ETİYOPYA'da yaşayan Abushe görenleri hayrete düşürüyor. Abushe’de “Waardenburg sendromu” denen bir genetik bozukluk var. Bu durum siyahi kişilerin renkli göze sahip olması olarak nitelendiriliyor. Sendromun en belirgin özellikleri ise pigmenter anormallik ve sinirsel dokularda meydana gelen bozukluklar. Genellikle ebeveynlerden kalıtsal yolla geçtiği saptanmış.Bu nedenle siyahi olmasına rağmen inanılmaz derece manyetik mavi gözleri var. Abushe'nin gözleri doğanın bir mucizesi olarak adlandırılıyor. Abushe 1/40.000 rastlanan Waardenburg sendromuna sahip. Bu sendrom irisler arasında özel bir pigmentesyon oluşturuyor. Abushe geleneksel görünümlü ahşap ve kerpiçten yapılmış bir evde yaşıyordu. Bir gece büyükannesiyle uyudukları sırada odada yangın çıkıyor… Neyse ki bu yangından kurtulmayı başarıyorlar. Ancak Abushe o günden kalan bir yara izini hala alnında taşıyor. Pek çok eşyası ve okul kitapları da yangında kül oluyor. En değerli eşyam dediği kırmızı topunu ise kurtarmayı başarıyorlar. O’nun için büyük bir mutluluk kaynağı olduğunu belirtiyor ve diğer çocukların topunu kıskanıyor olmasını da ekliyor sözlerine. Ailesi gözlerini ilk gördüğünde büyük şok yaşamış ve kör olduğunu düşünmüşler. Ailesi durumu önce Tanrı’nın laneti olabilme ihtimaline yormuşlar. Çok yoksul oldukları için doktora gidemiyorlarmış bu yüzden Abushe’nin görebildiğini anlayabilmeleri için uzunca süre beklemek zorunda kalmışlar. Diğer çocuklar Abushe ile zaman zaman “Plastik Göz” diyerek dalga geçiyormuş. Haliyle bunun canını sıktığını söylüyor ve üzülüyor… Abushe büyükannesinin bulunduğu köyden okuluna gitmesi için gereken otobüs bileti parasını ödeyemediğinden okulun hemen yanında derme çatma bir yerde kalmaya başlamış. Abushe kendisini esas zorlayan şeyin okuyabilmek veya yemek bulmak için verdiği yaşam savaşı değil ona “Canavar” diye hakaret edip bazen de zevk için döven gençler olduğunu söylüyor.