Bu salaklarla darbe olmaz
Abone olEmekli Paşa Oramiral Atilla Kıyat'ın sözleri ortalığı karıştıracağa benziyor. Emekli Paşa'ya göre bu darbeciler salak!
İNTERNETHABER
Haber Merkezi
Türkiye’de asker siyaset ilişkilerini en iyi bilen isimlerden biri olarak kabul edilen Emekli Oramiral Atilla Kıyat, 32.Gün’de asker siyaset ilişkisini ve yazdırıldığı iddia edilen “irticaya karşı eylem planı”nı değerlendirdi. Kıyat, Türkiye'deki darbe korkusuyla ilgili olarak sivillere seslendi ve içlerinin rahat olmasını istedi. Kıyat, 'Bu kadar salak insanların darbe yapmaları mümkün değil' diye konuştu.
İşte Kıyat'ın 32. Gün'deki sözleri;
BU KADAR SALAK İNSANIN DARBE YAPMASI MÜMKÜN DEĞİL
Darbeden korkanları şu şekilde rahatlatayım. Eğer hakikaten bu doküman gerçekse, ve darbe yapmayı düşünen bir grup varsa ve bu kurmay albayın imzasıyla bu dokümanı hazırlayıp Ergenekon davasında gözaltında olan birine ulaştırdıysa siviller çok rahat olsunlar bu kadar salak insanların darbe yapmaları mümkün değildir. Darbe çok kötü bir şeydir ama zeki insanın, cesur insanın yapabileceği bir şeydir. O bakımdan çok rahat olsunlar eğer bu doğru bir dokümansa. Beni bağışlasın arkadaşlarım eğer böyle bir şeyi hazırladılarsa ne yapayım böyle nitelendiriyorum. Ama darbe yapmayı düşünenlerin de salak olması beni son derece mutlu ediyor.
TSK'DA DARBE KONUŞULMAZ DERSEM İNANMAYIN
Ben size dersem ki silahlı kuvvetlerde hiç darbe konuşulmaz buna inanmayın. Ama darbe konuşulmaz derken kastım şu. Darbe yapalım diye konuşulmaz. Nasıl bugün kahvelerde, içki masalarında ne olacak bu memleketin hali diye konuşuluyorsa öyle konuşulur. Bazı komutanlarımız der ki, halkımız bizi çok sessiz buluyor. Halkımız bizden artık bir şey bekliyor. Biz şu sırada da bu kadar müdahil olmazsak sonra Türkiye hiç ümit edilmeyecek yerlere gidebilir. Öbürkü de derki hayır canım burada korkulacak bir şey yok.
ANDIÇI TSK HAZIRLAMIŞ OLSA SÜREÇ NE OLURDU?
[PAGE]BÖYLE BİR PLAN TSK'DA HAZIRLANACAK OLSA NASIL BİR SÜREÇTEN GEÇER?
Üç alternatiften bahsediliyordu. Birincisi ortadan kalktı. Sayın Genelkurmay Başkanı sorunun kendisine sorulması bile bir hakarettir dediyse demek ki silsile-i meratip ile bir emir yok.
Diyelim ki bir Genelkurmay planı hazırlanacak. Genelkurmay planı için önce yukarıdan bir direktif verilir. Bu konuda bir plan hazırla diye. Der ki şu konuda bir çalışma yap, bir plan hazırla. Bu talimat verilebilir. Bu talimatı bir Kurmay Albay kaleme alabilir. Yani yazar bu Kurmay Albay bunu. Ama bu kurmay albay bunu yazdıktan sonra, harekat başkanlığındaymış galiba bu arkadaş, harekat başkanlığındaki daire başkanlarından birinin emrindedir bu arkadaş. Bu daire başkanın onayına gider. Daire başkanı bu evrakı diğer harekat başkanlığının daire başkanlarıyla koordine eder. Onlar da katıldıkları yerler vardır. Katılmadıkları yerler vardır, paraf ederler. Bu paraf edilmiş doküman, harekat başkanı korgenerale çıkar. Harekat başkanı korgeneral aynen kabul edebilir, iade edip bazı yerlerini düzelttirebilir. Ama ikinci başkana çıkmadan önce diğer başkanları ile koordine eder. İkinci başkan onaylıyorsa bu Genelkurmay Başkanı’na arz olunur. Genelkurmay Başkanı imzayı basar. Bu Genelkurmay’ın planı olur.
BELGE DOĞRUYSA BİLE TSK DARBEYİ ÖNLEMİŞTİR
Bir albay herhangi bir direktif almadan kendi başına böyle bir şey yazdıysa, ciddi bir durumdur, ama korkulacak bir durum değildir. Yani darbe olacak açısından korkulacak bir durum değildir. Ama silahlı kuvvetlerin içinde çok az da olsa hala kendi başlarına bir şey yapabileceklerini düşünenlerin var olmuş olması ciddi bir durumdur. Onun için zaten derhal soruşturma emri verilmiştir. Askeri savcılık harekete geçirilmiştir.
Ama bakın bu girişimleri yapanlar, ben gene doğruysa diyorum, çünkü dava daha sonuçlanmadı. Dava sonuçlandığı zaman diyebileceğiz hakikaten bunlar buna teşebbüs etmiş mi etmemiş mi? Doğruysa bunlar kuvvet komutanı, bunlar dört yıldızlı generaller, dört yıldızlı amiraller. Bence bir de madalyonun öbür yüzüne bakıp, silahlı kuvvetlerin bunu nasıl halledip onların dört yıldızını rağmen bunu yaptırmamasının da taktirini silahlı kuvvetlere sunmak lazım. Bir de madalyonun bu yüzünü görmek lazım.
E- MUHTIRA HATAYDI, BÜYÜKANIT İSTİFA ETMELİYDİ
[PAGE]“Bir Genelkurmay Başkanı Türkiye ile ilgili endişelerini kamuoyu önünde ve muhtıra şeklinde hükümete sunmaz. Bir Genelkurmay başkanı bu endişelerini haftalık ikili görüşmelerinde, Milli Güvenlik Kurulu’nda dile getirir. Bu endişeleri dile getirmek görevidir, kanıtlarını sunmak onun görevidir. Peki bir Genelkurmay Başkanı bunu bilmez mi? Bilir. Buna rağmen genelkurmay başkanı bu muhtırayı niye vermiştir. Benim başkomutanım seçilecek kişi cumhurbaşkanıdır. Dolayısı ile ben baş komutanım ile ilgili fikir beyan edebilirim. Türkçesi de ben sayın Abdullah Gül’ü başkomutan olarak başımda görmek istemiyorum demiştir. Ama kısa bir süre sonra da televizyon ekranlarında ağızlarını kapatıp gayet birbirleriyle samimi şekilde espiriler yapabilen gülebilen bir hale gelmiştir. İşte askeri erozyona uğratan budur. O muhtıra verilmemeliydi. Verildikten sonra geri püskürtüldüyse ve muhatabınız parti yüzde 47 oy alıp istemediğiniz Cumhurbaşkanı da başkomutanınız olduysa orada yapılacak şey silahlı kuvvetleri erozyona uğratmamak için istifa müessesesini çalıştırmaktır.”