Bu işte bir MİT yeniği var!
Abone olFikri Sağlar'ın, 'Balçiçek Pamir MİT'le görüştü' iddiası doğru çıktı. Olayın çarpıtıldığını idida eden Pamir, Sağlar'a dava açacak. Sağlar ise karşı davaya hazırlanıyor.
Fikri Sağlar'ın yeni kitabında, gazeteci Balçiçek Pamir'e
ilişkin iddialara yer vermesi ortalığı karıştırdı. Sağlar,
"Balçiçek Pamir, benimle yaptığı röportajın ses kayıtlarını
MİT'e verdi" derken, Pamir bu iddiaya şiddetle karşı çıkıyor ve
dava açacağını söylüyor. Sağlar da, karşı dava açacağını söylüyor.
Gelin isterseniz bu akıl karıştırıcı olayın öyküsünü Mustafa
Mutlu'nun bugün köşesine taşıdığı "Sağlar'la görüşen
Balçiçek Pamir'miş" yazısından öğrenelim:
Yazı: Mustafa Mutlu
Kaynak: www.vatanim.com.tr
Eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar, TBMM Susurluk
Araştırma Komisyonu Üyesi'yken kendisiyle röportaj yapan bir kadın
gazetecinin, görüşme bandını MİT'e verdiğini iddia etmişti.
Ben de bıkmadan usanmadan bu kadın meslektaşımın kim olduğunu
bulmaya çalışmıştım.
Çünkü Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi'ne göre,
bir gazeteci gizli haber alma servisleriyle birlikte çalışamazdı.
Dolayısıyla Sayın Sağlar'ın iddiası aydınlatılmazsa, mesleğimiz bir
büyük yara daha alacaktı.
Sonunda amacıma ulaştım. Sabah Gazetesi'nin Yazı İşleri
Müdürleri'nden Balçiçek Pamir, nihayet suskunluğunu bozdu ve dün
bir açıklama yayınlayarak Fikri Sağlar'la görüşen gazetecinin
kendisi olduğunu söyledi.
Ama Sağlar'ın tüm iddialarını reddetti.
Pamir'in açıklaması özetle şöyleydi:
"Söz konusu söyleşiyi Aktüel Dergisi'nde çalışırken 1998 yılında
yaptım. Sağlar ana teması Susurluk olan söyleşide MİT Yasası'nın
değiştirilmesi doğrultusunda hazırlık yaptığını söyledi. MİT'in
çağa ayak uyduramadığından da yakındı. Söyleşiyi yayınladık. Dergi
piyasaya çıktığı gün MİT'ten bir telefon aldım. Aktüel Dergisi
Ankara Temsilcisi olarak beni tanımak istediğini söyledi ve kahve
içmeye davet etti. Yöneticilerimden de olur aldıktan sonra MİT'e
gittim. Yaklaşık 20 dakika görüştük, eşim dışarıda bekledi. Söz
röportaja geldi. Bana yazmadığım bir şey kalıp kalmadığı soruldu.
Ben 'Hayır' cevabını verdim, ama rahatsız oldum ve hemen çıktım.
Yine yöneticilerin isteği üzerine Fikri Sağlar'ı aradım ve MİT'e
çağrıldığımı, kendisi hakkında sorular sorulduğunu anlattım. O da
içtenliğimden dolayı bana teşekkür etti. Hayatım boyunca röportaj
yaptığım bir kişinin ses kaydını değil MİT'e, kimseye vermedim.
Fikri Sağlar'ın niye yalan söylediğini anlamakta zorlanıyorum.
Bakanlık yapmış bir siyasetçi, sırf kitabı satsın diye böyle bir
yalan söylemez. Kendisine yüklü bir tazminat davası açacağım.
Bundan sonra bu yalanlara dayanarak yapılan her haber ve köşe
yazısı hakkında da dava açmayı düşünüyorum."
