NESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA
Hepimizin en çok
merak ettiği soru. "Bu pazar seçim olsa hangi parti iktidar olur?"
Son yıllarda yaptığı isabetli seçim tahminleriyle diğer araştırma
şirketlerini geride bırakan Andy-Ar'ın kurucusu Faruk Acar, ekim
ayı başında yaptıkları son anket verilerini ilk kez
İnternethaber'den Nesrin Yılmaz'la paylaştı.
İşte Andy-Ar'ın 31 ilde 2037 denekle
yaptığı "Bu pazar seçim olsa ne olur" araştırması sonuçları ve
Acar'ın açıklamaları...
YÜZDE 98 GÜVEN ARALIĞINDA BİR
ÇALIŞMA
Türkiye'de Eylül ayının sonu itibariyle Türkiye'nin gündemine
paralel bir çalışma yapıldı. Türkiye'nin siyasi gündem Eylül ayı
çalışması. Toplam 2037 denek ile, telefonla görüşmeyle yapılmış
olan ve toplam 31 ilde, yüzde 98 güven aralığında yapılmış olan bir
çalışma, hata payımız yüzde 2 civarında.
BU PAZAR SEÇİM OLSA NE
OLUR?
Tabii bu çalışmanın içerisinde biz Türkiye'nin içinde
bulunduğu şartları vatandaşa soruyruz, yönlendirmeli olan sorular
ve açık uçlu sorular olmak üzere değerlendirmeler alıyoruz. Henüz
değişim göstermiş olan bir iktidar partisi, seçimlerin
akabinde acaba yeni Genel Başkan'ın liderlik pozisyonu
partili taban tarafından kabul görmüş mü? Bunun dışında IŞİD
meselesi özellikle son birkaç aydır belkide Türkiye'nin
gündemini oluşturan bir noktaya ilerledi, onunla ilgili de bir
değerlendirme aldık.
Ama aslında en dikkat çekici olan, bizim müşterilerimizin de
araştırmanın başlangıcında görmediği ama en dikkat çekici olduğunu
düşündüğü ve son sayfayı açarak görebildiği ve Türk halkının da
yakından takip ettiği "Bu pazar seçim olsa ne
olur" şeklinde bir sonuçla başlayalım;
HANGİ SONUCA GÖRE
BAŞARI
Şu an itibariyle AK Parti'nin başarılı olup olmaması,
cumhurbaşkanlığı seçiminde elde edilen yüzde 52'yle mi, bir önceki
yerel seçimlerde alınan yüzde 43 küsu oyla mı, yoksa son 2011
seçimlerinde alınan yüzde 52'lik bir oy oranı ile mi test edilecek.
Tabi bu herkese göre değişkenlik gösterebilir fakat en doğrusu
yüzde 50 civaraında olan ve bu bantlarda gezinen bir AK Parti
oranından söz edebilirdik. Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve yerel
seçimler biraz daha adayların ön plana çıkmasıyla beraber
partilerin oy oranlarını önemli ölçüde etkileyecek
faktörlerdir.
Ama 2011 seçimlerinde AK Parti'nin oy oranını
yüzde 50 olarak kabul edersek, kararsızlar dağıtıldıktan sonra
bugün itibariyle;
AK PARTİ- %46,4
CHP- %24,8
MHP- %14,3
HDP- %8,8.
Fakat burada dikkat çekici olan bir konu var. Kararsızlar,
"cevap yok" ve "fiktim yok"lar dağıtıldıktan sonra elde edilen
sonuç bu. Aslında "kararsızları dağıtmadan" diyebileceğimiz bir
tablo var karşımızda. Bu da çok dikkat çekici, çünkü kararsızlar
artık 2'inci parti konumuna sahipler.
Kararsızlar dağıtılmadan; Bu pazar seçim
olsa;
AK Parti- %34,4
CHP- 18,5
MHP- % 11
HDP- %6
İKİNCİ PARTİ "KARARSIZLAR
PARTİSİ"
Bu sonuçlara göre % 34,4 oy oranı olan AK Parti'yi hemen takip
eden parti CHP değil, kararsızlar partisi. Dolayısıyla bu kadar
kararsızın oluştuğu bir dönem akabinde genel seçimlerde her an çok
farklı sürprizlerle de karşı karşıya kalabiliriz. Kararsızlar daha
önceki seçimlerdeki gibi oransal olarak dağılmayabilir, yeni bir
oluşum, yeni bir beklenti ya da insanların özellikle dikkate değer
bulacağı bir yapılanma söz konusu olur ise bu kararsızların
eğilimini önemli ölçüde etkiler.
