Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Fotoğrafta gördüğünüz beyaz gömleğinin kollarını sıvamış bu
kişi, Yunanistan’da pazar günü yapılan seçimden galip çıkan
Başbakan Kiryakos Miçotakis…
Şimdi bir ricam var…
28 Mayıs’ın hemen ertesinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na
söylenebilecek en ağır yazıları yazan köşe yazarları…
Ağzına geleni söyleyen televizyon sunucuları, konuşan kafalar…
Lütfen bu fotoğrafa dikkatle bakın…
AKP’ye oy verenler… AKP’den seçilenler…
Cumhurbaşkanı Erdoğan…
Lütfen sizler de çok iyi bakın.
Çünkü bu fotoğrafta gördüğünüz muzaffer siyasetçinin kazandığı
zaferin ne olduğunu konuşacağız.
Bu konuyu sağlıklı biçimde konuşabilirsek, hem muhalefet hem de
iktidar açısından daha yararlı olacak bir noktaya gidebiliriz.
Ülkemizin özlediği adalete ve demokrasiye biraz olsun
yaklaşabiliriz.
Hepimiz seçim sonuçlarına daha adil, daha tarafsız bakabiliriz.
Şimdi size Yunanistan seçimlerinden muzaffer şekilde çıkan
Miçotakis’in partisinin ve seçimden yenik çıkan rakiplerinin aldığı
oyları alta alta yazacağım.
Sonra bu rakamların Türkiye’deki seçimden çıkan sonuçları
yazacağız.
Sonra her iki ülkede ne oldu ona bakacağız.
Her iki ülkede seçimden kim, hangi parti ne ölçüde zaferle çıkmış
göreceğiz.
(*) YÜZDE 40.5: Pazar günü yapılan seçimden seçimden zaferle
çıkan Miçotakis’in “Yeni Demokrasi Partisinin aldığı oy yüzde
40.5.
Bu oran ile 300 kişilik parlamentoda 158 milletvekili elde
etti.
YÜZDE 35.6: Şimdi gelin bunun altına bizim seçimde muzaffer çıkan
AKP’nin aldığı oya bakalım:
Yüzde 35.6… Bu oyla 600 kişilik parlamentoda 268 milletvekilliği
kazandı.
SONUÇ 1: Yani AKP, Miçotakis’in sağ partisinin aldığı oydan 5 puan
az oyla çıkmış seçimden.
7 puan kaybederek.
(*) YÜZDE 17.8: Yunanistan’da seçimden ikinci parti olarak çıkan
sol Syriza partisinin aldığı oy yüzde 17.8.
Bu oyla 47 sandalye elde etti.
YÜZDE 25.33; Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılan parlamento seçiminde
ikinci parti CHP’nin elde ettiği oy bu.
CHP bu sonuçla 169 milletvekilliği kazandı.
SONUÇ 2: Demek ki Türkiye’nin ikinci olan sol partisinin oyu
Yunanistan’dakinden 7 puan fazla.
(*) YÜZDE 12.5: Yunanistan’daki ikinci turda sosyalist PASOK’un
aldığı oy bu.
Bu oyla 32 milletvekilli elde etti.
YÜZDE 10.07: Türkiye’de 14 Mayıs seçiminde üçüncü parti MHP’nin
aldığı oy da bu.
Bu oyla 50 milletvekili çıkardı.
SONUÇ 3: Demek ki Yunanistan’ın üçüncü partisi Türkiye’dekinden 2
puan fazla oy almış.
SONUÇ 4: Buraya kadar geldiğimiz noktada, ilk üç partinin aldığı
oyların karşılaştırılması şunu ortaya koyuyor:
Yunanistan ve Türkiye’de oyların partiler arasında dağılımı benzer
bir tablo ortaya koyuyor.
SONUÇ 5: İki ülkede de yüzde 50’nin üzerinde oy alan parti
yok.
Bekir Ağırdır’ın geçen yıldan beri söylediği belki tek doğru söz
şuydu: "Türkiye’de bir kitle partisi yok.
Yani hiçbir parti, hiçbir lider tek başına “Ben milli iradeyim”
diyebilecek durumda değil."
Bir başka gerçek de şu:
(*) Yunanistan’da da bütün yolsuzluk eleştirilerine rağmen
iktidardaki sağ parti en büyük parti olarak çıktı.
