Bu mu Avrupa'daki çağdaşlık?
Abone olYunanistan'da bir öğrenciye Arnavut diye bayrak taşıtılmazken, Fransa'da ise cezaevi ziyaretine sansür uygulanıyor.
Yunanistan'ın bir kasabasında okul birincisi Arnavut öğrenci
törende Yunan bayrağı taşıyacak diye ayaklanma çıktı. 1-AB'nin
göbeğinde şeriat Atina Hükümeti, Lozan Anlaşması'ndan ötürü
‘‘Müslüman azınlık’’ diye tanımlanan Batı Trakyalı Türklere, kendi
atadığı müftüler aracılığıyla şeriat hükümlerini uygulatıyor.
Kocalar, eşlerinden üç kez ‘‘boş ol’’ diyerek ayrılıyor, çocukların
velayeti otomatikman babaya geçiyor. Kız çocuklar mirasın üçte
birini alabiliyor. Yunanistan'ın Batı Trakyalı Türklere, 1923
tarihli Lozan Anlaşması uyarınca ‘‘Müslüman azınlık’’ oldukları
gerekçesiyle İslam yasalarını layık görmesi yüzünden, demokrat
Avrupa'nın bu köşesinde şeriat hüküm sürüyor. İnsan hakları ve
demokrasinin kalesi Avrupa Birliği'nin bir üyesi olan Yunanistan'ın
Batı Trakya bölgesindeki 100 bin Türk, Suudi Arabistan'ı andıran
bir hukuki iklim içinde yaşıyor. Fransız haber ajansı AFP'nin, Batı
Trakya'da kadın hakları mücadalesi veren Şükran Raif'in verdiği
bilgilere dayandırdığı habere göre, kocalar eşlerini üç kez ‘‘boş
ol’’ diyerek terkediyor ve kadının yeniden evlenmesi halinde
çocukların velayeti otomatikman kocaya geçiyor. Ayrıca kız çocuklar
mirasın ancak üçte birini alabiliyor, üçte ikisi erkek çocuklara
kalıyor. GÜÇ MÜFTÜLERDE Batı Trakya'nın AB'nin en yoksul
bölgelerinden biri olduğunu kaydeden AFP, bu bölgede aile
hukukundan, Atina'nın atadığı üç müftünün sorumlu olduğunu yazıyor.
Türk azınlık, müftülerin Kuran hükümlerine göre karar vermesine
boyun eğiyor. Bazıları da müftünün kararını kabul etmeyerek hakkını
mahkemede arıyor. Ancak Türk avukat Adem Bekinoğlu'nun verdiği
bilgiye göre Yunanlı yargıçlar, Müslüman azınlığı ilgilendiren
konularda yetkili olmadıklarını ileri sürerek, davaları yeniden
müftülere havale ediyorlar. Bu arada bazı dindar ailelerin
kızlarını örtünmeye zorlayıp, okula göndermediği, okullardaki
eğitimin de son derece kalitesiz olduğu belirtiliyor. Yunanlı
yetkililer ise Müslüman azınlık arasında reform girişiminde
bulunamadıklarını, çünkü Türkiye'nin en ufak bir müdahaleyi
provokasyon konusu yaptığını ileri sürüyorlar. 2- Arnavut diye
bayrak taşıtmadılar Yunanistan'ın Nea Mihaniona kasabasında okul
birincisi olan Arnavut öğrenci yarınki resmi geçitte Yunan
bayrağını taşıyacak diye kasabada ayaklanma çıktı. Arnavut genç
ırkçılığı protesto amacıyla hakkından feragat etti. Okul ikincisi
olan Yunanlı kız da ırkçılığı kınayarak, ‘‘Bayrağı taşımam’’ dedi.
