Bu hastalık ömür boyu sürüyor
Abone olŞeker hastalığı, insülin hormonunun eksikliği veya etkisizliği sonucu oluşan, ömür boyu süren bir hastalıktır
Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden İç Hastalıkları
Uzmanı Prof. Dr. Ziya Mocan, şeker hastalığının, insülin hormonunun
eksikliği veya etkisizliği sonucu oluşan ve ömür boyu süren bir
hastalık olduğuna dikkat çekerek şu bilgileri verdi…
Şeker hastalığında kişi, yediği besinlerden kana geçen şekeri
yani glukozu kullanamaz ve kan şekeri yükselir
(hiperglisemi).
İnsülin, pakreas adını verdiğimiz organımızdan salgılanan bir
hormondur. Kandaki glukozun (şekerin) yükselmesini engellemeye
yardımcı olur. İnsülin olmadan vücudumuz alınan gıdaları istenilen
şekilde kullanamaz.
Bir kişinin diyabetli olup olmadığı Açlık Kan Şekeri (AKŞ) ölçümü veya Oral Glikoz Tolerans Testi (OGTT) yapılarak saptanır. AKŞ ölçümü 100-125 mg/dl olması gizli şeker (pre-diyabet) sinyalidir. AKŞ ölçüm sonucunun 126 mg/dl veya daha fazla olması diyabetin varlığını gösterir.
Bir kişinin diyabetli olup olmadığı Açlık Kan Şekeri (AKŞ) ölçümü veya Oral Glikoz Tolerans Testi (OGTT) yapılarak saptanır. AKŞ ölçümü 100-125 mg/dl olması gizli şeker (pre-diyabet) sinyalidir. AKŞ ölçüm sonucunun 126 mg/dl veya daha fazla olması diyabetin varlığını gösterir.
OGTT’ de glikozdan zengin sıvı aldıktan 2 saat sonraki kan
şekeri değeri önemlidir. İkinci saat kan şekeri ölçümü 140-199
mg/dl ise gizli şeker, 200 mg/dl veya daha yüksek ise diyabet
tanısı konulur.
Tip 1 diyabet nedir?
Eğer insülin hormonu tamamen eksikse bu diyabete “Tip 1
diyabet (insüline bağımlı diyabet)” denir. Genellikle çocuk veye
genç yaştaki hastalarda görülür. Tip 1 diyabet için risk faktörleri
iyi tanımlanmamıştır. Ancak tip 1 diyabetiklerin birinci derece
akrabalarında genetik ve çevresel faktörlerin hastalığı tetiklediği
gösterilmiştir. Tip 1 diyabetli hastalar yaşam boyu insülin
kullanmak zorundadırlar ve hayat kurtarıcıdır.
Ne yapmalı?
Tip 1 diyabetli kişi bilimsel ve sağlıklı bir beslenme
programı uygulayarak, düzenli egzersiz yaparak ve uygun insülin
tedavisi ile sorunsuz bir yaşam sürdürebilir. Ancak insülini uygun
teknikle, yeterli dozda ve zamanında yapmayan, beslenme tedavisine
uyum sağlayamayan ve aşırı karbonhidrat tüketen ya da egzersiz
yapmayı aksatan diyabetlilerde kan şekeri yükselebilir
(hiperglisemi). Bunun aksine insülini aşırı dozda kullanan ya da
önerilen besinleri özellikle de karbonhidrat içeren besinleri
zamanında ve yeterince tüketmeyen, alkol kullanan veya aşırı
egzersiz yapan diyabetlilerde kan şekeri aniden ve hızla düşebilir
(hipoglisemi).
Hipergliseminin belirtileri nelerdir?
Ağız kuruluğu,çok su içme
Sık idrara çıkma
Halsizlik,karın ağrısı
Nefes almada güçlük
İdrarda testinde şeker ve keton çıkması
Sık idrara çıkma
Halsizlik,karın ağrısı
Nefes almada güçlük
İdrarda testinde şeker ve keton çıkması
Hiperglisemi nedenleri nelerdir?
Kanda insülin azlığı ya da yokluğu
Beslenme programının dışına çıkılarak fazla miktarda karbonhidratlı yiyecekler alınması
İnfeksiyon,yüksek ateş
Duygusal stres
Normalden az egzersiz yapılması
Hiperglisemi durumunda; şekerinizi ölçün. İdrarda keton testi yapın.bol su veya şekersiz içecekler için. Doktorunuza veye en yakın sağlık kuruluşuna başvurun.
Beslenme programının dışına çıkılarak fazla miktarda karbonhidratlı yiyecekler alınması
İnfeksiyon,yüksek ateş
Duygusal stres
Normalden az egzersiz yapılması
Hiperglisemi durumunda; şekerinizi ölçün. İdrarda keton testi yapın.bol su veya şekersiz içecekler için. Doktorunuza veye en yakın sağlık kuruluşuna başvurun.