İKTİDARDAN EDEBİLECEK BİR
ORAN
Bugün itibariyle edindiğimiz izlenim özellikle MHP'nin birkaç
puan yükselişe geçtiği. Dolayısıyla bu % 25,9 (karasızlar) oy oranı
bir partiyi ikinci parti konumuna sokabilecek ya da partiyi
iktidardan düşürebilecek bir oy oranı. Çok yüksek bir orandan söz
ediyoruz. Bu oran, CHP'nin ya da MHP'nin tarihi boyunca almadığı
bir oran. Bir partinin %25 gibi bir havuza sahip olması yüksek bir
oran ve çok önemli bir oran, bütün dengeleri altüst edebilir.
Özellikle, genel seçimlere giderken, bugün Türkiye'nin
gündemini oluşturan konular iç siyasetin dışında dünyanın içinde
bulunduğu siyaset gelişmeleri konjonktür olarak Ortadoğu'da yaşanan
sıkıntılarla gündem bulmuş durumda. IŞİD meselesi tabi burada çok
önemli. Yanıbaşımızda yaşanan olayları Türkiye şu an itibariyle
izliyor, belki siyasi olarak politik adımlar gerçekleşiyor ama
vatandaş şu anda bunları sadece izliyor.
ERDOĞAN'IN YENİLMEZLİĞİ SÜRDÜRÜLEBİLECEK
Mİ?
Özellikle AK Parti ve CHP seçmeni üzerinde bir yenilenme
olduğunu kabul edersek. -CHP'de yaşanan kongre ve AK Parti'de
yaşanan lider değişikliğinden söz ediyorum.- "Yeni bir süreç
başlayacak mı, acaba Erdoğan'ın yenilmezliği Erdoğan'dan sonra
sürdürülebilecek mi" şeklinde soru işaretleri var. Biz de bu
çalışmada bunun ne kadar gerçek olduğu ve AK Parti'nin hangi
noktada olduğu, CHP ve diğer muhalefet partilerinin hangi konuma
sahip olduğuna dair bir çalışmaydı bu. Bu oy oranlarına
baktığımızda, "Ahmet Davutoğlu nedeniyle oranlar böyle" ya da "IŞİD
meselesinden dolayı böyle" demek çok doğru bir yaklaşım değil. Bu
bir rutin süreç.
YÜZDE 85, "IŞİD TERÖR
ÖRGÜTÜDÜR"
Bizim bugünlerde, özelikle siyasetin gündemine ilişkin
üzerinde durduğumuz bir mesele yok. Bu tamamen yanıbaşımızda
yaşanan olayların Türkiye'ye yansımasıyla gündemi oluşturan olaylar
haline gelmesiyle sonuç buldu. Özellikle son bir iki aydır yaşanan
bu olaylar Türkiye'nin gündemini değişmez bir gündem haline
getirdi. "Peki bu ne kadar sürer, Türkiye'de vatandaşlar bunu nasıl
okuyor, bunun yansımaları Kürtler üzerinde nasıl etki bırakıyor,
çözüm sürecine bir katkısı ya da zararı mı olacak, hükumet bu
süreci nasıl yönlendirebilecek" gibi bazı soru işaretleri var ve bu
olayların ana temelinde IŞİD gibi bir örgütten söz ediliyor ve bu
örgütün Türkiye'deki okunması nasıl gerçekleşiyor.
Biz bunları da halkımıza sorduk; IŞİD'in terör örgütü olarak
görülmesi yüzde 85 oranına kadar çıkmış durumda. "IŞİD'in Türkiye
üzerinde olumsuz etkileri olur mu" şeklindeki yaklaşımlara da % 60
civarında önemli bir kesim "IŞİD bir terör örgütüdür ve Türkiye
için bir tehdit oluşturuyor" gibi bir yoruma geçmiş durumda.
Dolayısıyla bu yüzde 25 gibi kararsız olan kitlenin aslında sadece
lider değişikliği yüzünden değil, ülkede dış politika gibi bir
sorunun varlığına işaret ettiğini gösteren bir durum.
Araştırmalarımızda, seçmenlerin olayları değerlendirirken, o anki
ya da birkaç gündür gündem duyduğu tereddütle beraber bir tercih
yaptığını görüyoruz.