şeklinde yorum yaptıklarını da
söyledi. Edelman, “Eğer Iraklı bir Atatürk olsaydı büyük olasılıkla
onu insan hakları ve dini özgürlükler raporlarında eleştirirdik”
dedi. Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarken ordunun rolü,
devletin ekonomideki rolü, dinin toplumdaki rolü ve etnik kökenin
rolü gibi soruların açık kaldığını savunan Edelman, ABD’nin
Türkiye’ye yönelik dış politikasının ülkenin ulusal kimliğine
yönelik bu yanıtlanmamış soruları çözmeye yardım etmek olduğunu
kaydetti.