TSK olası bir çatışmada Suriye ordusuna karşı ne yapar? "Ordu Şam'a" çığlıkları atılıyor ancak eldeki silahlar, pek iç açıcı değil. CNN Türk Haber Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Boratav, iki ülkenin hava savunma kapasitesini karşılaştırdı. Buna göre Türkiye'nin füzeleri 1950'li 60'lı yıllardan kalma ve ABD'nin 20-30 yıl önce devreden çıkardığı silahlar Türkiye’nin elinde her türden ve her yaştan 2.000 kadar uçaksavar topu ve yine her türden ve yaştan yaklaşık 350 batarya hava savunma füzesi var. Bunların çoğu 50’li, 60’lı yıllarda ilk kez üretilmiş silahlar. Elimizdeki en yeni nesil hava savunma silahı Stinger, o da 80’lerin ürünü. Buna karşılık Suriye’nin elinde, 90’lı yılların tasarımı olan ve 2007’de aldığı 50 batarya Pantsir S-1 de olmak üzere bine yakın füze bataryası ve 4.000 uçaksavar topu var. Uluslararası kaynaklara baktığızda Türkiye’nin hava savunma kapasitesi şu şekilde ortaya çıkıyor: Birincisi elimizde 70 kadar MIM-14 Nike-Hercules uzun menzilli hava savunma füzesi var. Bunlar 50’li yıllarda yapılmış, özellikle Rusların yüksekten uçan stratejik bombardıman uçaklarını vurmak üzere tasarlanmış silahlar. ABD’de çoktan devreden çıkmış, biz de bunları artık devre dışı bırakıyoruz. Sonra, MIM-23 Hawk orta-menzilli füzeler geliyor. Elimizde 16 batarya halinde elli kadar Hawk füzesi var. Hawk 50’li yılların silahı, ancak Türkiye’nin elindeki XXI modeli, modernize edilmiş, daha etkili hale getirilmiş, daha iyi bir radarı da var. Ama ABD’nin Hawk XXI’leri 2002’de devre dışı bıraktığını unutmamak lazım. Geriye hava savunma sistemimizin asıl omurgasını oluşturan iki silah sistemi kalıyor. İngiliz üretimi, orta menzilli Rapier füzeleri; bunlardan seksen küsur batarya var. Roketsan tarafından lisans anlaşmasıyla üretimi de yapılabiliyor. Rapier de, 60’lı yılların ürünü, ama çeşitli modernizasyon aşamalarından geçmiş durumda. İngiltere 2020’lere kadar kullanacağını sonra devre dışı bırakacağını açıkladı bile. Rapier’ler genellikle askeri tesislerin ve stratejik önemi olan sivil hedeflerin savunması için konuşlandırılmış durumda. Ve son olarak bir dönemin efsane silahı Stinger. Çok etkili bir kısa menzilli-alçak irtifa hava savunma silahı. Unutmayalım, Afganistan’da mücahitler Sovyet uçak ve helikopterlerinin hava üstünlüğünü bu silahla sıfırladı. Stinger, resimde de göründüğü gibi, bir asker tarafından, omuzdan atılabilen, radarı olmayan, görerek ateşlenen ve hedefini kızılötesi ışınları, yani uçak motorunun yaydığı ısıyı izleyerek bulan bir silah. Menzili, hava şartlarına bağlı olarak 5 ila 8 km arasında değişiyor. Türkiye’nin elinde 850 adet bulunduğu tahmin ediliyor. Stinger aslında 80’lerde devreye girdi, ama şimdi ASELSAN, bu roketlerden sekizini, bilgisayarla kontrol edilen bir rampanın üzerine yerleştirdi, rampayı da bir zırhlı personel aracı üzerine koyup “Atılgan” adını verdikleri, son derece başarılı bir silah sistemi yaratmış oldu. Şu anda Suriye sınırına gönderilenler işte bu Atılgan’lardan Türkiye’nin elinde 150’den fazla var. (Aynı şekilde, dört Stinger’li rampanın bir 4x4 arazi aracı üzerine yerleştirilmiş şekli de var, onun da adı Zıpkın.) Tabii bir de, Suriye sınırına gönderildiğini gördüğümüz uçaksavar topları var. Oerlikon-Rheinmetall üretimi çift namlulu bu silahlardan TSK envanterinde yaklaşık 700 tane var. Büyük kısmı 20 mm, 2 kilometre menzilli, daha az bölümü 35 mm, ve 4 kilometre menzilli. Bu toplar da 50’li yılların sonunda devreye girmiş. Ancak aşama aşama modernleştirilmiş, 35 mm’lik son modeli balistik füzelere de karşı etkili. Mermisinin içinde tungsten alaşımlı çok sayıda “mermicik” var, mermi hedefe varmadan dağılıyor, ve bu mermicikler, deyim yerindeyse, hedefin önünde çelik bir duvar oluşturuyor. Bunun dışında 20 mm’lik Rheinmetall Mk.20 Rh202 ile 40 mm’lik Bofors ve M42 Duster uçaksavar topları var ama bu son ikisinin koleksiyon değeri daha fazla olabilir.