Bu mektup DYP'yi karıştırır
Abone olBir süre önce DYP Başkanlık Divanı ve GİK üyeliğinden istifa eden Mehmet Ali Bayar, Star Gazetesi'nin Yazarı Hadi Özışık'a zehir-zemberek bir mektup yazdı...
Yakın siyasi geçmişimizin etkin aktörlerinden Mehmet Ali Bayar,
bundan bir süre önce DYP Başkanlık Divanı ve Genel İdare Kurulu
(GİK) üyeliğinden istifa etti. Bayar, Gazetesi yazarı Hadi Özışık'a
parti içi eleştirilerini içeren bir mektup yazdı. İşte o
mektup:
- İki satır bir kulis yazdım, karşılığında sayfa dolusu bir cevap
geldi. "Ağar'ın küskünü" dediğim Mehmet Ali Bayar'ın yazdığı zehir
zemberek bir mektup aldım. O mektubu kısabildiğim kadar kıstım, ama
içindeki mesajları mektup uzun diye kesip atamadım. Ağar'a, parti
yönetimine ciddi ve ağır suçlamalar var gelen mektupta..
Bayar'ı dinliyoruz:
"Ben yazdığınız gibi "Mehmet Ağar küskünü" değilim. Benim siyasi
tavrım tepkim ve çıkışlarım kişisel değil, Türkiye'nin yönetimine
ilişkin duruşumuzu ilgilendiren, ilkesel siyasi meseledir.
(...) Benim Sayın Ağar ile aramda parti yönetim anlayışı ve siyasi
yaklaşım farklılığı bulunmaktadır. Bu farklılık yaklaşık 11 aylık
bir ortak mesai sonunda parti Başkanlık Divanı ve GİK üyeliğinden
istifama yol açan nedenlerin başında gelmektedir.
İstifama neden olan hususlar parti yönetim anlayışı çerçevesinde
varlığını sürdürmektedir. Bu hususu Sayın Ağar, bana kısa süre önce
yeniden görev teklif ettiği zaman kendisine tekrarladım... (...)
Kaldı ki, siyasi partilerde görev talep edilmez, göreve seçimle
gelinir. DYP, Türkiye'nin ve kendisinin nesnel şartları
muvacehesinde suratle yeni bir kongre ihtiyacı içindedir. Bu
sadece, DYP tabanının ve teşkilatlarının değil, Türkiye'nin de
somut bir talebidir. Zira, Turkiye alternatifsiz, tek partili, tek
seçenekli, tek sesli, tek boyutlu, tek kadrolu, tek medyalı, tek
holdingli, tek adamlı bir siyaset ve yönetim modeline ister istemez
sürüklenmektedir. Ne 81 yillik Cumhuriyetimiz, ne 60 yıllık ve
bizim öncüsü olduğumuz demokrasimiz, ne de sancılı, kadersiz,
gergin çoğrafyamız böyle bir seçeneği kaldırabilir.
(...) Ben partili partisiz herkesle görüşüyorum. (...) Bu
görüşmeleri takip eden hafiye bozmalarının da bu görüşmelerde neler
konuşulduğunu bildiklerini biliyorum. (...) Parti konuşturulmadığı
için, partili kendisine konuşacak mekan, zemin ve ortam arıyor.
Benim yöneticilere tavsiyem partinin konuşturulmasıdır. Tabii ki
onu dinlemek şartıyla...
DYP'nin süratle demokratlaşması, parti içi hukukunu keyfilikten
kurtarıp, hukukuka saygılı hale dönüşmesi gerekmektedir. (...) İl
Başkanları konuşabilmelidir. Teşkilatlar konuşabilmelidir. Türkiye
değişmektedir, partilerin yönetim anlayışları da
değişebilmelidir.
-İl Başkanları, ilçe başkanları, belediye başkanları, yerel
yöneticileri, üyeleri, sempatizanları, hatta genel merkez
yöneticileri, keyfiliğin, baskının, sevgisizliğin, kovuşturmanın,
güvensizliğin, şüpheciliğin ve hukuksuzluğun muhatabı haline gelme
istidadındaki bir partide, tezvirat siyasetin, dedikodu söylemin
yerini alır. (...) Sayın Genel Başkan'ın mevcut sorunları ve
zorlukları aşacak meşru yolları, yani adil, hukuki ve düzgün bir
kongre toplama vaadini yerine getirmesini beklemeyi ve her türlü
olumsuzluklara rağmen doğru buluyorum.
(...) DYP kimsenin, ne benim, ne delegenin, ne kurucusunun, ne eski
ve yeni genel başkanının, ne de mevcut genel başkanının babasının
malı değildir. DYP milletin ve tarihin malıdır. Millet ve
Türkiye'nin tarihi DYP'ye sahip çıkacaktır. Eğer DYP, millete ve
tarihe layık olursa..."
Bir dokundum, bin ah işittim desem yeridir!
Bu mektup çok şey anlatıyor...
Tabii ki anlayana!
Yazı: Hadi Özışık
Kaynak: