Bu restoranta giren 'kör' oluyor
Abone olEmpati yapmak ister misiniz? Mesela "görme engelli" olsaydınız hayat nasıl olurdu? Bu restoranta giren "kör"lüğü yaşıyor.
Beyoğlu’nda bulunan bir restoran, müşterisine "körlüğü"
yaşatıyor. Görme engelli vatandaşların yaşamlarına dikkat çekmek
için restoranda yemek servislerini görme engelliler yaparken,
müşteriler de karanlıkta yemek yiyor, müzik dinliyor.
Empati yapmak ister misiniz? Mesela "görme engelli" olsanız
hayat nasıl olurdu? Bir restoranta gittiğinizde neler
yaşardınız?
Galata Diyalog Derneği’nin işlettiği restoranda işte bunu
deneyimliyor ve görme engellileri daha iyi anlama imkanına sahip
oluyorsunuz.
Elbette çıkışta da "gören gözlerinize" şükrediyorsunuz...
Restorant zifiri karanlık... Müşteriler içeri birbirlerinin
omuzlarından tutunarak giriyorlar. Canlı müzük ve dans var... Ancak
belirttiğimiz gibi herşey zifiri karanlıkta...
IŞIKSIZ DÜNYA
Restoranta giriş 100 lira... Bu ücret Galata Diyaloğ Derneği'nin
görme engelliler projesine gidiyor. Girişte cep telefonu, çakmak
gibi tüm eşyalar bırakılıyor. Niyet, ihtiyaç duyduğunuz anda dahi
en küçük bir ışıktan mahrum olmanın içinizde yaratacağı
idrak...
GARSONLAR VE MÜZİSYENLER GÖRME ENGELLİ
Restorantın en önemli özelliği, garsonların ve sahne alan
müzisyenlerin görme engelli olmaları. Misafirler masalarına
oturduktan sonra masa üzerindeki eşyalar anonslarla onlara
tanıtılıyor. Çatal ve bıçağınızı bulduysanız ve gece boyunca da
elinizin altında tuttuysanız gerisini rahat getiriyorsunuz.
4 DUYU İLE YAŞAMAYI ÖĞRENİYORSUNUZ
Görme engellilerle müşterilere alışılmışın dışında bir konsept
sunan projenin yönetmeni Nuri Kaya, “2.5 saat hayata mola
verdiriyoruz" dediği bu ilginç restorantı şöyle anlatıyor;
“4 görme engelli müzisyen akustik olarak Türk ve dünya müziklerini
yapıyorlar. Bir yandan yemek yiyorsunuz, bir yandan piste çıkıp
dans ediyorsunuz. Tüm bu faaliyetlerimiz zifiri karanlıkta oluyor.
Aslında 2 buçuk saat hayata mola veriyorsunuz. Bildiğiniz her şeyi
unutup, karanlıkta tekrar başka bir gözle, farklı bir algı kurarak
hayatı kavramaya çalışıyorsunuz.
Aslında bu proje ‘görmeden de hayat mümkün’ diyor. Bizim 5 duyumuz
var. Gördüğümüz için diğer 4 duyumuzu yeterince kullanmıyoruz.
Sonra bu 4 duyuyu yeterince kullanarak uygulayan görme engellilere
şaşkınlıkla bakıyoruz. Halbuki hiç buna gerek yok. İnsanın 5 duyusu
var. Bu 5 duyunun her birisi hayata ilişkin birçok bilgi taşıyor.
Yemek müthiş bir eğlence. Bizle yemek yemiş bir kişinin hayatı
boyunca burada yaşadığı duyguyu unutması pek mümkün değil. Çünkü
yaşadığınız duygunun görsel bir karşılığı yok. 2 buçuk saat sonra
yemek yedikten, dans ettikten sonra size bilmeden yediğiniz
yemeklerin, garsonların ve müzisyenlerin fotoğrafları
veriliyor”.