***
Balçiçek Pamir, yazısına düştüğü notta bana da üstü örtülü bir
göndermede bulunmuş ve "Bana da sorsaydınız" demiş...
Hoppala!
Fikri Sağlar senin adını açıklamış olsa; ben zaten bu yazıyı yazmam
ki!
Adın açıklanmamış; ortada çok ağır bir itham var, hangi veriye
dayanarak sana telefon açıp, "Bu sen misin? Böyle bir şey yaptın
mı" diyebilirdim ki?
Saçma olmaz mıydı?
Fikri Sağlar: MİT Müsteşarı söyledi!
Balçiçek Pamir'in bu açıklamasının ardından Fikri Sağlar da bir
basın açıklaması yaptı.
O da özetle şöyle:
"Sayın Pamir, röportajın ardından MİT'e çağrıldığını belirtmekte ve
bu bilgiyi de bana kendisinin verdiğini öne sürmektedir. Beni
yalancılıkla suçlamaktan da çekinmemektedir.
Pamir'in benimle yaptığı görüşme yayınlanmadan kendisinin MİT'te
bir görüşme yaptığını ve benimle ilgili soruları yanıtlayıp bandı
teslim ettiğini bir haber kaynağım aracılığı ile öğrendim. Bunun
üzerine dönemin MİT Müsteşarı ile konuştum . Kendisi bana aynen,
'Bu gazeteci bayan, bizimle görüşme talebinde bulundu. Siz
milletvekilisiniz. Yaptığınız açıklamalar her gün basında yer
alıyor. Sizin röportaj kasetinizi neden bu gazeteciden isteyelim.
Kendisinin görüşme talebi olmuştur. Bu talep teyitlidir' demiştir.
Bu konuşma şahitlerle sabittir.
...
Vatan Gazetesi Yazarı Sayın Mustafa Mutlu, diğer gazeteciler gibi
benden bu gazetecinin ismini istedi. Başkalarına olduğu gibi ona da
açıklamadım. "Kitabım fazla satsın" esprisi yapıldı ve bu espri
Sayın Mutlu tarafından da yazısında (Gülerek) biçiminde aktarıldı.
Bu sözü bana karşı kullanma niyeti, suçüstü yakalanmanın
göstergesidir.
Ayrıca, kaç gazeteci mesleki faaliyetlerini sürdürürken yanında
eşini de götürüyor?
Kendisi ile ilgili bu konuda yapılacak haberler için şimdiden dava
açacağını söyleyen bir gazeteci, basın özgürlüğünden ne derece
nasibini almıştır?
Balçiçek Pamir'in bana ettiği hakaretler karşısında yasal haklarımı
kullanacağımı kamuoyuna duyururum."
Neden bunca zamandır sustun Balçiçek Pamir?
Yukarıdaki açıklamalardan anladığımız kadarıyla, bundan sonrası
mahkemelerin işi...
Ama son olarak Balçiçek Pamir'e bir çift söz söylemek
istiyorum:
Dünkü açıklamanın sonundaki tehdit; basın özgürlüğünün en büyük
savunucusu olması gereken büyük bir gazetenin Yazı İşleri
m-Müdürü'ne hiç yakışmadı.
Bu tür sözlerle beni ya da diğer gazetecileri korkutacağını
sanıyorsan, meslektaşlarını hiç tanımıyorsun demektir.
Evet, artık bu konuyu yazmayacağım... Ama senden korktuğum için
değil, yukarıda da yazdığım gibi amacıma ulaştığım için!
Ayrıca senden bir meslektaşın olarak hesap sorma hakkına da
sahibim:
Dünkü açıklamayı, daha Şamil Tayyar'ın bu konudaki ilk yazısı
yayınlandığında, konu medya sitelerine yansıdığında neden
yapmadın?
Neden benim zorlamamla, etrafındaki çemberin iyice daralmasını
bekledin?
Bu ağır iddia karşısında susarak tüm kadın gazetecileri zan altında
bıraktığını, mesleğe zarar verdiğini görmedin mi?