(*) Üstelik Türkiye’deki en büyük sağ partiden 5 puan fazla alarak
daha başarılı bir sonuç elde etti.
SONUÇ 6: Demek ki, Ege’nin iki tarafının trajik “yeni normali”
herhalde bu…
Oy verenleri yolsuzluk iddialarına duyarsız.
Ancak asıl üzerinde durmak istediğim nokta şu…
Seçimden sonra özellikle muhalif kanadın siyasetçi ve medyacıları
Kemal Kılıçdaroğlu hakkında çok ağır bir kampanya başlattı.
Eğer duyguları biraz yatıştıysa, durup sakin biçimde düşünelim.
CHP’nin aldığı oy nedir?
Yüzde 25.33 değil mi…
Buna TİP ve ufak tefek öteki solu da 2 puan olarak ekleyin…
Solun oyu ne çıkıyor?
Yüzde 27.5…
Peki Yunanistan gibi tarihi sol geleneği olan bir ülkede iki büyük
sol partinin aldığı oyların toplamı ne?
Yüzde 29…
SONUÇ 7: Yani sol partilerin aldıkları oyların toplamı da birbirine
çok yakın.
Diyeceğim şu;
Kılıçdaroğlu’nu eleştirmeye hakkımız var, ama ülkemizde muhalefetin
aldığı oyu küçümsemenin kimseye yararı yok.
Almanya ve Suriyeli oylarını bir tarafa bırakırsanız, ülkenin
iktidar-muhalefet dengesi neredeyse yüzde 50 yüzde 50…
Ama siz ne yapıyorsunuz?
Muhalefete, hezimete uğramış muamelesi yaparken, Cumhurbaşkanı
Erdoğan’a neredeyse yüzde 80’le başkan seçilmiş gibi bir psikoloji
yaratıyorsunuz.
Seçim sonucu, başkanlık sisteminin yarattığı çok olumsuz durumları
önleyecek bir psikolojik denge yarattı.
Bu sonuç, başkanlık sisteminin başaramadığı ve ne yazık ki, bir
oldu bitti haline getirdiği kontrolsüzlüğü en azından azaltabilecek
bir psikolojik dengedir.
Muhalefet şimdi bu denge psikolojisini kendi iç kavgaları ile yok
ederse, hem kendi gücünü azaltır, hem iktidara sandığın vermediği
bir gücü kendi eliyle verir.
İktidar da bilmeli ki, bu psikolojik denge onun da lehinedir.
Yüzde 52’nin ona sağladığı meşru iktidarın siyasi estetiğini ve
gücünü daha da arttırır.
Bugün demokrasinin beşiği olan Avrupa’da ülkelerin çoğunda ilk 3
partinin oy dağılımına bakarsanız, Türkiye ile çok yakın rakamlar
bulursunuz.
Bir de şunu unutmayın..
CHP 100 yıllık geçmişi olan bir parti.
Ve şu an Avrupa’nın en büyük sosyal demokrat partisi içinde.
Ama asıl son sözüm şu.
Daha doğrusu son sorum…
Türkiye’de halkın oy verme dağılımı Avrupa ile aşağı yukarı
aynıyken, neden orada adalete, insan haklarına, liyakata dayalı,
denetlenebilir sistemler işliyor da…
Bizde işlemiyor…
Durun biraz soluk alın…
Alın ki serinkanlı biçimde bu konuyu da konuşmaya
başlayabilelim.
O nedenle yukarıdaki bu beyaz gömleğinin kollarını sıvamış genç
siyasetçinin yüzündeki zafer ifadesine bakıp, sonra rakamlar
üzerinde konuşalım.
Evet rahmetli Demirel’in dediği gibi, “Hiçbir şey zaferin yerini
tutamaz…”
Ama şu da var.
Hiçbir şey adaletli, şefkatli, insan haklarına saygılı, çoğulcu bir
demokrasinin yerini tutamaz.
Demokrasilerde eşi görülmemiş bir başkanlık sisteminin yüzde 51’le
bir lidere bahşettiği aşırı güce bakıp, muhalefetin aldığı yüzde
48’i minimize eden yaklaşımlar emin olun en büyük zararı ülkeye
verir.