Bu film Hayatın Tuzu
Abone olHem sıradan ama bir o kadar sıradışı hayatlar. Gizemin peşinde koşan insanlar...
Yönetmenliğini Murat Düzgünoğlu’nun yaptığı, senaryosu
Ender Özkahraman’a ait "Hayatın Tuzu" filminin çekimleri Bitlis’te
devam ediyor.
Kültür Bakanlığı’nın katkılarıyla hayata geçen filme; Bitlis
Valiliği, Bitlis Belediyesi ve yöre halkı da katkı sağlıyor.
Filmin çekimlerinin Nisan ayı sonunda tamamlanması ve
2009’un Mart ayında vizyona girmesi planlanıyor.
BİR ANNENİN HİKAYESİ
Başlıca rollerini Levent Ülgen, Güzin Çorağan, Görkem Kanbolat,
Şener Kökkaya, Erol Demiröz, Bülent Düzgünoğlu, Asiye Dinçsoy,
Nihal Yalçın, Müfit Aytekin ve Nedim Salman’ın paylaştığı film;
bir anne, dört çocuğu ve onları çevreleyen yaşamı konu
alıyor. Bitlis şehri ise her haliyle bu hikâyede önemli
bir rol oynuyor.
HAYATIN TA KENDİSİ
Medine (Güzin Çorağan), altmışlı yaşlarına merdiven dayamış dul
bir kadındır. Artık birer yetişkin olan çocukları ise hala
annelerinden kopamamıştır. Kırklı yaşlarındaki
Şehsuvar (Levent Ülgen) Bitlis’in tarihi
camilerinden birinde imam olarak çalışmaktadır.
Ortanca oğlu Sırrı (Bülent Düzgünoğlu)
tütün fabrikasında, meşhur Bitlis sigarasının
üretildiği bölümde çalışmakta ve mutsuz olduğu bu hayattan
kurtuluşu kendi işini kurma hayallerinde bulmaktadır.
İstanbul’da korsan CD satarak hayatta kalmaya
çalışan ve işleri kötü giden küçük oğlan Harun
(Görkem Kanbolat) bir süre için Bitlis’e gelmiştir. En küçük çocuk
Meryem (Asiye Dinçsoy) ise üniversiteli olabilmek
için uzun süreden beri dershaneye giden yıllanmış bir ÖSS
hazırlık öğrencisidir.
GİZEMİN PEŞİNDEN KOŞUYORLAR
Medine’nin dertleştiği tek komşusu Süheyla, Harun’un
eski aşkıdır ve mutsuz bir evliliği vardır. İki kadın,
ortak tutkuları olan çiçek yetiştirmek için ilginç bir yöntem
uygular. Şehsuvar, altı yaşında ölen ve hiç fotoğrafı bulunmayan
bir kız çocuğunun yaşlı dedesi için çocuğa çok benzeyen bir suret
aramaktayken, çalıştığı tarihi caminin onarımında bir sır
ortaya çıkar. Sırrı, fabrikadaki işini aksatmak pahasına
dükkan ararken, gizemli bir yer keşfeder. Harun elinde kalan
CD’leri Bitlis’te satmaya çalışır. Bu arada kaçakçılık için şehre
gelen yabancılar, kahvehanelerde haber okuyan eski ve yeni kuşak
seyyar haberciler, fabrikada üretilen Bitlis sigaralarının
üzerine yazılmış gizemli mesajların sahibi, belediye
mezbahasında kesimden kaçan yaralı bir inek ve peşindeki görevliler
eşliğinde boğucu ama bir o kadar da sıra dışı bir yaşamdır asıl
izlediğimiz.
Engebeli yapısıyla tepelerin arasında sıkışıp kalmış Bitlis şehri,
tüm bu insanları cendereye almış gibidir.