Bu fotoğrafın tercümesi sözleri
Abone olEski cumhurbaşkanı Demir ile Baykal bir ödül töreninde buluştu. İkilinin kahkaha atarak verdiği bu pozun sırrı, Baba'nın sözlerinde gizliydi.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Antalya
Ticaret ve Sanayi Odası'nın (ATSO) 123. kuruluş yıldönümü ve
geleneksel ödül töreninde konuştu. Törene katılan bir diğer isim de
CHP lideri Deniz Baykal'dı...
İkili yanyana medya mensuplarına gülerek poz verdi... Daha sonra
konuşan Demirel'in sözleri bu yanyana verilen pozun tercümesi
gibiydi. Çünkü Demirel, tam bir muhalefet lideri gibi
konuştu...
İşte Demirel'in sözleri;
BÖYLE KORKU DÖNEMİ GÖRÜLMEDİ
Demirel, şöyle konuştu:
''Ülkemizde korku geniş çapta hakimdir. Türkiye Cumhuriyeti
kurulduğundan beri, askeri dönemler dahil, -ki biz onları iyi
biliriz- böylesine korkulu bir dönem yaşanmadı. Vatandaşlar,
ziyarete gelenler (acaba burası dinleniyor mu) diye soruyorlar
bana. Bir ülkenin insanları kendi ülkelerinde bu duruma
düşürülür mü? Bu kendiliğinden olur mu? Olmaz. Aslında bu zeminin
nezaketini biliyorum ama bunları söylemesem olur mu? Başka
söyleyecek lafım da yok zaten. Var da söylense de olur söylenmese
de olur cinsinden. (Efendim bu zeminde siyaset yapmayın).
Yaptığımız siyaset değil, şikayet. Şikayet yapmayayım mı? Onun
içindir ki eleştiriler Türkiye'de bir kamuoyu yapmaya kafi değil.
Kamuoyunu aydınlatmaya bile kafi değil. Siyaset büyük sıkıntılar
içinde.
KORKU İMPARATORLUĞU
Üzüntüyle söyleyeyim ki bugünkü Türkiye'de korku
imparatorluğunun kurulmasında yanlışları söyleyememek ya
da söylendiği zaman yanlışları söyleyenlerin (aman bana dokunmayan
yılan bin yaşasın) şeklindeki bir duyguya kapılmış olmasıdır.
Böyle olur mu? 70 milyon insan korkar mı, bir millet korkar
mı? Korkmaz ama maalesef bu hissiyat yaygındır.''
HERKES DEVLET DÜŞMANI MI?
Telefon konuşmalarının dinlenmesi konusuna da değinen Demirel,
''Bir ülkede herkes devlet düşmanı olabilir mi, bir ülkede herkes
rejim düşmanı olur mu, bir ülkenin savcısı devlet düşmanı olur mu,
Yargıtay'ı devlet düşmanı olur mu, bir ülkenin kurumları o rejimin
düşmanı olur mu? Yahut rasgele hoşlanmadığınız insanların
telefonlarını dinleyip adamları hapsederseniz acaba o
telefon hizmete mi yarar zulme mi? Bunlar zulümdür'' diye
konuştu.
SANDIKTA İCABINA BAKMAYAN
ZULMÜ HAKEDİYOR DEMEKTİR
Bunları siyasal amaçla söylemediğini, gördüğü kimi şeyleri içine
sindiremediği için söylediğini anlatan Demirel, şöyle devam
etti:
''Böyle devirleri uzun süre yaşatmak mümkün değildir. Herşeyin
vakti, saati vardır. Tabii ki bizim 60 senelik Türkiye Cumhuriyeti
hizmetimizde devirler değişti. Devirler değişir, halkın oyuyla
değişmelidir, sandıkla gelinmelidir, sandıkla gidilmelidir. Bunun
mücadelesini yapmış bir insan olarak bunun dışında birşeyi tavsiye
etmem. Yine de etmiyorum. Sandık önünüze geldiği zaman eğer
bu kadar şikayete rağmen, bunu size değil, bütün milletime
söylüyorum: Bu kadar şikayete rağmen icabını yapmazsanız o zaman
zulmü hakedersiniz.''
KİM DİNLİYOR BUNLARI?
Korku imparatorluğunda bunları anlatmanın kolay olmadığını ifade
eden Demirel, sözlerini şöyle tamamladı:
''Ben 60 sene bu hizmeti yaptıktan sonra kendi vicdanımla da,
siyaseten herkesle de hesabını gördüm ama milletin içi buna razı
değil. Bence ülkeyi yönetenlere (herhalde bu telefonları dinleyin
diyen) biri vardır. Kayboluyor herkes. O ona atıyor, o ona bakıyor.
Eğer (dinleyin diyen birisi yok da dinliyorlarsa) bu ayıptır yani.
O zaman Türkiye'yi idare edenler çoğalmış demektir. Ya, (şu
adamları alın Silivri Hapishanesi'ne götürün) diyenler vardır
herhalde. Yoksa kendiliğinden birtakım adamları götürmenin ne
manası var? Tutukladığın adamın kaçıp gitmesi ya da birtakım
delilleri karartma şüphesi olması lazım. Mehmet Haberal'ın
kaçacağından kimsenin şüphesi olur mu? Niye tutuyorsunuz Mehmet
Haberal'ı hapishanede. Böyle hukuk olur mu? Olmaz. Suçlu kimse
yakasına yapışın. Ben mi savunacağım suçluyu? Hiç savunmadım. Ben
hukuku savunuyorum, hukukun üstünlüğünü savunuyorum.
Yapmayın, keyfilik yapmayın, adaletsizlik yapmayın.
Ayağınıza dolaşır. Keyfilik yapıp da ayağına dolaşmayan kimse
yoktur.''