ENERJİ ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Türkiye’nin hedefinin gelecek 10 yılda güneş ve rüzgar kaynaklı yenilenebilir enerji projelerinde en az 10 bin megavatlık kapasite olduğunu söyledi. ABD'de düzenlenen IHS CERAWeek 2017 Enerji Konferansı'nda yaptığı konuşmada Türkiye'nin, hidroelektrik, güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynakları bakımından potansiyelinin büyük olduğuna işaret eden Albayrak, son yıllarda yenilenebilir enerji maliyetlerinin düştüğünün ve bu alanda da yatırımları arttığının altını çizdi. Albayrak, sadece geçen yıl rüzgârda bin 400 megavatlık kapasitenin sisteme dâhil edildiğini kaydederek, Türkiye'nin enerji portföyünün en az üçte ikisinin yerli enerji kaynaklarından karşılanmasının hedeflendiğini vurguladı. Rüzgar enerjisi, Türkiye’yi enerjide dışa bağımlılıktan kurtaracak yerli kaynaklar arasında önemli bir temiz enerji türü. Son yıllarda rüzgar enerjisinde özellikle Türkiye’nin kıyı şeritlerinde ciddi yatırımlar yapıldı. Ancak uzmanlara göre, Türkiye rüzgar enerjisine daha fazla ağırlık vermeli. Dünya Rüzgar Enerji Birliği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, “Nasılsa doğalgaz kullanıyoruz diye enerjinin etkin kullanımı ve yenilenebilir enerjiye gereken önem verilmedi yıllardır. Oysa Türkiye'nin rüzgar enerjisindeki yeri, Çin'den ve Amerika'dan sonra dünya üçüncülüğüdür. En ucuz enerji, rüzgar. Potansiyelimiz çok yüksek ama onu değerlendiremiyoruz, geç kalıyoruz ve rüzgar boşa gidiyor. Rüzgar enerjisine ne kadar öncelik verirsek petrole o kadar az para vereceğiz. Yenilenebilir enerji, kullanıldıkça ucuzlar. Türkiye'nin şu andaki rüzgar enerjisi potansiyeli 150 bin megavat. Kullanabildiğimiz ise 6 bin megavat. Yani 25'te biri” şeklinde konuşuyor. BAZI SORUNLAR PROJELERİ ENGELLİYOR Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Serdar Ataseven ise Türkiye'nin 2023 yılında yenilenebilir enerji hedefleriyle ilgili plan hazırlamaya ihtiyaç duyduklarını belirterek, yatırımların artması ve piyasadaki faaliyetlerinin artması için de bunları destekleyecek plan ve mevzuata ihtiyaç duyduklarını söylüyor. Ataseven, bazı sorunlardan dolayı rüzgar enerjisiyle ilgili projeler üretilemediğini ve inşaat halinde olan proje sayılarının da 861 megavata gerilediğini söyleyerek, Türkiye'de faaliyette olan rüzgar enerjisinin, yenilenebilir enerji içindeki oranının giderek artacağını dile getiriyor. Avrupa’da ilk kez kurulu rüzgar enerjisi gücü, kömürle çalışan elektrik santrallerinin toplam enerji üretimini aştı. Bu artış dolayısıyla önümüzdeki 10 yıl içerisinde hem karada hem de denizde kurulacak rüzgar enerjisi gücünün kat kat artacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Geçtiğimiz yıl Avrupa’da rüzgar türbinlerine yapılan yatırım miktarı 30 milyar doları aşmış. Uzmanlara göre ilerleyen yıllarda açık deniz yani ‘offshore’ rüzgar türbinlerinin oranları da hızla artabilir. ROMANTİK HİKAYE DEĞİL Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) İcra Direktörü Fatih Birol da Irish Independent'e verdiği demeçte, yenilenebilir enerjinin artık romantik bir hikâye değil gerçek bir iş olduğunu belirterek, hükümetleri daha fazla destek verme konusunda uyarıyor. Güneş ve rüzgar enerjisinin daha ucuz kömür ve gaz karşısında zor zamanlar yaşadığına dikkat çeken Birol, hükümetlerin kömür ve gaza verdikleri teşvikleri azaltmalarının oldukça önemli olduğunu vurguluyor. Hükümetlerin gelecekte fosil yakıtların kullanımını en aza indirmek için daha öngörülü davranarak yenilenebilir enerjiye teşvikleri arttırmaları gerektiğini söyleyen Birol, güneş ve rüzgarın kömür ve gaz ile bazı pazarlarda iyi rekabet edebildiğini ama önümüzdeki yıllarda da yenilenebilir enerjiye devlet desteğinin sürmesi gerektiğini ve bunun çok önemli olduğunu belirtiliyor.