Bu köyde damat olmak kolay değil
Abone olBilecik Merkeze bağlı Deresakarı köyünde hala sürdürülen gelenekler nedeniyle damat ve sağdıçlar düğün gününde zor anlar yaşıyor.
Bilecik merkeze bağlı Deresakarı köyünde uzun yıllardır
düğünlerde uygulanan ''damat ve sağdıç ile yakınlarının hayvanların
su içtiği oluğa atılması, sırtlarına binilmesi, 3 litre su içilmesi
zorunluluğu, damatlığın köy meydanında giyilmesi, arkadaş grubunun
verdiği görevlerin itirazsız yerine getirilmesi'' gibi gelenekler
sürdürülüyor.
Deresakarı köyünde yıllardır uygulanan ilginç gelenekler düğünlere
ayrı bir renk katıyor. Damat Hüseyin Sarıkaya'nın düğününde de
geleneklerin tamamı uygulandı.
Gelin davul, zurna eşliğinde evinden alınarak, köy çıkışındaki
hayvanların su içtiği oluğun yanına getirildi. Önce burada bekleyen
damat ve sağdıç, havanın soğuk olmasına aldırış edilmeden düğüne
katılanlar tarafından oluğa atıldı.
Daha sonra yaşlısı, genci, çocuğu düğüne katılanlar birbirlerini
oluğa atmaya başladı. Oluğa atılmak istemeyen kişi köylülerin
vereceği cezayı kabul etmek zorunda kaldı.
Burada ıslanan damat Sarıkaya ve sağdıç, hamama giderek tıraş oldu.
Bu sırada imam ve bir grup köylü tekbirler getirerek düğün evinden
damatlıkları alıp köy meydanına geldi, başka grup da damadı
hamamdan alarak türküler eşliğinde köy meydanına getirdi.
İmam ve köylülerin önünde damada elbiseleri giydirildi. Daha sonra
köy muhtarı İsmail Cam, damada düğün geleneklerini hatırlattı ve
evlenebilmesi için buna uymasının zorunlu olduğunu bildirdi.
Damat Hüseyin Sarıkaya geleneklerin tamamını yerine getirmeye söz
verdi ve düğün yapıldı.
BİZİM DÜĞÜNLER NEŞELİ, BİRAZ DA SULU
GEÇİYOR
Muhtar İsmail Cam, yaptığı açıklamada, gelenek ve göreneklerine
göre erkek düğünlerinde bu tür cezaların verilmesinin normal
olduğunu söyledi.
''Kendi düğünümde ben de oluğa atılıp verilen her cezayı yerine
getirdim'' diyen Cam, şöyle konuştu:
''Bu nedenle bizim düğünler neşeli, biraz da sulu geçiyor.
Köyümüzün erkek düğünlerinin özelliği budur. Biz de küsme, darılma
yoktur, bu bir adettir. Artık birçok düğün ya sadece nikahla ya da
salonlardaki sade törenlerle geçiştiriliyor. Bizim düğünlerimiz ise
coşkulu geçiyor. Biz geleneğimizi devam ettirmek istiyoruz.''
Köylerinde damat ve sağdıç olmanın kolay olmadığını ifade eden Cam,
şunları söyledi:
''Düğün gecesi yakının evinde toplanan damat ve sağdıç,
arkadaşlarının tüm isteklerini yerine getirmek zorundadır. İzin
verilene kadar ayakta duran ikili kendiliğinden oturursa, izin
verilmeden konuşur veya gülümserse, devreye hemen arkadaşlarının
cezaları girer. Grubun ortak kararıyla alınan cezalara göre, damat
ve sağdıcının önce elbiseleri tamamen çıkartılarak tersinden
giydiriliyor ve ağızlarına çorapları tıkılıyor. Ardından ikili,
havanın soğuk olmasına aldırış edilmeden dışarıdaki çeşmede
yıkanıyor. Bu cezalarla yetinmeyen arkadaşları, damat ve sağdıca
eşek kılığına sokarak sırtlarına biniyorlar veya en az 3 litre su
içiriyorlar. Eğer damat ve sağdıcı itiraz ederlerse 6 litre su
içmek zorunda kalıyor.''