Herkes onu dansöz sanıyordu ama o bir Alman casusuydu. Sonu idam olan Mata Hari'nin fotoğrafları Fransa ve Hollanda arşivlerinden çıktı. Peki bu kadını casusluğa iten yol neydi? Hollandalı dansçının asıl adıMargaretha Geertruida Zelle'ydi. İsmi Malay dilinde şafağın gözü anlamına gelen Mata Hari'nin hayat öyküsü de bir hayli ilginç... Hollandalı bir işadamının kızı olup, okul çağında bir manastırda eğitim gördü. 18 yaşındayken Hollanda ordusunda görevli İskoç asıllı bir subay ile evlendi. Kocasının vazifesi sebebiyle bir müddet Amsterdam'da, bir süre de Java adasında bulundu. Hollanda'ya döndükten sonra kocasından ayrılarak Paris'e yerleşti. Burada dansetmeye başladı ve kısa sürede meşhur oldu. Şöhreti Paris, Londra, Viyana, Berlin ve Roma gibi Avrupa şehirlerine yayıldı. Bu ülkelerin hükümetlerinde görev yapan önemli kişilerle yakınlık kurdu. Almanlar, Mata Hari'yi Alman Gizli Servisine aldı. I. Dünya Savaşı'ndan birkaç yıl önce Almanya'nın Löerrach şehrindeki Alman Espionaj Okulu'nda casusluk üzerine eğitim gördü. Bu arada Berlin polis şefiyle de yakınlık kurdu. Alman Gizli Servisi'ndeki kod numarası H21 olan Mata Hari, 1915'te tekrar Fransa'ya döndü. Fransız Gizli Servisi, Mata Hari'nin Almanlar hesabına çalışan bir casus olduğunu bilmesine rağmen, herhangi bir müdahalede bulunamıyordu. Mata Hari'nin, Fransız ve Hollanda hükümetlerinde nüfuz sahibi kişilerle yakın teması vardı ve hazırlanan tuzaklardan kurtulmayı ustalıkla başarıyordu. Fransız, İngiliz, Rus subay ve devlet adamlarından topladığı çok gizli askerî bilgileri kızına yazılmış masum mektuplar halinde özel diplomatik kurye ile Paris'ten Almanlar'a ulaştırıyordu. Alman askerî ve denizcilik istihbarat başkanlarıyla toplantılara katıldığı Madrid'den Paris'e döndükten sonra, 13 Şubat 1917'de tutuklandı. Yıllardır hakkında toplanan belgelerin en önemlisi, son Madrid seyahatinde Madrid elçiliğinden Alman askerî merkezine kendi kodu (H21) ile gönderdiği ve yolda ele geçirilen telgraftı. Madrid dönüşü alacağı 15 bin İspanyol pezosu tutarındaki çek, tutuklandığı zaman üzerinde bulundu. Bir diğer delil de, 1915'te Fransa'ya dönmesinden önce Alman Gizli Servisi'nden aldığı 30 bin marklık senetti. Mahkemenin söz konusu paralarla ilgili suçlamasını, "Hediye aldım" diyerek reddeden Mata Hari, kuvvetli delil bulunamamasına rağmen idama mahkûm edildi ve 15 Ekim 1917'de kurşuna dizildi. İdama giderken gayet soğukkanlı olan Mata Hari, "Bu Fransızlar beni öldürmekle ne kazanacaklar, savaşı mı kazanacaklar?" diye yanındakilere dert yanmıştır. Kurşuna dizilirken gözlerini bağlatmayarak bir cesaret ve soğukkanlılık örneği göstermiştir.