Hipoglisemi belirtileri nelerdir?
Soğuk terleme
Baygınlık hissi
Solgunluk(cilt solgunluğu)
Baş ağrısı
Dudaklarda uyuşma, karıncalanma
Çarpıntı
Sinirlilik
Bulanık görme
Açlık hissi
Sersemlik
Konsantrasyon güçlüğü
Kişilik değişikliği
Uyanma zorluğu
Titreme
Baygınlık hissi
Solgunluk(cilt solgunluğu)
Baş ağrısı
Dudaklarda uyuşma, karıncalanma
Çarpıntı
Sinirlilik
Bulanık görme
Açlık hissi
Sersemlik
Konsantrasyon güçlüğü
Kişilik değişikliği
Uyanma zorluğu
Titreme
Hipoglisemi neden olur?
Fazla insülin yapılması
Yetersiz beslenme
Aşırı egzersiz
Öğün atlama
Stres
Alkol alınması
Sıcak hava
Yetersiz beslenme
Aşırı egzersiz
Öğün atlama
Stres
Alkol alınması
Sıcak hava
Hipoglisemi durumunda şeker ya da şekerli gıdalar yiyin.
Örneğin 3-4 tane kesme şeker ya da 2 tatlı kaşığı şeker atılmış
içecek için ve hemen arkasından bisküvi ya da sandviç yiyin. İdeal
kan şekeri düzeyinin sağlanması için gün boyu belirgin özen ve
günlük bakım gerekir. Kişinin kendini iyi hissetmesi ve sağlıklı
yaşam sürdürmesi için gereken bakımı hayat biçimi haline
getirilmelidir.
Tip 2 diyabet nedir?
Eğer insülin hormonu var ama miktarı azsa veya dokulardaki
insüline karşı direnç varsa bu diyabete de “Tip 2 diyabet
(insüline bağımlı olmayan diyabet)” denir. Genellikle 35 yaşından
sonra görülür. Diyabetli kişilerin yüzde 90`ı Tip 2
diyabetlidir.
Tip 2 diyabet riski kimlerde daha fazladır?
Herkeste, her yerde, her yaşta diyabet teşhis
edilebilir.
- Ailesinde diyabetli olanlar,
- Şişman kişiler,
- 4 kg` dan daha ağır bebek doğuran kadınlar,
- Stres altında yaşayan kişilerde diyabetin görülme riski daha yüksektir.
- Ayrıca pankreasın kronik iltihabı, pankreas tümörleri ve ameliyatları ile hipertiroidi (aşırı troid hormon salgılanması), akromegali( büyüme hormonu salınım bozukluğu) gibi bazı hormon hastalıkları Tip 2 diyabete yol açabilir.
- Şişman kişiler,
- 4 kg` dan daha ağır bebek doğuran kadınlar,
- Stres altında yaşayan kişilerde diyabetin görülme riski daha yüksektir.
- Ayrıca pankreasın kronik iltihabı, pankreas tümörleri ve ameliyatları ile hipertiroidi (aşırı troid hormon salgılanması), akromegali( büyüme hormonu salınım bozukluğu) gibi bazı hormon hastalıkları Tip 2 diyabete yol açabilir.
Tip 2 diyabetin belirtileri nelerdir?
Tip 2 diyabeti olan ve kan şekeri yüksek olan kişilerde;
- Sık idrara çıkma,
- Ağız kuruluğu,
- Çok su içme,
- Açlık hissi,
- Cilt yaralarının geç iyileşmesi,
- Kuru ve kaşıntılı bir cilt,
- Sık sık infeksiyon gelişmesi,
- Ellerde ve ayaklarda uyuşma, karıncalanma görülür. Ancak bu belirtiler zaman içinde yavaş yavaş ortaya çıkar.
- Ağız kuruluğu,
- Çok su içme,
- Açlık hissi,
- Cilt yaralarının geç iyileşmesi,
- Kuru ve kaşıntılı bir cilt,
- Sık sık infeksiyon gelişmesi,
- Ellerde ve ayaklarda uyuşma, karıncalanma görülür. Ancak bu belirtiler zaman içinde yavaş yavaş ortaya çıkar.
Tedavisi nasıl?
Bu risk faktörlerinden en az iki tanesi varsa mutlaka diyabet
taraması yapılmalıdır. Tip 2 diyabetin tedavisi diyet, egzersiz,
eğitim ve gerekiyorsa ağızdan alınan ilaçlar veya
insülin ile yapılmaktadır. Bu hastalığın tedavisi ömür boyu devam
etmektedir. Bu sebeple tedavi endokrinoloji, diyabet ve metabolizma
uzmanı ve diyetisyen ve diyabet hemşiresi tarafından planlanması
hastalık komplikasyonlarının önlenmesi açısından çok
önemlidir.
