Bu, Cumhuriyeti tasfiye planı
Abone olCHP Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum, Demokratikleşme Paketi’nin demokratikleşme getirmediğini ileri sürerek, “Balyoz davasının sonuçları...
CHP Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum, Demokratikleşme Paketi’nin demokratikleşme getirmediğini ileri sürerek, “Balyoz davasının sonuçları ve bu getirilen ‘AKP Paketi’ çok açıklıkla Cumhuriyeti tasfiye planlarıdır” dedi.
CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, CHP Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum, CHP İstanbul Milletvekili Oktay Ekşi ve CHP Uşak Milletvekili Dilek Ayman Güler, TBMM’de düzenlenen basın toplantısında Demokratikleşme Paketi’ni eleştirdi. CHP’li Güler, AK Parti’nin Türkiye’yi dünyada yalnızlaştırdığını ileri sürerek, “AK Parti hem dünyada hem de Türkiye’de yolun sonuna gelmiştir. Yöneticileri de bunun farkındadır. Bu nedenle, on yıldır sürdürdüğü Türk Devrimi’nin hesaplaşmasının son adımlarını atmaktadır. 30 Eylül 2013 paketi, gerçekleştirmeye çalıştığı karşı devriminin son adımıdır” dedi.
Kamuda başörtünün serbest bırakılmasıyla ilgili olarak da Güler, “Devlet hizmetlerinde asıl olan hizmette tarafsızlık ve eşitlikçiliktir. Devlet hizmetlerinde dini ya da siyasi herhangi bir simgenin kullanılması, kamu uygulamalarında tarafsızlık ve eşit muamele ilkelerini zedeler ve çok açık olarak devlet dini esaslara göre örgütlenme başlamış demektir. AK Parti dini inançları devlet işlerine karıştırmış, Anayasa’nın laiklik ilkesini ihlal etmiştir. Biz AK Parti’nin bu yaklaşımını Cumhuriyet ile hesaplaşma olarak görüyoruz. Türk ulusu ve CHP bunu hiçbir zaman kabul etmeyecektir” diye konuştu.
Cumhuriyet’in Harf Devrimi’nin hedef alındığını öne süren Batum, “Türkçe’nin yapı taşları olan harflere üç harf ekleniyor. Harf Devrimi, Anayasa’nın 174. maddesinde yazıyor. Anayasa’nın 174. maddesi bir anayasa hükmüdür. Anayasa’nın hükmüne dokunmadan o getirilmek istenen temel düzende değişiklik yapabilir misiniz? Hayır. Ama, ‘Biz yönetmelikle yapıyoruz, klavye özgürlüğü getirdik’ diye açık bir sahtekarlıkla bunun yapılabilmesi mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
Hükümetin resmi dili ve ulusal devleti de hedef aldığını iddia eden Batum, “Özel eğitim dediğiniz zaman her kademede Türkçe’den başka dillerde eğitim vermesine olanak tanıyorsunuz. Öğretimi bir hobi zannediyorlar. Örgün eğitimin hiçbir aşaması hobi değildir. Başbakan özel okullarda verilen eğitimin hobi olduğunu zannedebilir ya da onun sözlerini yazan önündeki cama yazanlar onu özel eğitimin Anayasa ya da yasalar dışında yürütülebileceği konusunda kandırmış olabilir. Böyle deseler yine bir anlamda ‘yazık Başbakanımız kandırılmış’ derdim. Ama şimdi böyle bir düzenleme Anayasa’nın 42. maddesi açık açık dururken, yasalara aykırılık oluşturmadan bir yönetmelikle ya da bir kanunla nasıl yapılabilir?” şeklinde konuştu.
“Ana dilin özel okullarda verilmesiyle” ilgili BDP’nin öneri verdiğini kaydeden Batum, “Başbakan, ‘Bunu Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda CHP’ye kabul ettiremedim. Artık halkı kandırma yöntemini seçiyorum. Burada kabul ettiremediğimi yasayla yapmaya, yönetmelik değişikliğiyle yapmaya çalışıyorum’ diyor” dedi.
"DİNCİ VE ETNİKÇİ ADIMLAR"
Demokratikleşme Paketi’nde yer alan nefret suçlarıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Batum, “Atılan dinci ve etnikçi adımlar, Türk Ceza Kanunu’nda ‘ayrımcılık ve nefret suçları’nın yeniden düzenleneceği ilanıyla birlikte atılmıştır. Bu serbestiyetçilik, doğasına son derece uygun biçimde önümüzdeki günlerde ulusal ve laiklik değerleri savunan halk kitleleri için yeni cezalandırma dalgaları anlamına gelmektedir” dedi.
Demokratikleşme Paketi’nin demokratikleşme getirmediğini savunan Batum, “Balyoz davasının sonuçları ve bu getirilen ‘AKP Paketi’ çok açıklıkla Cumhuriyeti tasfiye planlarıdır. CHP milletvekilleri olarak, AK Parti’nin sahip olduğumuz ulusal varlığımızı, laiklik ilkesi temelindeki hak ve özgürlüklerimizi ortadan kaldırılmasına izin vermeyeceğiz” diye konuştu.
Demokratikleşme Paketi’ndeki düzenlemeleri Anayasa değişikliği yapmadan getirmenin mümkün olmadığına dikkat çeken Batum, “AK Parti yüzde yüz Anayasa suçu işliyor. Siz bugün kendi iş yerinizde ‘Ben Anayasa’yı tanımıyorum’ deme hakkınız yok hele hele bir Başbakanın hiç yok. Kesinlikle Anayasa suçu işliyor. Biz bu karşı devrimi kabul etmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
(İHA)