Bu şeref kime ait beyler?
Abone olBu acı tabloya dikkat çeken Güneri Civaoğlu Rum kesimine dikkat çekiyor ve soruyor:Bu şeref kime ait?"
1959 yılında Türkiye'nin o dönemki adı ile Avrupa Topluluğu ile
ilişkileri başlamıştı. Bugün ise hala tam üyelik görüşmeleri için
tarih bile alamayan ülkemiz o dönem Doğu Bloku bünyesinde bulunan
ve AB için ismi telafufuz edilmesi imkansız diye düşünülen ülkeler
AB için imza atmaya gidiyor. Yunanistan'a. Türkiye için acı bir
başka yön ise Kıbrıs işte onun hikayesini de ve acı sonucunu da
Milliyet'in usta yazarı Güneri Civaoğlu yazdı. Şeref kime ait?
Yunanistan'ın - Apo'ya yardım skandalı ile düşen - eski Dışişleri
Bakanı Pangalos'tan bir itiraf: "Kıbrıs'ın bir gün AB üyesi olması
sadece hayaldi. Bu konu kendisine açıldığında eski Başbakan Andreas
Papandreau 'olacak şey değil' demişti. Çünkü, AB'ye (o zamanki
adıyla AET'ye) 1981'de Yunanistan üye olurken ihmal edilemez koşul
olarak Türkiye'yi rahatsız etmemesi kaydı dayatılmıştı. AB'ye tam
üyelik bir yana, Kıbrıs'ın AB ile Gümrük Birliği anlaşması
yapmasına bile - Türkiye'yi rahatsız eden diye bakılıyordu. Oysa
şimdi, Kıbrıs'ın AB'ye tam üyelik anlaşması imzalanıyor. İnanılır
gibi değil." Bu inanılmaz olanı yapmak başarısı kime ya da kimlere
ait? O şeref Atina yönetimine mi ait?.. Yoksa - çözümsüzlüğü çözüm
belleyen ve aşamada yanılan - Ankara'da ve KKTC'deki kimilerine mi?
Akıl hastanesini boylardı O yıllarda, Kıbrıs'ın AB'ye tam üyelik
töreninin Atina'da yapılacağını ve Türkiye Dışişleri Bakanı'nın da
hazır bulunacağını birisi söylese "zırdeli" diye tımarhaneye
atılırdı. Ama... Bütün bunlar gerçeğe dönüşmekte. Bugün kadim
Yunanda Bergama Kralı Attalos'un yaptırdığı antik agorada
aralarında Kıbrıs Cumhuriyeti'nin de bulunduğu 10 yeni üye ile AB
arasında anlaşma imzalanacak. İki tarafında mermer sütunların
sıralandığı 200 metrelik bir uzun mekan... Bir kürsü ve
anlaşmaların imzalanacağı masa. Buraya sadece 250 kişi alınacak.
Zirveye katılan Fransa Cumhurbaşkanı Chirac ve başbakanlar... AB,
25 üyeli oluyor. Ateşteki kestaneler Bu durumda Dışişleri Bakanı
Gül ne yapacak? Törenin ilk gününde yer almayabilir. Türkiye'nin
temsil edilmemesi gibi bir manzara oluşur. Alkışlara
katılmayabilir... Kıbrıs anlaşmayı imzalarken, sütunlar arasından
birkaç dakikalığına bahçeye çıkabilir... Bu hareketlenme, bütün
dünya televizyonları ve gazete sayfaları için bulunmaz malzeme
olacaktır. Hem, imza sırasında çıksa bile aile fotoğrafı çekilirken
aynı kareyi paylaşacak ve Kıbrıs Cumhuriyeti'ni aynı ailenin bireyi
olarak kabul etmiş görünmeyecek mi? Çok zor bir konum. Ateşteki
kestaneleri tutmak hep Gül'e düşüyor. 2. tezkere, ateşle ilk
sınavıydı. İkincisi, Atina'daki bu tören. 11 Aralık Kopenheg
zirvesinin ıskalanması, Ankara politikasını ya da politikasızlığını
köşeye sıkıştırdı. Annan planı asisti de çok kötü harcandı. Bakınız
şimdi BM Güvenlik Konseyi karar almış... "Kıbrıs artık AB
sorunudur" diye açıklama yapmış bulunmakta. Atina zil takmış
oynuyor. Hem bu törenin yansıtacağı manzaralar için... Hem de
Türkiye'nin ABD ile arasına kara kedi girdiği için. Gene de
Türkiye'nin AB zirvesinde temsili ve ılımlı kişiliği ile bu yükü
Abdullah Gül'ün omuzlaması kötü seçeneklerin iyisidir. Beterin
beteri var Hayal bile edilemeyenler dizisini sürdürelim. Gün
geliyor... Kıbrıs Cumhuriyeti, AB Dönem Başkanlığı'nı alıyor.
Türkiye ile tam üyelik görüşmelerini yürütüyor. Resmen tanımadığı
bir devletin Dışişleri Bakanı ile aynı zamanda AB Dönem Başkanı da
olduğu için aynı masada oturuyor. Tam üyelik görüşmelerini
sürdürüyor. Demokrasi, insan hakları, KKTC ve Ege sorunlarında
sorgulamaları cevaplandırıyor. Dahası... Sırada Ege var. 6 - 8 ay
içinde diyalogla çözüm olmazsa Helsinki zirvesi ve dün Türkiye'ye
verilen katılım belgesiyle öngörüldüğü gibi Yunanistan, Ege
anlaşmazlığını, La Haye Uluslararası Adalet Divanı'na götürecek.
Türkiye'nin AB'ye üyeliği için Kıbrıs'ın yanı sıra, Ege'de çözüm de
koşul oluşturacak. Bir kez daha aynı soru: "Sahi bu başarı kimin,
kimlerin? Atina yönetimlerinin mi?.. Yoksa, - çözümsüzlüğü çözüm,
politikasızlığı politika belleyen - Ankara ve KKTC'den kimilerinin
mi?"