Kan şekerinizi kontrol altında tutmak için daha önce
vücudunuzun otomatik olarak yaptıklarını şimdi sizin yapmanız
gerekmektedir. Amaç kan şekerini olabildiğince normale yakın
seviyede tutmak oladuğuna göre, diyabet olmadan önceki insülin
salınımını taklit etmeye yönelik en uygun tedavi
yapılmalıdır.
Hergün insülin enjeksiyonları yapmanız ya da doktorunuzun tavsiye ettiği diyabet ilaçlarını kullanmanız gerekmektedir. İnsülin enjeksiyon sayısını ve alım zamanını doktorunuz belirleyecektir.
Hergün insülin enjeksiyonları yapmanız ya da doktorunuzun tavsiye ettiği diyabet ilaçlarını kullanmanız gerekmektedir. İnsülin enjeksiyon sayısını ve alım zamanını doktorunuz belirleyecektir.
Nasıl beslenmeli?
Günde üç ana öğün ve üç ara öğün yiyerek beslenmek önemlidir.
Bu nedenle dengeli beslenmeye özen gösterilmeli, yani
karbonhidrat-protein-yağ dengesi sağlanmalıdır. Yağsız süt, yoğurt,
yağsız et, balık, yumurta, patates, hububat, bakliyat yenmelidir.
Sebzelerden lahana, tere, soğan, marul, salatalık, turp, domates,
patlıcan ve yerelması tavsiye edilir. Meyvelerden ise ekşi elma,
limon, greyfurt, yeşil erik, koruk gibi ekşi olanlar tercih
edilmelidir.
Baharatlar vücudumuzdaki salgı bezlerine tesir ederek, onları çalıştırırlar. Bu nedenle her sofrada bulundurulmalıdırlar. Diyabet tedavisinde; tıbbi besleme tedavisi , ilaç tedavisi ve egzersiz (fiziksel aktivite) ayrılmaz üçlüdür. Egzersiz en az beslenem ve ilaç tedavisi kadar önemlidir. Özellikle, tip 2 diyabetli hastalarda fiziksel aktivitenin arttırılması, şekerin hücreler tarafından kullanılmasını hızlandırır ve kan şekerini düşürücü yönde etki yapar.
Baharatlar vücudumuzdaki salgı bezlerine tesir ederek, onları çalıştırırlar. Bu nedenle her sofrada bulundurulmalıdırlar. Diyabet tedavisinde; tıbbi besleme tedavisi , ilaç tedavisi ve egzersiz (fiziksel aktivite) ayrılmaz üçlüdür. Egzersiz en az beslenem ve ilaç tedavisi kadar önemlidir. Özellikle, tip 2 diyabetli hastalarda fiziksel aktivitenin arttırılması, şekerin hücreler tarafından kullanılmasını hızlandırır ve kan şekerini düşürücü yönde etki yapar.
Kalp hastalığı ve yüksek tansiyon riski artıyor
Diyabet komplikasyonlara neden olabileceği için çok önemli bir
hastalıktır. Diyabet tedavisinde amaç hem kişinin yaşam kalitesini
yüksek tutmak hem de uzun dönem komplikasyonların gelişimini
önlemektir. Diyabetli birey olarak uzun yıllar sağlıklı ve sorunsuz
yaşamak mümkündür. Ancak kan şekeri uzun süre yüksek kalırsa bazı
insanların gözlerinde böbreklerinde sinirlerinde ve ayaklarında
problemler ortaya çıkabilir. Diyabetli hastalarda kalp hastalığı ve
yüksek tansiyon riski artmaktadır. Bu komplikasyonlardan
korunmak için kan şekerinizi diyabetli olmayan hastaların
seviyesinde tutmak önemlidir. Kan şekerizi sık ölçüp, normal
sınırlara yakın seviyelerde olmasını sağladığınız sürece bu
komplikasyonların gelişimini önleyebilirsiniz.
Egzersizin faydaları nelerdir?
•Kanda şeker seviyesini düşürür ve insülin ihtiyacını
azaltır.
•Vücut ağırlığının azalmasına yardımcı olur.
•Kalp kasını kuvvetlendirir.
•Kasların ve eklemlerin kuvvetlenmesini sağlar.
•Kan yağları (kolestrol,trigliserid gibi) düzeyinin azalmasını sağlar.
•Kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlar.
•Vücut ağırlığının azalmasına yardımcı olur.
•Kalp kasını kuvvetlendirir.
•Kasların ve eklemlerin kuvvetlenmesini sağlar.
•Kan yağları (kolestrol,trigliserid gibi) düzeyinin azalmasını sağlar.
•Kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlar.
