Bu da çömelme açılımı mı?
Abone olHürriyet yazarı Yılmaz Özdil, Başbakan Erdoğan'ın moral vermek için gittiği ziyaretin moral bozduğunu iddia etti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın moral vermek üzere gittiği
askeri birlik ziyaretin moralleri bozduğunu iddia eden Hürriyet
yazarı Yılmaz Özdil, ortaya çıkan fotoğraf için 'çömelme açılımı'
nitelemesi yaptı.
Özdil yazısını o fotoğrafın altını okuyarak başladı:
Çok savaş gördü bu millet...
Çömelen devleti ilk kez görüyor.
Her yer jammer dolu.
Sinyal kesiyorlar.
Ki, mayın filan patlamasın.
Havada üç tane Kobra var.
Tam teçhizatlı, tur atıyorlar.
Arada ısı bombası fırlatıyorlar.
Ki, roket gelirse hedefi şaşırsın.
Yüzlerce bordo bereli etrafta...
Araziye yayılmışlar, eller tetikte.
Kum çuvallarıyla çevrili siper...
Ardında, çömelmiş Başbakan.
Ve, Genelkurmay Başkanı.
Ki, mıhlamasınlar.
ATATÜRK BÖYLE Mİ POZ VERİRDİ? |
Ama ya bu fotoğraf. Kum torbalarının ardında çömelmiş halde bu fotoğraf. Diyeceksiniz ki, "Ne yapsınlar. Tehlikeli bölge". Doğru. Tehlikeli bölge. O zaman yapılacak şu. O fotoğrafı çektirmeyeceksiniz. Medyaya vermeyeceksiniz. Ya da ille bir fotoğraf çektirecekseniz, tehlike mehlike demeyeceksiniz. Aslanlar gibi ayakta duracaksınız. Dimdik, ileriye, terörün geldiği yöne bakarak. Bir düşünün bakalım Mustafa Kemal Atatürk o mevziye gitseydi... Böyle mi poz verirdi (Fatih Altaylı-Habertürk) |
Moral vermek için yapılan ziyaretin, moral bozucu fotoğrafıdır
bu.
Kimseyi rencide etmek maksadıyla yazmıyorum; ben de olsam, ben de
çömelirim... Çünkü, elimizi kolumuzu sallaya sallaya girdiğimiz
Irak topraklarına, kendi topraklarımızdaki kum çuvallarının
ardından çömelerek bakabiliyoruz bugün anca.
Özdil yazısını daha da sertleştirerek şöyle devam etti:
Ankara’da yıllardır yan gelip yatarken, dizlerinin üstüne çökmüş
örgütün, yeniden ayağa kalkmasına göz yummanın neticesidir bu...
Kahramanlarımıza vatan haini muamelesi yapıp, içeri tıkarken,
“güzel şeyler oluyor” deyip, teröriste havai fişek fırlatmanın,
şımartmanın neticesidir. Şeref madalyalı subaylarımız kendi
kafasına sıkarken, utanmadan sırıtmanın... “Camilerimizi
bombalayacaklar, bize suikast yapacaklar” iftirasıyla cahil
cüheladan oy toplayıp, elinde roketle gezenleri gizli gizli
affetmeye çalışmanın bedelidir. Adamlar harıl harıl memleketin
yollarına mayın döşerken, şarkıcılarla türkücülerle şov yapmanın,
4-4-2’yle mi yoksa 3-5-2’yle mi hallederiz bu meseleyi diye,
futbolcularla top sektirmenin bedelidir.
Bir taraftan “kardeşim” diye bağrına basacaksın Barzani’yi... Öbür
taraftan “taşeron bunlar” deyip, kum çuvallarının ardından
çömelerek bakacaksın Barzani’nin topraklarına.
Nasıl gezebiliriz ki ayakta?