Bu fotoğraftaki kayıp yıldız kim?
Abone olAcun'un Devler Ligi'nde oynayan bir isim var ki bahsetmemek mümkün değil. Türk futbolunun kayıp yıldızlarından..
İNTERNETHABER- Acun’un Devler Ligi yarışmasında
boy gösteren kayıp yıldız Tarık Daşgün’den başkası değil.. Boliç’in
kaptanı olduğu takımda oynuyor.
Yeteneğini takım oyununa yansıtamayan ve sönüp giden nice
isimlerden birisi.. Hayatı genç futbolculara ders olacak
türden.
Show TV’de yayınlanan programda Tarık’ı görenler yıllar öncesine
yolculuk yaptı. Futbolu takip edenler özellikle de Fenerbahçe
taraftarları iç çekerek izlediler..
Uzun süre görmeyenler onu zor tanıdı. Saçı dökülmüştü çünkü.
Boliç 39 o ise 36 yaşında. Ama görüntüler tam tersini söylüyor.
Maalesef Tarık yine eski Tarık’tı. Yine güzel bilek hareketleri
izlettirdi ama sadece o kadar. Topu yine ayakta fazla tutuyor,
çalım hastalığından kurtulamıyordu.
Maçın ikinci yarısında ceza sahasında kendini yere bıraktı. Penaltı
numarasını kurt hakem Erman Toroğlu yutmadı. İkinci sarıdan kırmızı
kartla oyun dışı kaldı.
Oysa 14 yıl önce el üstünde tutuluyor, futbol kamuoyu onu gıptayla
izliyordu..Müthiş top tekniği, kıvrak çalımları ve zarif ayak
hareketleriyle rakiplerinin belini kırıyordu..
1995 yılında Fenerbahçe’ye transferiyle birlikte başlayan fırtınalı
hayatı 2008’de Bingöl Spor’da noktalanacaktı. İnişi yavaş değil,
çok ama hızlı oldu. Gelin Tarık Daşgün’ün fırtınalı hayatına bir
göz atalım.
Tarık Fenerbahçe’ye nasıl kaçırıldı?
1994-1995 sezonunda Gençlerbirliği’nde top koşturan 22 yaşındaki
Tarık harikalar yaratıyordu. Güçlü bir kadro hedefleyen efsane
başkan Ali Şen ve ekibinin transfer listesinin ilk
sıralarındaydı..
Sezonun bitimine bir hafta kala ortadan kayboldu. Keçirören’deki
evinden alınıp Heybeliada’da villaya getirilmişti. Burası yönetici
Şadan Kalkavan’ın eviydi.. 120 milyar gibi rekor bir bonservis
bedeliyle Fenerbahçe’ye imza attı.
Pazarlığı beden eğitimi öğretmeni yaptı
Yıllar sonra Tarık kaçırılmasıyla ilgili şunları söyleyecekti:
"Kaçırma olarak söylendi hep ama ben kendi isteğimle gittim. O
zamanlar transfer olurken belli bir tarihte imza atılıyordu ve o
tarihe daha 15 gün vardı. Fenerbahçe yöneticileri o tarihe kadar
başka bir kulüple anlaşmamam için beni Ankara’dan İstanbul’a
getirdi. İmza atana kadar hiç ortaya çıkmadım. Ama hiç tecrübem
olmadan büyük bir camiaya gidince psikolojim bozuldu. Kendimi
farklı bir hayata kaptırdım ve neticede kendi kariyerimi kendim
bitirdim. O zamanlar bizim menajerimiz ya da yol gösterecek
kimsemiz de yoktu. Benim transferimi Ali Şen, Vefa Küçük ve Şadan
Kalkavan’la beden eğitimi öğretmenim konuştu."
Onun için "Her maça dua ederek çıkar cuma namazlarını hiç
kaçırmaz" diyen kim?
5 Haziran 1995'te Hürriyet gazetesinde yayınlanan bu haber çok
ilginç.. Tarık'ın el üstünde olduğu günler. Bu yazı ibret vesikası
gibi..
İstanbul kulüplerine pazarlanma stratejisi.. Hem basın açısından hem de Tarık açısından çok düşündürücüydü..
