Futbol dünyası yarınki Bursaspor-Beşiktaş randevusuna kilitlendi. 2003-2004 sezonunun son haftasında Beşiktaş Rizespor'a kaybedince Bursaspor 40 puanla küme düştü, iki tarafın arasındaki savaş da böylece başlamış oldu. Ligdeki son yedi maçının altısını kazanan Bursaspor, rakibi Rizespor'un son dört haftada sadece Beşiktaş'ı yenmesiyle alt ligin yolunu tuttu. Yeşil-beyazlılar ve siyah-beyazlılar kendi aralarındaki deplasmanlara yıllarca gidemediler, ta ki 5 Aralık 2010 tarihindeki randevuya kadar. 1200 Bursasporlu taraftarın Fiyapı İnönü'ye gelmelerine izin verilince herkesin aklına 'Acaba şimdi ne olacak?' sorusu geldi ister istemez. Ve korkulan oldu, iyimserler yanıldı. Gebze’de başlayan olaylar stadyum çevresinde sürdü, ortalık savaş alanı gibiydi. Stadyuma aynı anda ulaşan taraftarlar polis barikatını yıkıp birbirlerine girdi. Taraflar ellerinde ne varsa karşıya attı, taşlar, sopalar, şişeler... Ellerinde satır ve bıçaklarla maça gelenler, dehşet saçtı. Bıçaklananlar, kan kaybıyla yerde kıvrananlar vardı, polis biber gazı kullandı. Olaylar günlerce medyanın gündemini işgal etti, maçtan birkaç gün önce yine Dolmabahçe'de polisin öğrencilere karşı yaptığı özel hazırlıkların neden holiganlara yapılmadığı sorusu soruldu. Üstelik olaylara karışanların çoğu sanki hiçbir şey olmamış gibi maçı 90 dakika 'normal' seyirci statüsünde izledi. Daha sonra gözaltına alınanların poliste anlattıkları ise tüyler ürpertti: Elinde satırla görüntülenen Onur K., "Satırı elimde tutuyordum, ancak kimseye vurmadım" diye konuştu. Ömer T. isimli Beşiktaş taraftarının ifadesi şöyleydi: "Kutsal Damacana filminde kullanılan bir plastik copu arabamın bagajına koyarak hazırlık yaptım. Stada giderken, radyodan Bursaspor taraftarının birkaç Beşiktaşlı'yı yaraladığı haberini dinledim. Plastik copu üzerime görünmeyecek şekilde belime saklayarak kız arkadaşımla buluşmak üzere İnönü Stadı’na gittim. Bu sırada otobüslerinden inen Bursasporlularla karşılaştık. Karşılıklı sözlü sataşmalar başladı. İki taraf birbirlerine taşla ve bira şişeleriyle saldırmaya başladı. Beşiktaş taraftarlarının arasına girdim. Polis bariyerini aşarak Bursasporluların bulunduğu misafir tribününün önüne geldik. Burada yumruk ve tekmelerle saldırdık. Ben de darbe alınca güvenlik amacıyla yanımdaki plastik copu çıkartım rastgele salladım. Bir Beşiktaş taraftarının elinde satır gördüm. Bu şahsı tanımıyorum. Polisin biber gazı kullanmasından sonra olay yerinden uzaklaştım. Daha sonra içeri girerek maçı izledim." Ümit Y. ise ifadesinde, "Stadın önünde Bursa taraftarıyla karşılaştık. Sözlü sataşmaların ardından polis barikatını aşarak saldırdık. Merdiven üzerinde bulunan bir Bursa taraftarını defalarca yumrukladım. Elimde kesici alet yoktu. Polisin biber gazı sıkmasınından sonra kombine bileti ile maçı izleyip eve gittim" dedi. 'İnönü Muharebesi'nin ardından sporda şiddet yasasına hız verildi. Para cezası kesilen birçok seyircinin yeşil kartı vardı ve hiçbir ödeme yapmıyordu devlete. Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, dehşetin boyutunu bir örnekle Türkiye'ye duyurdu: "Bir taraftar grubunun Aydın'a giderken siyah beyaz diye ineği kestiklerini biliyorum." Yeni sporda şiddet yasası, belki de ilk kez yarın Bursa'da test edilecek. Elbette kimse yeni olayların yaşanmasını istemiyor, yıllardır süren husumetin bir barışla noktalanması futbolseverlerin en büyük dileği.