Bu da başka bir tuzak
Abone olHürriyet şehit aileleriyle ilgili tuzak haberlerine karşı, aykırı ses Ece Temelkuran'dan itiraz var.
Hürriyet gazetesi demişti Fatih Çekirge imzasıyla. Şehit
annelerinini isyanı başlayınca gazetenin iki gündür başlayan yayını
dikkat çekici. Milliyet'ten Ece Temel Kuran, farklı düşünüyor. Bir
çoklarına aykırı gelebilecek düşüncesini ve şehit annelerinin
sorularını köşesinde sordu. Temelkuran diyerek Hürriyet'in
yayınlarına cevap verdi.
Temelkuran Hürriyet'in sunduğu rapor çelişkisine dikkat çekiyor ve
şunları söylüyor:
Rapor ayın kaçında?
Aslında habere dair sormak
istediğim sorular var.
10 Eylül günü yayımlanan haberde bu bilginin iki gün önce
kesinleştiği söyleniyor. Yani haber 8 Eylül'de alınıyor.
Dolayısıyla bu raporun en iyi ihtimalle 7 Eylül'de hazırlanmış
olması gerekiyor. Haberde PKK'nın planından söz ediliyor ve şöyle
deniyor: "Vatan sağ olsun demiyorum, diyen anneler
desteklenmeli."
Bütün bu hadiselerin başlangıcı olan babanın isyanı ve raporda
geçen "isyan cümleleri" 5 Eylül'de gerçekleştiğine göre bu rapor 24
saatte mi hazırlandı?
Bir habercilik ekolü olan Hürriyet herhalde bu konularda hata
yapmaz, deyip, esas meseleye geçmek isterim.
Yazar da tuzağa düşmeyelim diyor ve sözlerini şöyle noktalıyor:
Evet, tuzağa düşmeyelim bence de. Savaşın, savaşın dilinin tuzağına
düşmeyelim. Çünkü barışın dilini tesis etmek, acılarımızı
ortaklaştıracak yeni bir dil bulmaya çalışmak ne kadar zorsa
savaşın dilini yeniden üretmek bir o kadar kolay. Acılı ve öfkeli
insanları intikam tarlalarına itmek çok kolay.
Zor olan, sorumluluk hissetmek. Bu toprağın bütün çocuklarından
aynı şekilde sorumlu olduğumuzu hissetmek, acılarını tepemizde
hissetmek. Zor olan bu. Asıl tuzak bu. Cümle kurarken, manşetler
atarken düşünmemiz gereken tek bir şey var:
Bu ülkeyi nasıl yeniden hepimizin kılabiliriz?
Biz nasıl yeniden birbirimize ait olabiliriz?
Biz bu savaşı nasıl durdurabiliriz?
Savaşın tuzağına nasıl düşmeyiz?