Görev üçüncüye kaldı. OLAY ilk kez üç yıl önce patladı. Selanik
yakınlarındaki sekiz bin nüfuslu Nea Mihaniona kasabasının ortaokul
son sınıfında okuyan Arnavut öğrenci Odesias Çenai okul birincisi
oldu. Böylece Yunan eğitim yasasına göre, her yıl 28 Ekim'de
yapılan ulusal bayrak resmi geçit törenlerinde Yunan bayrağını
taşıma hakkını kazandı. Ancak Yunanlı öğrenciler ve veliler
ayaklanıp bir Arnavut'un Yunan bayrağını taşımasına karşı çıkarak
okulu işgal edince tartışmalar büyüdü. Hatta Cumhurbaşkanı Kostis
Stefanopulos, öğrencinin bayrağı taşımasını isteyerek ‘‘Bir yabancı
bayrağımızı taşımak istiyorsa bu bayrağımızı daha da
şereflendirir’’ dedi. Ancak buna rağmen olaylar durmadı. Ve sonunda
Arnavut öğrenci bayrağı taşımayacağını açıkladı. Bunun üzerine
görev, okul ikincisi olan Katerina Kalfaki'ye verildi. Üç yıl
sonra, yani bugün lise son sınıfta olan Arnavut öğrenci Odesias
Çenai yine okul birincisi olunca olaylar yeniden patladı. Film
yeniden başa sarıldı. Veliler ve öğrenciler okulu işgal edip
eğitimi durdurdular. Okulun duvarlarına ‘‘Yunanlı bayrak senindir’’
diye sloganlar yazıldı. Nea Mihaniona Belediye Başkanı Yannis
Mavromatis da protestoculara destek verince olay daha da büyüdü.
Kasabanın ana caddesine ‘‘Bayrağımız Yunanlılarındır’’ yazılı büyük
bir pankart asıldı . KATERİNA'NIN BAŞKALDIRISI Sonunda okul
birincisi Çenai, ‘‘Büyük bir hayalkırıklığı yaşıyorum. Üç yılda
keşke birşeyler değişseydi’’ deyip tepkileri milliyetçi ve ırkçı
olarak gördüğünü, bu nedenle de bayrak taşımayacağını bildirdi. Üç
yıl önce toplum baskısı sonucu bayrağı taşıyan okul ikincisi
Katerina Kalfaki, Çenai'nin ardından yine okul ikincisi olmuştu.
Ancak bu sefer baskılara boyun eğmedi, arkadaşıyla tam bir
dayanışma içinde ırkçılığı protesto amacıyla bayrağı taşımayacağını
ilan etti. Böylelikle yarınki törende bayrağı taşımak okul
üçüncüsüne kaldı. 3- Cezaevi sansürü Fransız Hükümeti, TBMM İnsan
Hakları Komisyonu üyelerinin, Strasbourg'da cezaevindeki Türk
vatandaşlarını ziyaret etmelerine izin vermedi. Fransızlar, ‘‘15
gün önceden izin alınmalıydı’’ diyerek talebi reddettiler. Komisyon
Başkanı Mehmet Elkatmış, komisyon üyeleri Cavit Torun, Hakan Taşçı
ve Gökhan Sarıçam’ın gezisi öncesinde Dışişleri Bakanlığı
aracılığıyla cezaevinde incelemelerde yapılabilmesi için girişimde
bulunuldu. Alınan ön onaya dayanarak, iki cezaevinde incelemelerde
bulunulması heyetin programında yer aldı. Ancak komisyon üyeleri,
Strasbourg'a gittiklerinde yetkililer, ‘‘15 gün önceden başvuru
yapılması kuralını’’ gerekçe göstererek ziyarete izin verilmediğini
bildirdiler. Komisyon üyesi Torun, ‘‘Bizim ülkemizde böyle birşey
sözkonusu olduğunda değil 15 gün, 15 saat içinde izin bile söz
konusu oluyor. Bununla da yetinmiyor, onlarla birlikte gidiyoruz.
Ama buna rağmen binbir türlü eleştiri alıyoruz’’ dedi.
Kaynak:Hürriyet