Medyanın Tarık'ı ilah mertebesinde tuttuğu dönemde, Korkut Göze "transferin gözdeleri" köşesinde bakın Tarık için neler söylemiş:
"Tarık manevi duygularla dolu bir genç. Alacağı transfer parasıyla anne ve babasını hacca göndereceğini söylüyor. Her maça dua ederek çıkar ve her hafta cuma namaza gider."
[PAGE]
Fenerbahçe’de neden tutunamadı?
Arabadan esneyerek girdi
Fenerbahçe kariyeri 3 yıl sürdü. Yeteneklerini çarçur eden isimler
kervanına o da katılmıştı. Profesyonelliği bir türlü sindirememişti
içine. Onu savunalar ‘Yeterli forma şansı bulamadı’ dedi, ‘takım
içi gruplaşmanın kurbanı oldu’ dedi. ‘Sakatlıklar yakasını
bırakmadı’ da dendi. Ancak bir internet bloğunda onun hakkında bir
anı var dı ki birçok şeyi özetliyordu.
“1995-1996 sezonu. Oğuz ve Aykut’un kovulmasına sebep olan meşhur
Trabzon maçı sonrası içeride İstanbulspor ile oynanacak. Günlerden
Cuma bilet almak için erken saatlerde kulüp binasının yolunu tuttum
ama gişe açılmadığı için antrenmanı seyredeyim dedi. Oyuncular,
Parreira herkes idmana başlamak üzere. O anda yanıman sarı bir Opel
Astra geçti tesislerden içeri girdi. Arabadan esneyerek Tarık indi.
Belli ki yeni kalkmış yada akşamdan kalmış artık ne denirse”
Doping yapan Tarık’ın kanında ne çıktı?
Esrar bulundu
Anadolu yollarına düştü yeniden. Sırasıyla Kocaelispor, Ankaragücü,
Yimpaş Yozgatspor, Gençlerbirliği ASAŞ, Göztepe Sakarya, Karabük ve
yine Yozgatspor’da top koşturdu.
Her gittiği kulüpte en fazla bir yıl kaldı.. Her yeni başlangıçta geçmişe sünger çektiğini belirten açıklamalar yaptı.
Cahilliğimin kurbanı oldum
Yozgatspor'da top koştururken 13 Kasım 2005'te oynanan Antalyaspor
maçından sonra yapılan kontrolde, dopingli çıktığı tesbit edildi.
Tarık'ın dopingli yakalanmasına neden olan maddenin ise “esrar”
olduğu saptandı.
Tarık, Yozgatspor Başkanı Kenan Yılmaz’a olayla ilgili şunları
söylüyordu: “Futbol oynamadığım dönemlerde kullandım. Bu da
idrarlarda çıkıyormuş. Kendimi boşlukta hissetmiştim. Cahilliğimin
kurbanı oldum, hata ettim. Özür dilerim, beni affet ikinci numunemi
vereceğim”
Son oynadığı takım
Güncelleme kursu sonrası stres attı
Yozgatspor sözleşmesini feshetti. Futbol Federasyonu iki yıl
futboldan men cezası verdi. Elazığ'da kısa dönem askerlik yaptıktan
sonra 2008 yılı başında 3. lig 5. grupta mücadele veren Belediye
Bingölspor ile 1 yıllık sözleşme imzaladı..
Ayağının tozuyla verdiği demeçte "B.Bingölspor’un bu güçle 3. Lig’i atlayarak 2. Lig’e çıkacağına inanıyorum. Bu konuda elimden geleni yapacağım" diyecekti. Ama Bingölspor 2. lige çıkamadı..
Buradaki macerası da kısa sürdü.. Taraflar opsiyonu uzatmadı..
Tarık 2009 yılı başlarında yine gazetelere haber olacaktı.. 22
Şubat'ta Antalya'da gece kulubünde boy gösterdi.
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tarafından Antalya'da düzenlenen
'UEFA A Güncelleme Kursu'na katılan Tarık Daşgün'ün gece kaçamağı
gazetecilere takılacak ve olaylar çıkacaktı.