Bu dava Türk Hukuk tarihine geçecek!
Abone olDeniz Feneri yürütülürken görevinden alınan 3 savcı beraat etti
Deniz Feneri e.V bağlantılı soruşturmayı yürütürken
görevden alınan cumhuriyet savcıları Nadi Türkaslan, Abdulvahap
Yaren ve Mehmet Tamöz, ''Resmi belgede sahtecilik ve görevde
yetkiyi kötüye kullanma'' suçundan yargılandıkları davada
beraat etti.
DENİZ FENERİ DAVASI'NDA
FLAŞ KARAR! Deniz Feneri e.V bağlantılı soruşturmayı yürütürken ''resmi belgede sahtecilik ve görevde yetkiyi kötüye kullanma'' iddiasıyla soruşturmadan alınan Cumhuriyet Savcıları Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz hakkındaki davada sanıkların beraatine karar verildi. Duruşmayı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan ve bazı milletvekilleri de izledi. HABERİN DEVAMI İÇİN TIKLAYIN |
İşte mahkeme ifadeleri;
NADİ TÜRKASLAN: YİNE OLSA YİNE AYNI HAREKET EDERİM
Nadi Türkaslan, beraat kararı sonrasında ; "Ben sevimedim.. Çünkü suçlu olan kişi sevinir. Suçlu olmadığım için beraat ettiğimede sevinmedim. Bu karar Türk hukuk tarihine geçecek bir karardır. Bu karar Türk hakimine, savcısına hukuk içinde kalın, hukuk içinde elinizden ne geliyorsa yapın, karşınızda kim olduğunun önemi yok mesajı vermiştir." açıklamasını yaptı.
Sanık Nadi Türkaslan, savcı olarak görevini yerine getirdiğini
belirterek, ''100 kere daha böyle bir dava önüme gelse ben
100 kere daha böyle hareket ederim, buraya geleceğimi bilsem
de'' dedi.
Türkaslan'ın avukatı Cevat Balta da savcılık mütalaasındaki belgenin bir kısmının kapatılmasının etik yönünün tartışılabilir olduğu şeklindeki ifadeye itiraz etti. Balta, sahtecilik kastı olmamasının etik yönden bir sıkıntıyı da ortadan kaldıracağını söyledi.
Müvekkilinin görevini kötüye kullandığı için değil, kötülere karşı kullandığı için yargılandığını savunan Balta, ''Verilecek karar deniz feneri savcılarını olduğu kadar binlerce savcıyı da sindirmesin, aydınlığın, adaletin, hakkın sesine kulak versin'' diye konuştu.
ABDULVAHAP YAREN: YARDIM PARALARI METRESLERE GİTTİ
Sanık Abdulvahap Yaren de haklarında verilen HSYK kovuşturma kararının usulüne uygun olmadığını, usulen bu davanın düşmesi gerektiğini bu noktada savcılık mütalaasına katılmadığını ancak beraate yönelik talebe katıldığını bildirdi.
Devletin verdiği görev doğrultusunda Almanya'da delilleri incelediklerini, 600 kişinin belgesini taradıklarını anlatan Yaren, bu kişilere yardım yapılmadığını, yardım yapılanlara ise verilenden fazla miktarda yardım yapılmış gösterildiğini belirlediklerini söyledi.
Afrika'daki aç çocukların fotoğraflarını gösteren Yaren, ''Yardım paralarının bana göre buralara gitmesi gerekiyordu. Peki nereye gitti? Niye ben bu paralara, şirket mallarına el koydum? Evli kadın, evli adamlar hovardalıklarını, metreslerini elinde tutmak için zekat paralarını bu şirketlere hisse payı olarak aktarmışlar. Niye? Cinsel istismara, şantaja devam etmek için. İşte bunun için malla el koyduk'' diye konuştu.
Yaren'in savunması sırasında katılan vekili Hakan Yıldız için ''şurada oturan avukat'' şeklinde hitap etmesi üzerine Yaren ile katılan avukatı arasında yaşanan kısa süreli tartışma mahkeme Başkanı Hüseyin Eken'in müdahalesiyle son buldu.
Yaren, davada öncelikle düşme kararı verilmesini, mümkün görülmediği halde beraatını istedi.
Yaren'in avukatı ise ''50 yıllık hukuk hayatımda sanık veya şüphelinin talebinin cumhuriyet savcısı veya hakim tarafından reddedilmesinin görevi kötüye kullanma olarak kabul edildiğini ilk defa görüyorum. Bu dava siyaset tarafından dizayn edilmiş bir davadır. Suçun unsurları oluşmamıştır'' diyerek müvekkilinin beraatını istedi.
MEHMET TAMÖZ: UTANIYORUM
Sanık Mehmet Tamöz de bir cumhuriyet savcısı olarak idealler uğruna bu mesleği seçtiğini belirterek, ''Bir cumhuriyet savcısının bir sanık olmasından üzüntü duyuyor ve utanıyorum. Bu olaya rağmen vatan, millet ve bayrak sevgimi yitirmedim ama kırgınım. Kırgınlığım suçun unsurlarının oluşmadığını bildiği halde beni buraya getiren meslektaşlarımadır'' dedi.