Bu MİT Esad'ı bile Şam'dan'dan getirir

Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, bugünkü yazısında MİT'e abartılı övgüler yağdıran kesimlere yüklendi.

"Atma Ziya" başlıklı köşesinde 49 konsolosluk görevlisinin kurtarılmasında başrol oynayan MİT'e yönelik kutlamaları kaleme alan Hakan'ın hedefinde, hükümete yakın medya organları vardı. İşte o yazıdan bir bölüm:

"EN ÇOK ÖVEN BEN OLMALIYIM"

IŞİD'in elinden kurtarılan 49 konsolosluk görevlisinin yankıları sürüyor. Rehinelerin sağ salim ülkeye dönmeleri

TABİİ ki rehinelerin saçlarının tek teline bile zarar gelmeden kurtarılması büyük başarıdır.
İster IŞİD kendi elleriyle bıraksın.
İster Arap aşiretleri üzerinden iş halledilsin.
İster sessiz diplomasiyle sonuç alınsın.
İster bin türlü komplo akla gelsin.
İster bin türlü pazarlık yapılsın.
İster araya bin türlü aracı konmuş olsun.
Hiç fark etmez.
Önemli olan rehinelerin kurtarılmasıdır.
Ve sağlanan başarı önemlidir.

Ama her başarıyı olduğu gibi bu başarıyı da "mübalağalar" yıkacak gibi...
İşte görüyorsunuz: Hükümete yakın medya organlarında "hükümeti ve MİT'i takdis şenlikleri" başladı bile: Kimi sanki Musul fethedilmiş gibi hava üstüne hava basıyor.
Kimi "Rehineler işte böyle kurtanlır, ABD bile bu kadarını yapamaz" diye uçuşa geçiyor.
Kimi "Bu MİT var ya bu MİT... Esad'ı bile Şam'dan alır getirir kardeşim" diye gaz üstüne gaz veriyor.
Kimi Mehter marşları eşliğinde destanlar döktürüyor.
Kimi Hakan Fidan'ı en çok öven ben olmalıyım diye kastırdıkça kastırıyor.

Bir acı soru kalacak ortalık yerde: Rehin alınanlar kimlerin ihmali sonucu rehin alınmıştı?