Eğer bu ülkede her vatandaşının hakkını savunan bir devlet, bir
hükümet, bir polis veya bir savcı var ise..
Bugünden tezi yok hemen harekete geçmeli..
21 Mart günü kutlanması gereken Nevruz'u 18 Mart'a çekerek kutlama
girişiminde bulunmakla kalmayıp, onlarca PKK sempatizanını adeta
talimatla yönlendiren BDP'li tüm yöneticileri karşısına
dizmeli..
Yok, yok; Öyle hemen zıplamayın..
O yöneticilerin dokunulmazlığı kaldırılsın, mahkemelerde
sürünsünler, hapislerde çürüsünler önerisinde bulunmayacağım.
Diyeceğim şu..
Bu devlet bu yöneticileri karşısına ip gibi dizmeli ve,
"Madem barış içinde kutlanması gereken bir bayramı provake
ediyorsunuz. Madem en ön safta lider gibi yürüyerek arkanızdaki
yaratıklara adeta cesaret veriyorsunuz. Madem ellerindeki
molotoflara, taşlara, sopalara ses etmiyor ve
uyarmıyorsunuz..
Madem bu insanlar sizin arkanıza saklanarak sokaklara
çıkıyor, masum insanların canına malına kastediyor.. Madem
kadınlara çocuklara alçakça saldırılıyor, arabaları taşlanıyor,
dükkanları yağmalanıyor ve insanlar yaralanıyorsa..
O zaman bunun azmettiricisi sizsiniz. Bu nedenle ortaya çıkan tüm
zararı siz ve partiniz ödeyecek" diyebilmeli..
"Hayır biz azmettirmedik mi?" diyecekler..
Belge var..
Ne diyor Selahattin Demirtaş dünkü konuşmasında: "... Bak
bugün ayın 18'i Nevruz kutlanır mı? Kutlanmaz mı? Demek ki halkın
meşru gücünün önünde duramayacaksınız. Artık Kürdistan'da statüsüz
yaşamak istemiyoruz. 21 Mart'a kadar alanlarda olacağız. Bu direniş
Kürt halkı özgür olana kadar sürecektir"
Aysel Tuğluk ne diyor bir de onu okuyalım: “Başbakan’a
çağrım var. Bilmiyorsanız bilin. Burası Kürdistan. Burası Amed,
Kürdistan’ın başkenti. Varlığımız için yapılması gereken neyse onu
yapacağız. Kürt halkının muhatap sorunu yoktur, tek muhatap
Öcalan’dır. Özgürlüğümüzü elimizle yaratacağız”
Bundan büyük, bundan ateşli tahrik olabilir mi?
Dedim ya hapse falan gerek yok..
Yapılacak tek şey, maddi ve manevi olarak zarar ziyan hesabı
çıkarılıp, misliyle bu azmettiricilere bizzat fatura edilmeli.
Hem niye edilmesin ki..
Trafik kazasında can veren vatandaşın aracı bariyere veya elektrik
direğine çarptı diye ölünün arkasından yakınlarına fatura
göndereceksin...
Bir bakana yumurta attı diye 20 yaşındaki bir öğrenciyi 5 yıl
hapisle yargılayacaksın..
"Parasız eğitim istiyoruz" pankartı açtı diye
öğrencileri aylarca hapse tıkacaksın..
Futbolda şike yaptı diye takım yöneticilerini 80-100 yılla
yargılayacaksın..
Darbe planı yaptığı iddiasıyla asker sivil demeden hapse
dolduracaksın..
Ama yoldan geçen vatandaşın arabasını parçalayan azmışa,
molotoflarla dükkanlara saldırıp yakan sapkına, civardan geçen
kadınlara bile sopalarla saldıran kudurmuşa hiç bir ceza
vermeyeceksin..
Daha da önemlisi, devlete meydan okuyan, ben bu devleti yıkacağım,
böleceğim diyen terörist oğlu teröriste hiç bir ceza
vermeyeceksin?
Onun tarumar ettiği yerlerin tanzimi için gelip yine masum halktan
para alacaksın..
Birilerinin ceza ödemesi için illa saldırıya uğrayanının Başbakan
veya Bakan olması mı gerekiyor bu ülkede?
Yok öyle yağma..
Yeter artık bu ülke için canını vermeye hazır olanların canına
okuduğunuz..
Bize adalet saraylarının yanında, adaleti göstermek de sizin namus
borcunuz değil mi?