Başlamadan önce doktorunuzla konuşun
Bir egzersiz programına başlamadan önce, yapacağınız egzersizin süresi ve tipi hakkında mutlaka doktorunuzla konuşun. Aksi taktirde, farkına varılmamış bir kalp-damar hastalığınız varsa egzersiz sırasında ağırlaşabilir. Eğer diyabet veya başka hastalıklar nedeniyle bazı sorunlarınız gelişmişse bazı egzersiz türleri sizin için sakıncalı olabilir. Diyabetiniz kontrol altında ise ve komplikasyonlarınız yoksa diyabeti olmayan insanlar gibi hemen her türlü fiziksel aktiviteyi yapabilirsiniz.
Diyabet hastalığında ayak sağlığına önem verin
Diyabet ayaklarınızı yaralanmalara ve infeksiyona karşı hassas
kılar bunun nedeni ayakta ve parmaklardaki koruyucu hassasiyetin
yavaş yavaş kaybolmasıdır. Birçok diyabet hastasında yıllar içinde
ayaklardaki kan dolaşımı yavaşlayabilir. His kaybının gelişmesi ve
kan akımının yavaşlaması sonucu ayaklarınızda yaralar ve özellikle
topuklarınızda çatlaklar oluşabilir. Bu çatlaklarda ve yaralarda
infeksiyon gelişme riski yüksektir. Gerekli özeni gösterdiğiniz
takdirde, bunların neden olacağı olumsuz sonuçları önlemeniz
mümkündür. Diyabet tanısı konulduktan sonra ayak sorunlarınız
olmasa dahi ayak bakımı hakkında bilgilenmelisiniz. İlk önce bunu
gereksiz görebilirsiniz fakat günlük düzenli ayak bakımını ihmal
etmezseniz birçok problemin gelişmesini önlemiş olursunuz.
Günlük ayak muayenesi..
•Ayaklarınızı hergün kontrol edin.
•Kontrol sırasında ayaklarınızın taban kısmını görebilmek için ayna kullanın.
•Ayaklarınızda oluşan en ufak bir çatlak veya yarayı mutlaka doktorunuza veya diyabet hemşirenize gösterin.
•Ayak cildiniz hasarsız ve yumuşak olmalıdır.ayağınızda tekrarlayan nasırların oluşmamasına dikkat edin.
•Tırnaklarınızın etrafında kızarıklık ve şişlik görürseniz doktorunuza başvurun.
•Kontrol sırasında ayaklarınızın taban kısmını görebilmek için ayna kullanın.
•Ayaklarınızda oluşan en ufak bir çatlak veya yarayı mutlaka doktorunuza veya diyabet hemşirenize gösterin.
•Ayak cildiniz hasarsız ve yumuşak olmalıdır.ayağınızda tekrarlayan nasırların oluşmamasına dikkat edin.
•Tırnaklarınızın etrafında kızarıklık ve şişlik görürseniz doktorunuza başvurun.
Günlük ayak bakımı yapın
•Ellerinizi yıkadığınız gibi ayaklarınızı da her gün
yıkayın.
•Banyo veya duş aldıktan sonra ayaklarınızın ıslak kalmamasına, parmak aralarının iyice kurulanmasına dikkat edin.ıslaklık derideki doğal yağları uzaklaştırır ve çatlaklar oluşmasına neden olur. Ayrıca nemli ortamda mantar infeksiyonları gelişebilir.
•Ayak derinizi nemlendirici bir kremle yumuşak tutun eğer ayaklarınız çok terliyorsa ayak pudrası kullanın. Ayağa tam oturan ayakkabılar giyerek ayağınızı basınçtan ve nasır oluşmasından koruyun.
•Ayak tırnaklarınız mümkünse düz kesilmelidir.banyodan sonra tırnakları yumuşakken kesmek daha kolay olur.tırnaklarınızı derin kesmektan kaçının. Kuaförde genel aletlerle pedikür yaptırmayın. Mümkünse kendi takımınızı kullanın.
www.bizimsaglik.com
•Banyo veya duş aldıktan sonra ayaklarınızın ıslak kalmamasına, parmak aralarının iyice kurulanmasına dikkat edin.ıslaklık derideki doğal yağları uzaklaştırır ve çatlaklar oluşmasına neden olur. Ayrıca nemli ortamda mantar infeksiyonları gelişebilir.
•Ayak derinizi nemlendirici bir kremle yumuşak tutun eğer ayaklarınız çok terliyorsa ayak pudrası kullanın. Ayağa tam oturan ayakkabılar giyerek ayağınızı basınçtan ve nasır oluşmasından koruyun.
•Ayak tırnaklarınız mümkünse düz kesilmelidir.banyodan sonra tırnakları yumuşakken kesmek daha kolay olur.tırnaklarınızı derin kesmektan kaçının. Kuaförde genel aletlerle pedikür yaptırmayın. Mümkünse kendi takımınızı kullanın.
www.bizimsaglik.com