Bu kan emiciler şifa dağıtıyor

Başta Rusya olmak üzere Almanya ve Amerika gibi ülkelerde kliniklerde uygulanan sülük tedavisi çeşitli hastalıklara iyi geliyor.

Sülüklere kan emdirme metodunun halk tarafından merak edilen, ancak kulaktan dolma bilgilerle uygulanan bir tedavi şekli olduğuna dikkat çeken Dr. Kasım Altıntaş, ''Sülüklerle tedavi çok eskiden beri yapılan bir uygulamadır. Amerika ve Avrupa'da yetkili kurumlarca akredite edilmiş ve eczanelerde tedaviye uygun sülüklerin satılmasına müsaade edilmiştir. Sülük tedavisinin ilginç
tarafı, benzeri olmayan bir tedavi şekli olmasıdır. Bu da belki tedavide kullanılan sülüklerin özellikleri ile alakalıdır" dedi.

SÜLÜKLERİN ERKEK VE DİŞİSİ YOK

Sülüklerin erkek ve dişisi olmayan, işitme organı ve gözleri bulunmayan, ama kuvvetli dişleri olan canlılar olduğunu anlatan Altıntaş, "Ülkemizde tıbbi anlamda kullanılabilen, hatta Avrupa'ya dahi ihraç edilen sülük türü yetişmektedir. Sülükler, kan emmenin haricinde kan emme işlemi sırasında önemli noktaları uyarıyor. Kanı emerken salgıladıkları ve kan emdikleri yere verdikleri biyo aktif maddeler çok faydalı. Tedavi edici özellikleri, salgıladıkları bu 100'ün üzerindeki maddelerde gizlidir. Bu
maddeler, kanın pıhtılaşmasını engelleyici, pıhtı eritici, mikrop öldürücü, kas gevşetici, çeşitli hücrelerin ve liflerin tamir edilmesini sağlayıcı, ağrı kesici, tansiyon dengeleyici gibi özelliklere sahiptir. Ayrıca sülük salgısında güçlü antioksidan etki var'' diye bilgi verdi.

Altıntaş, sülüğün hangi rahatsızlıklarda kullanılabileceğini şöyle sıraladı:
''Damar tıkanıklıklarında, eklem romatizmasında, baş ağrılarında, migrende, göz tansiyonu ve buna bağlı görme kayıplarında, hemoroid, felç, tiroid problemleri, infertilite gibi hormonal bozukluklarda, iyileşmeyen yaraların tedavisinde, ani işitme kayıplarında, kopan organ tamirlerinde, estetik amaçla yüz gerdirmede, ağız içi problemlerinde sülük tedavisi netice veriyor.''

Faydalarıyla ilgili birçok yayının yapıldığı sülükten iyi bir sonuç elde etmek için dikkat edilmesi gereken birçok husus olduğunu anlatan Altıntaş, bu tedavinin mutlaka hekim kontrolünde yapılması gerektiğini kaydetti.